TMMOB Kimya Mühendisleri Odası, yönetim kurulu hakkında açılan fesih davası ile ilgili yaptığı açıklamada bunun tamamen siyasi bir dava olduğunu, bakanlığın oda iktidarların değil halkın örgütü olarak davranması nedeniyle bu davayı açtığını söyledi
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası, yönetim kurulu hakkında açılan fesih davası ile ilgili yaptığı açıklamada bunun tamamen siyasi bir dava olduğunu, bakanlığın oda iktidarların değil halkın örgütü olarak davranması nedeniyle bu davayı açtığını söyledi
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın denetim talebini reddetmeleri üzerine oda yönetimin feshedilmesi için açılan davaya dair açıklama yaptı. Oda, yürürlüğe girdiği günden bugüne kadar hiçbir hükümetçe işletilmeyen teftiş maddesinin bugün işletilmesinin nedeninin Kimya Mühendisleri Odası’nın iktidarların değil, halkın örgütü olması nedeniyle gerçekleştiğini belirtti.
Bakanlıkça yapılmak istenen teftişin hukuksuz olduğunu maddeler halinde ortaya koyan oda, Bakanlık Rehberlik ve Teftiş Kurulu ile yapılan yazışma ve görüşmelerde de aşağıda bulunan gerekçelerin sıralandığını belirtti.
Bakanlık, 26 Ocak 2017’de teftiş için istenen evrak ve defterlerin kendilerine teslim edilmemesi, nedeniyle Kimya Mühendisleri Odası hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı`na, yönetim kurulunun hakkında “…amaçları dışında faaliyet gösteren birlik ve odaların sorumlu organlarının görevlerine son verilmesini ve yerlerine yenilerinin seçilmesine…” hükmünün uygulanması için şikayette bulunmuştu.
Şikayet üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmek üzere bir yazılı savunma hazırlayan oda, 5 Mayıs 2017’de bu savunmayı teslim etmişti. Odanın savunmasını değerlendiren başsavcılık, 10 Haziran 2017’de verdiği kararda “şüpheli Oda yöneticileri hakkında yüklenen suçtan kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına, şikayetçi kurumun Oda hakkında dava açılması hususunda Bayındırlık ve İskan Bakanlığı`na müracaat edebileceğine,…” dedi.
Kararın ardından bakanlık bir üst mahkemeye itiraz ederek oda yönetim kurulunun görevden alınması için başvuruda bulunmuş, bakanlığın talebini kabul eden üst mahkeme dosyayı dava açılması ve sorumluların cezalandırılması için tekrar Cumhuriyet Başsavcılığı`na göndermişti. Aynı savunmayı tekrar yapan oda yönetimi hakkında başsavcılık bu defa da asıl muhatabın Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu söyledi:
“Şüphelilerin eyleminin 6235 sayılı yasanın Ek 4. maddesine aykırılık niteliğinde olduğu ve maddede eylemin müeyyidesi olarak Odanın sorumlu organlarının görevlerine son verilmesi ve yerlerine yenilerinin seçilmesi talebiyle Asliye Hukuk Mahkemesine dava açılması olduğunu, dolayısıyla eylemin ceza hukuku anlamında suç teşkil etmediği anlaşıldığından şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına, dosyanın bir suretinin Basın Esas numarasına kayıt edilerek şüpheli yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son verilmesi ve yerlerine yenilerinin seçilmesi talebiyle Asliye Hukuk Mahkemesine dava açılmasına…”
Başsavcılığın kararı üzerine bakanlık bu defa da Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açtı. Bu davanın açılabilmesi için odanın ilgili bakanlığın tasarruflarını kanuni bir sebep olmaksızın yerine getirmemiş olması gerekmesine rağmen açılan dava için Kimya Mühendisleri Odası, bu davanın haksız, hukuksuz ve özünde siyasi bir dava olduğunu söyledi
Öncelikle belirtilmelidir ki mezkur kanun maddesi, yürürlüğe girdiği 19.04.1983 tarihinden bu yana uygulaması hiç gerçekleşmemiş bir maddedir. Adeta “ölü norm” haline gelmiş bir kanun maddesini yürürlüğe girdikten 35 yıl sonra canlandırma gayretini ülkemiz demokrasisinin bugün ulaştığı seviye ile bağdaştırmakta zorlanmaktayız. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Odamız arasındaki uyuşmazlık gerçekte bütünüyle idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlıktır. Anayasanın 135. maddesine göre kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan Kimya Mühendisleri Odası`nın her türlü iş ve işlemine karşı idari yargı yolu açık olduğu halde Bakanlığın bu yola başvurmayarak yürürlüğe girdiği tarihten bu yana hiç uygulanmamış bir kanun maddesini esas alıp adli yargı mercilerine başvurmasının hukuken doğru olmadığı düşüncesindeyiz. Elbette ki her türlü idarenin denetimden geçmesi esastır. TMMOB bünyesinde bulunan tüm odalar da Genel Kurullar tarafından seçilen Oda Denetleme Kurullarınca ve TMMOB Denetleme Kurulunca denetlenmektedir. Bu denetimin de kuralları ve usulü yönetmelikler tarafından belirlenmiştir. Yani Kimya Mühendisleri Odası`nın hali hazırda bir denetim mekanizması vardır. Ayrıca Oda`nın tüm eylem ve işlemleri de idari yargının denetimine tabidir.
