Halk olan biteni anlatanları dinlemek istiyor, komşusunun teröristlikle yaftalanmasını istemiyor, “birlikte yaşayacağız” diyor, kandırılan ve kandırdıklarını suçlayan bir iktidar istemiyor
Eskişehir Hayır Platformu bileşenleriyle her gün sokak sokak Anayasa Değişikliği Teklifi’nin içeriğini anlatıyoruz. Görüyor ki “Evet”çi sandıklarımız aslında o kadar da “Evet”çi değilmiş. Halk olan biteni anlatanları dinlemek istiyor, komşusunun teröristlikle yaftalanmasını istemiyor, “birlikte yaşayacağız” diyor, kandırılan ve kandırdıklarını suçlayan bir iktidar istemiyor
Eskişehir’de 50’den fazla sendika, meslek odası ve derneğin bir araya gelerek oluşturduğu Eskişehir Hayır Platformu, her gün mutlaka bir semt pazarında veya bir kıraathanede, hiç olmazsa tramvay durağında “hayır” bildirileri dağıtıyor, insanlarla sohbet ediyor. Platform bu programla devam ederse Eskişehir referanduma kadar “hayır”sız bir gün dahi geçirmeyecek gibi görünüyor.
Platform bileşenleri haftanın her günü buluşup belirledikleri bir pazarda bildiri dağıtıyor. Sağ oyların çok olduğu mahallelerde kurulan pazarlarda diğer mahallelere nazaran ilgi daha yoğun oluyor. Bildiriler kısa sürede tükeniyor, soru soranlar çoğalıyor ve referandum ile ilgili kendilerine hiçbir şey anlatılmadığını söyleyen insanlar hemen yazılanları okumaya başlıyor.
Sohbet ettiğimiz insanlar birkaç cümleden sonra hemen dertlerini anlatmaya başlıyor, “Aslında hükümetin de çok yanlışları var” demeye getiriyor. Sohbeti biraz daha koyulaştırırsanız eğer AKP seçmeni olanların “hayır” oyu vereceklerini söylemekten çekinmediğini görebiliyorsunuz. Cuma pazarında bildiri dağıtan arkadaşlardan biri mahalleden tanıdığı bir AKP’liye bildiri uzattı. AKP’li adam bildiriyi almayınca arkasından “En azından okusaydın, neye ‘evet’ diyeceğini biliyor musun?” diye seslendi. Vatandaş hemen arkasını dönüp geri geldi ve “Hayır oyu vereceğim, bildiriyi de boşa gitmesin diye almadım” dedi. Bu sadece örneklerden biri. O daha gizlice bunu yapsa da bazen kalabalıklar içerisinde yıllarca AKP’ye oy verdiğini ama kesinlikle “hayır” diyeceğini söyleyen onlarca insanla karşılaştık.
Her gün gittiğimiz semt pazarlarında artık bütün pazarcıları tanıyoruz. Pazarlarda en çok konuşulan konu ise ekonomi. Alışveriş yapan vatandaşlarla pazarcılar bazen fiyatlar konusunda anlaşamasalar da referandum tartışmalarında sık sık aynı görüşü savundular.
“Evet” diyen pazarcı işlerin daha iyi gideceğini söyleyince vatandaş da bunu fırsat bilip soruyor “Domatesi 2 liraya satıyorsun, 1 liraya olmaz mı?” Pazarcı “hayır” deyince gülüşmeler başlıyor. Hiçbiri birbirine “vatan haini” demiyor, teröristlikle yaftalamıyor. Gülüşmeler arasında yan tezgâhtan başka bir pazarcı giriyor hemen sohbete; “Her şeye ‘evet’ dersek evin yolunu bulamayız, ‘hayır’da hayır vardır.”
Öğleleri kent merkezinde, semt pazarlarında ve çevre mahallelerde “hayır” çağrısı yapan platform, akşamları da mahalle kıraathanelerinde, düğün salonlarında toplantılar düzenliyor. Kimi zaman milletvekilleri ve belediye başkanlarının da katıldığı toplantılarda anayasa maddeleri anlatılıyor, plan program çıkarılıyor. Bu toplantıların en ilginç olanı sağ partilere yüzde 65 civarında oy çıkan Şirintepe Mahallesi’nde yaşandı. Mahallede AKP kurucusu olan ve kendi akrabalarından 300’den fazla kişiyi AKP üyesi yapan bir kişi, toplantı sırasında söz alarak “hayır” oyu vereceğini ve akrabalarını da ikna etmek için sürekli çalıştığını söyledi:
“Yıllardır bütün güç bizim elimizdeydi. Bizi önce FETÖ’cü yaptılar, sonra da FETÖ’den suçladılar. Sürekli kandırılan hükümet istemiyoruz. Asıl biz kandırıldık. Dini kullanarak bizi bu kadar zaman kandırmışlar.”
