Rusya-İran, iki kadim devlet ve satranç oyununda dünyanın en iyileri… Siyasetleri de satranç kadar karmaşık ve derin. Türkiye’yi yanlarına almışlar. Sözüm ona, beraber oynuyorlar. Fakat Türkiye, söz konusu satrançta oyuncu mu, piyon mu, yani, yem mi, değil mi belli değil! Savaşın dozu düşüyor ama Suriye sahası şu aralar her zamankinden daha sıcak. Sona yaklaştıkça rekabet […]
Rusya-İran, iki kadim devlet ve satranç oyununda dünyanın en iyileri… Siyasetleri de satranç kadar karmaşık ve derin. Türkiye’yi yanlarına almışlar. Sözüm ona, beraber oynuyorlar. Fakat Türkiye, söz konusu satrançta oyuncu mu, piyon mu, yani, yem mi, değil mi belli değil!
Savaşın dozu düşüyor ama Suriye sahası şu aralar her zamankinden daha sıcak. Sona yaklaştıkça rekabet artıyor, saflar belirginleşiyor.
Savaş başlamadan önce Esad, “Suriye küçük bir devlet, ama etkisi büyük olacaktır” diye uyarmıştı. Aynen öyle oldu. 20 milyon nüfusluk bir devlet, neredeyse dünyanın düzenini bozdu, bozacak!
Bir yandan süper güç ABD, öte yandan Suriye savaşına dahil olmakla soğuk savaşı tekrar başlatan 2. süper güç Rusya… Küresel duayenler, irili ufaklı aktörler, hepsi orada top koşturuyor.
Son büyük maç ise Rakka’da olacak galiba. Ve oyuncular ise son hamlelerle belirlemeye başladı. Atı alan Rakka’ya geçecek!
ABD, Rusya hatta İran, Rakka’ya Kürtlerin gitmesine razı. Ama bu durumu hayat memat meselesi yapan Türkiye sert tepki veriyor. (Bunun nedenlerini daha önceki bir yazımda belirttiğim için burada değinmeyeceğim. https://www.artigercek.com/rojava-ortadogu-nun-kaderini-degistirecek-mi)
Rusya-İran, iki kadim devlet ve satranç oyununda dünyanın en iyileri… Siyasetleri de satranç kadar karmaşık ve derin. Hamleleri kestirilemez.
Türkiye’yi de yanlarına almışlar. Sözüm ona, beraber oynuyorlar. Fakat Türkiye, söz konusu satrançta oyuncu mu, piyon mu, yani, yem mi, değil mi belli değil!
Çünkü Ortadoğu öyle bir yer ki, yemeğe davet edilirsiniz ama meze olduğunuzu kestiremezsiniz! Dolayısıyla, kimin oyuncu kimin yem olduğu çoğu zaman anlaşılmaz ta ki iş işten geçene kadar.
Dahası, söz konusu Ayı ve Tilki olunca iki kere düşünmek gerekir! Rusya Ayı’ya benzetilir, hareketleri kestirilemez, İran ise Tilki’ye… Kafasında bin bir şey dönüp dolaşır.
Ortadoğu halklarında Ayı-Tilki fablları, hikayeleri yaygındır. Kürt deyimlerine de yansımış bu durum. “Ayı ile aynı torbaya girilmez, tilki ile de muhabbet edilmez” der Kürt büyükleri. Biri seni parçalar, öbürü ise seninle dalga geçer, oynar!
Sadeleştirirsek; ABD-Rusya-İran, Türkiye’nin Suriye hamlelerinden, özellikle Rakka girişimlerinden rahatsız ama bunlar, Türkiye’yi karşılarına almak ya da onunla ilişkilerini bozmak istemiyorlar. Onun için onu satranç tahtasına çekmeye çalışıyorlar. Yanlarına alıp iş tutuyorlar.
Halep cihatçılardan temizlendiğinde de bu durum bariz olarak görüldü. Bilindiği gibi, Rusya-İran, bir yandan Türkiye’yi, ateşkes yapacağız diye yanlarına aldı, öte yandan Halep’teki, Türkiye’nin desteklediği, grupları birkaç gün içinde temizlediler.
Esad’ı göndereceğiz derken bir oldu-bittiyle onu güçlendirdiler. Kürt düşmanlığıyla zehirlenen ve Kürt karşıtı olan her şeye atlayan Türkiye ise Suriye’nin kaderi konusundaki kararlar için denklem dışı oldu.
Ve şimdi yine aynı hamleler… Bir yandan Rusya-İran, Türkiye’yi yanlarına alıp iş tutuyor öte yandan onu kuşatıyorlar. Son görüşmelerde ortaya atılan dört Güvenli Bölge gibi… (İdlip, Humus, Şam ve Dera)
Bir kere İran-Rusya bu bölgelerdeki cihatçılarla çatışıyor. D. Trump, zaten radikal İslam’ı bitireceğini söyleyip duruyor. Şimdi, bunlar, hangi akılla savaştıkları cihatçılara güvenli bölge oluşturup onları koruyacaklar?
