defalarca dedik demeye devam edeceğiz “erkek şiddeti politiktir” ve bu nedenle seçici değildir ve bu nedenle iktidarlar tarafından beslenir, pamuklara sarılır, palazlandırılır
defalarca dedik demeye devam edeceğiz “erkek şiddeti politiktir” ve bu nedenle seçici değildir ve bu nedenle iktidarlar tarafından beslenir, pamuklara sarılır, palazlandırılır
“kadınlar öldürülüyor”, son on yılların en çok duyulan cümlesi, okunan haberi bu oldu sanırım. siyasetçilerin her gün saatlerce yaşam alanımızı işgal etmesi gibi erkek şiddeti de yaşam alanımızı on yıllardır işgal ediyor.
ne erkek siyasetçilerden ne de öldürülen erkek şiddeti haberlerinden kurtulmak mümkün gözükmüyor bu yakınlarda.
sanki bazı kadınlar bazı erkekler tarafından öldürülüyor ve bu o insanlarla sınırlı. sanki başka kimse sorumlu değilmiş gibi bu durumdan.
yani her gün erkek kodlarıyla konuşan, asan, kesen, cezalandıran, hesap soran siyasetçiler öldüren erkeklere nasıl cesaret verdiklerini bilmiyorlarmış gibi.
erkek şiddeti uygulayan erkeklerin savunmalarındaki eril kodların sorumlusu sanki her gün erkekliği pompalayanlar değilmiş gibi.
asan, kesen, geçiren, parmak sallayan kendileri değilmiş gibi.
kadınların lehine yapılan yasları aile lehine çevirip kadını kolsuz kanatsız bırakmak isteyenler kendileri değilmiş gibi.
üstelik bunu yaparken yandaş kadınlardan tam destek de almıyorlarmış gibi.
tecavüzcüler için “bir kereyle bir şey olmaz” diyen bir kadın bakanın olduğu bir ülkeye tanıklık etmemişiz gibi.
şiddeti besleyen dilin tesadüfen seçilmediğine, erkek iktidarın şiddet dilinden nasıl beslendiğine her gün tanıklık etmeye devam ediyoruz.
şiddet uygulayanlar savunmalarında bu kodları okuyup ona göre savunma yapıyorlar. hep tahrik oluyorlar ve hep ölen suçlu oluyor, hep bir masumiyet var işin içinde!
devletlerin nasıl savaş için bahaneleri varsa erkeklerin de uyguladıkları şiddet için bahaneleri var. bazen yalancıktan pişman oluyorlarsa da hep bir haklılık payları var. pişman olurken de yüce gönüllüler, burunlarından kıl aldırmıyorlar. hatırlamıyorlar ne yaptıklarını, sarhoş oluyorlar vs. vs.
şengül karaca ile hiç karşılaşmadım. aynı örgütte farklı zamanlarda bir arada bulunmuşuz. eminim anlarımız kesişmiştir öyle yada böyle.
“eğitim sen’li öğretmen, öğretmen erkek arkadaşı tarafından camdan itilerek öldürüldü.” bir öğleden sonra böyle bir haberle karşılaşınca ölümden öte bir şey tırmaladı gözümü, beynimi duygularımı. “niye acaba eğitim sen vurgusu var” diye düşündüm. yani haberi yapan eğitim sen’li öğretmenin öldürülmeyeceğini mi düşünüyor. kadın öğretmen olmak, eğitim sen’li olmak ölümden muaf olmak anlamına mı geliyor?
erkek şiddetinin sistematik olduğunu düşünmeyen, bazı kadınlara ulaşıp bazılarına ulaşamayacağını düşünen bir haber anlayışı nasıl bir haber anlayışıdır?
feminist kadınlar onlarca yıldır “erkek şiddeti politiktir” derken tam da bu düşünce biçimine karşı söylemiş oluyor bu cümleyi.
yani sevgili muhabir arkadaş,
eğitim senli olmak, demokrasi mücadelesinin köşesinden tutmak hatta kadın kurtuluşu için mücadele vermek bile biz kadınları erkek şiddetinden muaf tutmuyor.
böyle haber başlığı yapmanın erkek şiddetinin değirmenine su taşımak olduğunu; kurtulmuş kadınlar kurtulacak kadınlar diye kadınları bölmenin sadece erkek egemen dünyanın işine yarayacağını, kadınlar için zerre kadar faydasının olmayacağını bilmeni isterim. eminim benim gibi bir çok kadın haberin sunuluş şeklinden çok rahatsız olmuştur.
defalarca dedik demeye devam edeceğiz “erkek şiddeti politiktir” ve bu nedenle seçici değildir ve bu nedenle iktidarlar tarafından beslenir, pamuklara sarılır, palazlandırılır.
erkek şiddeti; erkek iktidarın en önemli var olma aracıdır, yöntemidir.
kadınlar onlarca yıldır bunu söylüyor söylemeye devam ediyor ve biliyor ki bugün şengül’ü camdan iten el yarın bir alt geçitte kendisini taciz etmek için bekliyor.
kadınlar; mücadelelerini dayanışmalarını bu bilgi ışığında örüyor, her fırsatta kurtarılmış kadın mağdur kadın, yoksul kadın, seks işçisi kadın, öğretmen kadın, doktor kadın diye kadınlık hallerinin olmadığını ifade ediyorlar.
her türlü erkek şiddeti karşısında eşitlendiğimizi bilerek yol alıyoruz, bunu bilerek mücadele ediyoruz
savaşta, sokakta, evde, işyerinde var olduğumuz her yerde verili bu durumu hiç unutmadan yol alıyoruz, alacağız.
sevgili muhabir arkadaş,
şengül sadece bir kadın olduğu için o camdan aşağı atıldı.
jesca gibi, violet gibi ve diğerleri gibi.
bilesin istedim…
*feminist aktivist
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.