Hiç düşündünüz mü, yılın neredeyse her günü tarihteki birden fazla anılacak, kutlanacak, sevinecek, üzülecek, hatırlanacak olayla dolu… Bir şairin doğum veya ölüm günü; bir savaşın başlangıcı veya bitişi; bir ülkenin kuruluşu, yokoluşu; doğayla, uzayla, bilimle, sanatla, savaşla, barışla, erkeklerle, kadınlarla, çocuklarla, yaşlılarla ilgili en az bir olayın yıl dönümü gelip geçiyor her gün… Bunların içinde […]
Hiç düşündünüz mü, yılın neredeyse her günü tarihteki birden fazla anılacak, kutlanacak, sevinecek, üzülecek, hatırlanacak olayla dolu… Bir şairin doğum veya ölüm günü; bir savaşın başlangıcı veya bitişi; bir ülkenin kuruluşu, yokoluşu; doğayla, uzayla, bilimle, sanatla, savaşla, barışla, erkeklerle, kadınlarla, çocuklarla, yaşlılarla ilgili en az bir olayın yıl dönümü gelip geçiyor her gün…
Bunların içinde sevgililer günü gibi salt alışveriş çılgınlığı yaratmaya yönelik olanlar da var, Çernobil faciasının yıl dönümü gibi geçmişteki bir felaketi hatırda tutarak bizi uyarmaya çalışanlar da…
Peki 1 Mayıs’ın tüm bu günlerden ne farkı var? Tüm diğer günler gibi olan bu günde neden hepimiz sokakta olmalıyız? Neden 1 Mayıs’a katılmalıyız?
* Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.