İkincisi, ABD, Esad’ı şimdilik göndermeyi düşünmüyor. ABD’nin Suriye’de Esad ile henüz işi bitmedi. Üçüncüsü, Rusya’nın oluru olmadan Suriye’de (Esad konusunda) yaprak kımıldamaz!
‘Eğit-Donat Programı’nı hatırlayan var mı? Güya, ABD-Koalisyon, Türkiye’ye destek verecek, S. Arabistan-Katar ekonomik destek sağlayacak; Türkiye ise topladığı savaşçıları eğitip Suriye’ye gönderecek ve Esad’ı devirecekti!
Şimdi de güya güvenli bölgeler oluşturulacak ve Rusya-İran-Türkiye beraber oraları koruyacak hikayesi… Üstelik ABD de destek verecek!
ABD’nin Türkiye’nin sert tepkilerine rağmen Suriye’deki Kürtlere ağır silah vermesi ‘ABD-Türkiye’ ve ‘ABD-Kürt’ ilişkilerinin yeni bir aşamaya geldiğini göstermektedir.
En az iki defa Kürtleri yüz üstü bırakmış ABD, artık Kürtlerin yüzüstü bırakılmayacak duruma geldiğini ya da artık Ortadoğu’da önemli bir aktör olduğunu görmeye başladı.
Diğerleri gibi, ABD de Türkiye ile ilişkilerini bozmak istemiyor ama artık Kürtleri de göz ardı edemiyor. Başka bir deyişle, Türkiye’nin ‘ya biz ya onlar’ çıkışına karşın ABD’nin ‘Kürtleri tercih ettiğini’ söylemek için biraz erken ama artık Suriye’de Kürtlerin içinde olmadığı hiçbir hesap tutmaz denilebilir!
Bunların yanı sıra ABD, İran ve özellikle Türkiye’nin etkin olacağı bir Suriye’de çözümün olamayacağını biliyor. Kürtlersiz de istikrarın sağlanamayacağını… Ayrıca, İran konusunda da Kürtler, Türkiye’den daha fazla rol oynayabilir.
Diğer önemli nokta ise İncirlik Hava Üssü’dür. Bilindiği üzere Rojava’da epey hava alanı inşa edildi. Son zamanlarda Kürtlerin kontrolüne geçen stratejik Tabka Hava Üssü’nün ise İncirlik Hava Üssü’ne alternatif olabileceği söyleniyor.
Şimdi, Suriye savaşı Suriye’nin ötesinde olan bir savaş mıdır, Türkiye’yi ve İran’ı kapsayacak mı? Ya da atı alan Kürtler Rakka’ya geçecek ama oradan dönünce geride bıraktıklarını bulabilecekler mi?
Yukarıda, Esad’ın dediği gibi, Suriye’nin ‘küçük depremi’ dünya’yı sarsacak ve belki de İran-Türkiye’yi beklenilenden fazla etkileyebilecektir.
Dikkat edilirse ABD-Rusya’nın Suriye’deki varlığı Suriye’yi ya da Kürtleri korumaktan çok, bölgeyi (İran ve Türkiye’nin hakimiyet alanlarını) kuşatmadır. Bu iki devletin etkilerinin azaltılmasıdır.
Kürtler ise, Irak’ta Kürdistan olarak kabul edilen toprakların yüzde 90’ından fazlasını ele geçirdi. Suriye’de ise yüzde 70’inden fazlasını… Yani, atı alıp Rakka’ya geçti!
Ama önemli olan, bu ‘at’ geri dönebilecek mi? Çünkü geri dönebilecek yol ya da yer kalacak mı? Orada durması zaten zor olacak. Ne İran, ne Suriye ne de Irak bir Kürt devletinin kurulmasını ister. Ama hepsi de bir anda Kürt hamisi oluverdi. ABD-Rusya ise kendi çıkarları peşinde…
Bu anlamda, efsaneleri çok olan Kürtlerin, ‘Derwêşê Evdi’ efsanesi/meselesi öğretici olsa gerek.
Edule’nin uzattığı ‘Acı Savaş Kahvesi’ni alıp bir yudumda içen, aşıkların ve yiğitlerin başı Derwêşê Evdî, meydanda savaşın kaderini değiştirmiş ve zafer kazanmıştı ama atının ayağı bir köstebek çukuruna girince devrilen atının altında kalıp can vermişti.
Uğrunda savaştığı insanlar ise zafer sarhoşluğu içinde, Derwêş’in savaşıp mağlup ettiği kesimlerle iş tutma arayışına girmişti!
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.