Cumartesi Anneleri 638. defa Galatasaray Meydanı’ndaydı. Emin Kaya için adalet istenen buluşmada CHP’nin Adalet Yürüyüşü’ne destek verildi, “Adalet yoksa hukuk yok” denildi

Cumartesi Anneleri Galatasaray Meydanı’ndaki 638. buluşmasını Emin Kaya’ya adalet talebiyle gerçekleştirdi. Eylemde oğlu için adaletin sağlandığını göremeden yaşamını yitiren Emin Kaya’nın annesi Meryem Kaya da anıldı, mücadelenin sürdürülmesi sözü verildi.

Buluşmada açlık grevlerinin 100 gününü geride bırakan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın işe iade talebi dillendirildi, bu hafta da eylemlerini yapamayan Cizre ve Yüksekova’daki annelerin sesine ses verildi, katledilmesinin üzerinden 81 hafta geçen Tahir Elçi anıldı.

“Adalet bir gün herkese lazım”

Buluşmada ilk sözü Emin Kaya’nın yeğeni Emine Kaya aldı. Kürtçe yaptığı konuşmada ülkede adalet olmadığını, Türkiye’de hiçbir zaman adalet olmadığını söyleyen Kaya, “Çok ağır işkenceler yapmışlar, gözünü oymuşlar, karnını kesmişlerdi. Böbreklerini aldılar, alnına haç işareti yaptılar. Dünyada böyle bir zulüm var mı? Bize bu zulmü yaptılar. Gençti. 3 çocuk babasıydı, en küçük çocuğu 4 yaşındaydı. Bize bu zulmü yapanlardan davacıyız” dedi.

Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız da yaptığı konuşmada 22 yıldır adalet aradıklarını ancak kendilerini hiçbir hükümetin duymadığını belirtti. AKP’nin polislere “Süpürün” diye talimat verdiğini ancak adaletin süpürmeyle gelmediğini kaydeden Yıldız, adaletin bir gün herkese lazım olacağını, bu nedenle CHP’nin yürüyüşünü desteklediklerini dile getirdi.

Sorumlular hesap verene kadar…

Haftanın açıklamasını ise Leyla Kaya okudu. “Adalet yoksa hukuk yoktur” diyerek konuşmasına başlayan Kaya, Emin Kaya’nın katledilmesinden Cemal adlı yüzbaşı ve 24-29 Aralık 1993 tarihlerinde Güçlükonak İlçe Jandarma Komutanlığı’nda görevli personel ile dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe ve dönemin Başbakanı Tansu Çiller başta olmak üzere hükümet yetkililerinin sorumlu olduğunu söyledi.

Kaya, “Emin Kaya’nın Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tozlu raflarında bekleyen dosyasında yerelden ulusala tüm sorumlular adil bir yargı önünde hesap verinceye kadar, hakikat ve adalet talebimiz hak ettiği karşılığı buluncaya kadar Emin Kaya’yı ve bu hukuksuzluğu hatırlamaya ve hatırlatmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Açıklamanın ardından eylem son buldu.

*

Emin Kaya nasıl katledildi?

Şırnak’ın Güçlükonak ilçesi Düğünyurdu köyünde yaşayan ve biri henüz doğmamış dört çocuk sahibi olan Emin Kaya, defalarca Güçlükonak Jandarma Bölüğü tarafından gözaltına alınıp ağır işkenceler gördü. Can güvenliği tehlikede olan Kaya, ailesiyle birlikte İstanbul’a taşınmaya karar verdi. Ancak taşınma hazırlıkları yaparken, 24 Aralık 1993’de askerler köye baskın yaptı. Evler tek tek arandıktan sonra köy halkı okulun önüne getirildi. Bölük komutanı, Emin Kaya’yı yol gösterme bahanesiyle yanlarına aldı. Anne Meryem Kaya, komutana güvenmeyerek bir süre oğlunu takip etti. Ancak komutan “Merak edilecek bir şey yok” diyerek, onu köye gönderdi. Emin Kaya bir daha eve dönmedi. Ailenin başvurularına ise “Benim bölüğümde böyle biri yok” yanıtı verildi.

Emin Kaya’ya neler yapıldığı, 27 Aralık 1993’de cansız bedeni bulunduğunda anlaşıldı. Ağır işkencelerden geçirilen Kaya, gözü oyulmuş, tüm iç organları çıkarılmış ve karın boşluğuna iki büyük taş konularak suya atılmıştı.

Köylülerin derenin suyunu keserek bulduğu Kaya’nın cenazesi köye götürüldü ve otopsi yapılmak istendi. Ancak Güçlükonak Merkez Karakolu komutanı “Otopsiye gerek yok, hemen gömsünler. Eğer başka bir yere götürmeye çalışırlarsa aynısı onların da başınıza gelir” diye tehdit etti. Bunun üzerine aile hiçbir işlem yapamadan Emin Kaya’nın cenazesini köyde defnetmek zorunda kaldı.

Emin Kaya’nın katledilmesi, dönemin Siirt Milletvekili Zübeyir Aydar tarafından dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe’nin yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesiyle Meclis’e taşındı. Menteşe ise önergeye “Güvenlik Kuvvetlerinin çalışma azmini kırmak amacına yönelik asılsız iddialardan ibarettir” yanıtını verdi.

Sendika.Org