T.C. Anayasasının Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları ile ilgili 135. maddesi “Bu meslek kuruluşları üzerinde Devletin idari ve mali denetimine ilişkin kurallar kanunla düzenlenir.” hükmüne haizdir. Bu demektir ki devletin meslek kuruluşları üzerinde idari ve mali denetimine ilişkin kurallar ile ilgili bir kanun bulunmuyorsa bu husus düzenlenmiş sayılmayacaktır.
6235 sayılı TMMOB Kanunu 3. Ek Maddesi şöyledir: “Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği üzerinde, Bayındırlık Bakanlığınca; ihtisas dallarına göre Odalar üzerinde ise, ilgili bakanlıklarca idari ve mali denetim yapılır. İlgili Bakanlıklar; Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile tespit edilir.” Bu hüküm haricinde herhangi bir kanunda kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının idari ve mali denetimine ilişkin bir hüküm yoktur. TMMOB Kanununda veya başka herhangi bir kanunda Bakanlığın Birlik ve Oda organlarının karar ve işlemleri üzerindeki tasarruflarının çerçevesi, sınırları ve usulleri belirlenmemiştir. Oysa Anayasa hükmü çok açık olup; idari ve mali denetime ilişkin kuralların “kanunla” belirlenmesi gerekmektedir. TMMOB Kanunundaki Ek Madde 3`ün, Anayasa‘nın belirttiği şekilde “idari ve mali denetime ilişkin kuralları” düzenlediğini söylemek mümkün değildir. Zira bu kanun hükmünde herhangi bir kural belirtilmemiştir.
Öte yandan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun hiçbir hükmünde de Kimya Mühendisleri Odası`nın denetimine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla idari ve mali denetime ilişkin kurallar burada da düzenlenmiş değildir.
Bununla birlikte, Bakanlık müfettişleri “Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı Yönetmeliği”ne göre görev yapmaktadır. Yönetmeliğin “Başkanlığın görev ve yetkileri” başlıklı 6. maddesine göre Başkanlık,”Bakanlık merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatı ile mevzuatı gereği Bakanlığa bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşların her türlü faaliyet ve işlemleriyle ilgili olarak teftiş, inceleme, soruşturma ve rehberlik hizmetlerini yürütmek” ile görevlendirilmiştir. Odamız Bakanlığın teşkilatı içerisinde olmadığı gibi Bakanlığa bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluş da değildir(Bu kuruluşların bir listesi şu adreste bulunmaktadır: http://euygulama.dpb.gov.tr/devletteskilati/kontrollu/Idare.aspx). Dolayısıyla Bakanlık Teftiş Başkanlığı personeli olan müfettişlerin kendi görevlerini tanımlayan yönetmelikte tanımlanmamış bir kuruluşta teftiş yapmasının hukuksal dayanağı da bulunmamaktadır.
Ayrıca, TMMOB`ye bağlı bazı odaların idari ve mali denetiminin bazı bakanlıklar tarafından yapılmasına ilişkin 22/05/2014 tarihli ve 29007 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2014/6220 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının iptali için Danıştay nezdinde dava açılmıştır. Danıştay 8. Dairesi 2014/6807 Esasına kayıtlı bu davaya Danıştay Başsavcılığınca 12/11/2015 tarihinde sunulan Düşünce`de “Dava konusu kararın dayanağı olan ve Odalar üzerinde denetimin hangi idareler tarafından yapılacağının Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile belirleneceğini öngören ancak bu denetimin sınırlarına, usul ve esaslarına yer vermeyen 6235 sayılı Kanun`un Ek.3. maddesinde yer alan hükmün de Anayasa`nın 135. Maddesinin 4. Fıkrasına aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, dava konusu 2014/6220 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının iptaline karar verilmesi ve Kararın dayanağı 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu`nun Ek3. maddesinin Anayasaya aykırılığı konusunda karar verilmek üzere Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği düşünülmektedir.” denilmiştir. Görüleceği üzere idari ve mali denetimin dayanağı olarak ileri sürülen Kanun maddesinin Anayasaya aykırılığı Danıştay Başsavcılığınca da ileri sürülmüş olmaktadır. Danıştay 8. Dairesi bu konudaki kararını henüz vermiş değildir.
