Patrick Chamoiseau’nun bir tür deneme-manifesto olan “Göçmen Kardeşler” adlı kitabı yayımlandı. Kitapta, kârın yalancı barışını ve mezarlığa dönmüş okyanusu besleyen dünyaya karşı öfkesini yağdırıyor
Patrick Chamoiseau’nun bir tür deneme-manifesto olan “Göçmen Kardeşler” adlı kitabı yayımlandı. Kitapta, kârın yalancı barışını ve mezarlığa dönmüş okyanusu besleyen dünyaya karşı öfkesini yağdırıyor
Anlamlı bir başlıkla yayımlanan bu eserin önemi büyük. Çünkü Patrick Chamoiseau zamanımızın önemli bir sorununu felsefi bir düşünceyle beslemiş, evrensel göç trajedisini gölgede bırakmayan geniş bir şiirsel düz yazıda ele alıyor. Sınırların kapatılmasının (Avrupa’da) gündemde olduğu şu günlerde Göçmen Kardeşler önemli bir yankı bulmak zorunda.
Sınırların yeniden gündeme gelmesi kapitalizmin mantığına itaat eder. Yazar önce bu tarihsel saptamanın yanında yer alıyor ve bu olaylardan dolayı uğradığı geçici şaşkınlıktan sonra bir öfkenin ışıklarını yakmak için umutsuzluğundan destek alıyor. Şiddetli sayfalarda göçmenlerin kaderine ortak oluyor, geçmiş dönemlerdeki köle tacirlerinin gemileriyle bugünün “mezarlığa dönmüş” okyanusunu besleyen zorunlu göçün dayanıksız tekneleri arasında şaşırtıcı bir koşutluk kuruyor.
Bir alarm çağrısının üstün nitelikli şiirsel eylemi
Öyküsünde “neoliberal barışın” yalanlarını, kârın yalancı barışını, korku içinde sürüklenen “sonu olmayan”, “yasallaşmış kırılganlığın hazır giyimini” eleştiriyor. Hepimizin içinde biraz “Trump parçaları olduğunu” söylemekte tereddüt etmiyor. Gezici sefilliğin farkında olan coğrafyacı olarak metanın “gözetlenen kıyılarını” dile getirirken hem kaçak sürgünler, hem arıtılmış dışlanmışlar, hem üzgün sürgünler, gürültü çıkaran gezginler, yurdundan kaçan sığınmacılar, hemde küreselleşmenin ya da ters küreselleşmenin yurda dönenleri olan, kurtarılan ya da boğulan, sığınma hakkı isteyen(…), insanlığımızın başka bir haritacılığının talepçileri olan göçmenlerden söz ediyor. İğrenç kanalizasyonlara sahip üst üste yığılmış kamplarda ufukdan yoksun hayatta kalmaya çalışıyorlar.
P.Chamoiseau derin bir düşünceyi yürek parçalayıcı şekilde aktarıyor . Sözle anlatılmaz sınırlara bir ad vermeye çalışıyor. Yıkımın yaklaştığını gösteren öyle cümleleri var ki: “Asla ulaşamayacağınız olguyu örgütlüyorlar.”
“Göçmen Kardeşler”imize karşı bu geniş dayanışma çağrısı enginliğin yakıcı düz yazısı içinde akıp gidiyor; hemen ulaşılmayanı daha iyi kavrayabilmek için karanlıkta uzakları arayan bir dilin içinde geziniyor. Bir alarm çağrısının üstün nitelikli eylemi -özünde siyasi olan- “herkesin” dikkatine bir acil çağrı olarak sunuluyor efendisi ve arkadaşı olan Edouard Glissant’nın dediği gibi.
Patrick Chamoiseau’nun yazısı gizlice kreol [Çoğunlukla Fransızca ve İngilizce kelimelerin karışımından oluşan Arizona ve Lousiana’daki yerli halk tarafından kullanılan bir dil; Sendika.Org notu] dilinde sözcüklerle dolu, ama bu dilin zenginliği küçümsendi, hatta değerden düşürüldü, hakaret edildi, ayaklar altına alındı. Bununla birlikte, açıkça belli olan kanıtları ortaya çıkarmak için derinlikleri deliyor. İşte bir örnek: “Göç etmiş, sınırları devirmiş, çok fetih yapmış, egemen olmuş ve hala egemen olan Avrupa Birleşik Devletleri sefalet, korku, yılgıyı ve insani fakirliği gözetim altına alıyor ve göçmenleri sınır dışı ediyor çünkü göçmenler onların dünyalarını bırakmıyor.
Bu kitap bizi başka bir yerde yer almaya davet ediyor, bozgunculuğun, direnmenin, diğerini karşılamanın, “öğrenmeden bilen, bakıp görmeyen, talep etmeden kabul eden” aşırı bağlantılı bir dünyanın tam diyalektik karşıtlığında sözcükleri metne döken bir geleceğe doğru yöneliyor.
Küreselleşmeyi inkâr eden “küresellik” (dünyalılık) zihniyeti “piyasa” ya ait olmayan başka bir paylaşım getiriyor ve bizi etkileyen dünyanın her canlısıyla bizi ilişkiye geçiriyor. Patrick Chamoiseau her tür kapanmadan ve ölümcül sabitlikten uzak dile getirilmemiş dayanışmalara, başka türlü birlikte olmaya yol açan “bağlantılı bir düşselliği” haykırıyor. “İçimizdeki insanlığı keşfetmek için içimizdeki kilidi açmak yeterlidir” diye yazıyor. Önerdiği küresellik (dünyalılık) insani eylemin ötesine gidiyor. İnsani eylemin ise ters bir yüzü var: “Yedek parça gibi iyi niyetler.” Eser iyi bir manifesto değeri olan “şairlerin göçmen kardeşlere açıklamasıyla” sona eriyor.
[L’humanité gazetesindeki 4 Mayıs 2017 tarihli Fransızca orjinalinden İsmail Kılınç tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir.]
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.