Bir başka bölge Tepebaşı ilçesi. Eskişehir’de AKP’nin kurucu ve yöneticilerinin çıktığı yer diyebileceğimiz Tepebaşı’nda da durum “evet” açısından çok parlak değil. Mahallede sohbet etme şansı bulduğumuz birçok AKP’linin ya daha önceden parti organlarında çalışmış ya da ailesinde hala aktif görev alanlar var. AKP’ye en büyük tepkilerini dini siyasete alet etmesi konusunda gösteriyorlar. İktidarın FETÖ’yle mücadele söylemlerinin kendilerine samimi gelmediğini belirtenlerin yanı sıra birçoğu da geçim derdinde. Asgari ücret ve yolsuzluk konuları açıldığında oylar “hayır”a dönüyor.
Hayır Platformu olarak bir efsaneyi yıkmak üzere Emek Mahallesi’ne gidildi. Burası sağ partilerin yüzde 80’e yakın oy aldığı bir mahalle. Herkesin “evet” oylarının çok yüksek olacağını düşündüğü Emek Mahallesi’nde 20 bin bildiri 1 buçuk saat içerisinde tüketildi ve mahallede girilmeyen kahvehane neredeyse kalmadı. Pazar günü olması sebebiyle çok kalabalık olan kahvehanelerde “evet” diyenler sessiz ama “hayır” diyenler bağırarak sesleniyor: “Hoşgeldiniz, tabii ki hayır!”
Böyle bir mahallede her şey güllük gülistanlıktı diyemeyiz tabi. Esnafın biri bildiri dağıtan kalabalığı görünce hemen dışarı çıkıp bildiriden istedi. Biraz göz gezdirip “hayır”ı görünce bastı paparayı: “Sizden vatana fayda gelmez. İşiniz gücünüz yok mu? Kaç para alıyorsunuz bunları dağıtmak için?” Sorular sorular derken yaygarayı duyan komşu esnaflar da geldi, sorular havada uçuşuyor. “Anlatın bakalım, neden hayır?” Hiç planlamadığımız bir şekilde kendimizi bir panelde bulduğumuz Emek Mahallesi’nde esnafa madde madde değişikliği anlattık.
Eski Cemaatçi olduğunu söyleyen biri “Hükümet çok canımızı yaktı, yanlış yaptı” diyor, öteki esnaf ekliyor “Hayır diyenlere terörist denmesi yanlış, biz de kızıyoruz bu söylemlere. ‘Evet’ de çıksa ‘hayır’ da çıksa beraber yaşayacağız” diyor.
Eskiler “Bir lisan bir insan” derdi, şimdi de biz “Bir sohbet bir hayır” diyoruz. Bildiri vermek yetmiyor mutlaka bir ucundan yakalayıp insanlarla konuşmak gerekiyor. Esnaf arkadaşları Hayır’a ikna edemedik belki ama ayrılırken “Hayır’lı günler” diyerek gülümsemeyle uğurladılar bizi ve eminiz ki akıllarında yer ettik. Emek Mahallesi’nde her insan topluluğuna girdik, kesin “evet” diyenlerle kesin “hayır” diyenler bildirileri almazken ilgi gösterenler büyük oranda kararsızlar oluyor.
Emek Mahallesi’in bir başka özelliği ise sanayi işçilerinin en yoğun olduğu yer olması. Bu mahalleye giderken sendikacı arkadaşları da çağırdık. Kıdem tazminatı, İşsizlik Fonu konuları açılınca sendikacı arkadaşlar “evet”çilere “ter attırırken”, “hayır” diyenlere de zorlu ama iyi bir deneyim oldu. İlk defa Emek Mahallesi’ni böyle gördüğünü söyleyen Eskişehirliler, bu mahalleye tekrar tekrar gelmek üzere sözleşti. Ta ki “evet”çileri önce kararsız sonra da “hayır”cı yapana kadar.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.