6235 sayılı TMMOB Kanununun 22. Maddesine göre Oda Umumi Heyeti “Odaların maksadı teşekkülüne ait kararları almak”la ve Oda İdare Heyeti de 24. Maddeye göre “Umumi Heyetçe alınan kararları tatbik etmek”le görevlendirilmiştir. Bakanlık, Oda işlem ve kararlarının Hukuka Aykırılığı Konusunda Denetim, Tespit Yapma ve Geçersiz Kılma Yetkisine Sahip değildir. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ve Bakanlık iki ayrı özel yasa ile kurulmuş kamu kurumlarıdır. TMMOB`nin Anayasa`nın 135. maddesinde düzenlenen kamu kurumu niteliğinde Anayasal meslek kuruluşu olmasına karşın, Bakanlık merkezi idareyi temsil eder. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ile Bakanlık arasında Anayasa ve İdare Hukuku açısından belirlenmiş bir astlık üstlük ilişkisi mevcut değildir. Bakanlığın, Odanın işlemlerini iptal etme, hukuksal olarak geçersiz kılma yetkisi olmadığı gibi Oda`nın düzenleyici işlemini değiştirmesi ve kaldırması için emir ve talimat verme yetkisine de sahip değildir. Bakanlık, Oda işlem ve kararlarının Hukuka Aykırılığı Konusunda Denetim, Tespit Yapma ve Geçersiz Kılma Yetkisine Sahip değildir. Bu konuda bir hukuka aykırılık iddiası var ise idari yargıda yargısal denetimle bu talebini yerine getirebilir. İşlemlerden doğan hukuka aykırılık iddiaları yargısal denetime tabidir. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ve Bakanlık iki ayrı özel yasa ile kurulmuş kamu kurumlarıdır. TMMOB`nin Anayasa`nın 135. maddesinde düzenlenen kamu kurumu niteliğinde Anayasal meslek kuruluşu olmasına karşın, Bakanlık merkezi idareyi temsil eder. Bakanlık idari işlemle kurulmasına karşın, TMMOB Anayasal Kuruluştur.Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ile Bakanlık arasında Anayasa ve İdare Hukuku açısından belirlenmiş bir astlık – üstlük ilişkisi mevcut değildir. Bakanlığın Oda üzerinde, düzenleyici bir idari işlemini iptal etme, hukuksal olarak geçersiz kılma veya Oda`ya düzenleyici bir işlemini değiştirmesi ve kaldırması için emir ve talimat verme yetkisine sahip değildir.
Bununla birlikte Kimya Mühendisleri Odası`nın bağlı bulunduğu üst birlik olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu, konu ile ilgili 10.12.2016 tarihli ve 109 sayılı kararında (EK-6) “Oda`nın idari ve mali denetim işleminin Anayasa`nın 2, 6, 8, 11 ve 135. maddelerine aykırı olduğunun ve hukuki dayanağı bulunmadığının Odalara bildirilmesine” karar vermiştir.
Tüm bunların yanısıra Odamız hiçbir kişi veya kurumdan herhangi bir belgeyi gizleme amacı taşımadığından Bakanlık tarafından istenen belgeler hali hazırda Odamızın web sitesinde (http://www.kmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=2896&tipi=0&sube=0) yayınlanmakta olup tüm üyelerimizin ve kamuoyunun erişimine açıktır.Bu belgeler Oda Denetleme Kurulu tarafından görülmüş ve onaylanmış belgelerdir. Kamu idaresi olan Oda`nın Web sitesine konulan bu belgeler asıllarının aynı olup gerek yönetim kurulu ve gerekse de erişenler tarafından hiçbir şekilde değiştirilmesi, üzerinde yeniden işlem yapılması mümkün olmayan orijinal belgelerdir. Asılları odamız arşivinde muhafaza edilmektedir.
Sendika.Org