AKM’nin yeniden faaliyete geçmesi için yıllardır imzalar toplandı, basın açıklamaları yapıldı neden hala metruk bir şekilde, yalnızlığına terk edilmiş olarak bekliyor?
Sanat bu kadar önemli ve gündeminizdeyse; AKM’nin yeniden faaliyete geçmesi için yıllardır imzalar toplandı, basın açıklamaları yapıldı neden hala metruk bir şekilde, yalnızlığına terk edilmiş olarak bekliyor?
Bu bir açık mektuptur. Gerçek kişiler, kurum ve kuruluşlarla tamamen ilgisi vardır.
Öncelikle ağız dolusu bir kahkahayla hepinize merhaba demek isterim. Çoğunuzla belki tanışıyoruz artık. Yaşadığımız bu zor günlerde nasıl gülüyorsun diyorsanız hemen anlatacağım. Bir haber okudum. Önce zaytung haberi sandım fakat gözlerimi biraz ovaladıktan sonra zaytung haberi olmadığını anladım. Çok sıkmadan sizi habere geçiyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan Kültür ve Turizm Bakanlığının ödül törenine katılmış. Pek tabii bir konuşma yapmadan törenin açılışı gerçekleşmeyeceği için başlamış “hiciv” “ironi” -adına ne derseniz deyin- dolu konuşmasına. Tayyip Erdoğan 14 yıllık iktidarları boyunca en zayıf halkalarının eğitim ve kültür olduğunu söylemiş. Bunu özellikle şöyle belirtiyor kendisi: “Bu bir özeleştiridir ama gerçektir.”
Bunda ne var ki diyorsanız devam ediyorum…
Buraya direk kendi ağzından cümleleri yazacağım.
“Sanatla, bilimle, kültürle insanların penceresinde açılan pencereler geçmişten geleceğe bir bağ kurar. Bize düşen bu ortak mirasa en büyük katkıyı yapmaktır. Ecdadımız bunu yapmış. İnsanlığın sahip olduğu birikimin temeline baktığımızda hep ecdadımızı görürüz.”
“Sanatı ihmal ederseniz hedefinize ulaşmazsınız. Ekonomi önemlidir ama kültürü ihmal ederseniz aynı neticeyi verir.”
“Yeni Türkiye’nin inşası alanında kültür ve sanata özel önem veriyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, Milli Eğitim Bakanlığımıza, Gençlik ve Spor Bakanlığı’na, Aile Bakanlığı’na, Diyanet’e, ilgili tüm kurumlara önemli görevler düşüyor.”
“Geleneksel sanatlara sahip çıkma, ihya etme, bunları ileriye taşıma konusunda seferberlik ruhuyla çalışmalıyız. Onun için milli seferberlik diyoruz. Yoksa eline silah alıp sokağa çıkmaktan bahsetmiyoruz.”
“14 yıllık süreçte en zayıf halkaları eğitim ve kültür oluşturuyor. Bu konuda hayal ettiğim düzeye ulaşamamamızdan dolayı müteessirim. Bu bir özeleştiridir ama gerçektir. Ülkemizin geçtiğimiz 14 yılda yaşadığı dönüşümün en zayıf halkalarını eğitim ve kültür oluşturuyor. Bu konuda fevkalade müteessirim. Özel önem ve öncelik vererek hem eksiklerimizi tamamlamak hem de büyük adımlar atarak eksiğimizi gidermeliyiz.”
Tüm bu seferberlik ilanına istinaden hepinize birkaç soru soracağım.
Sanat bu kadar önemli ve gündeminizdeyse;
Bu listeyi daha da uzatabiliriz. Bilim konusuna yani eğitim konusuna gelirsek;
İki listeyi de uzatabiliriz benim aklım gelenler bunlar sadece. Şimdi yukarıdaki soruların cevaplarına aslında hepimiz biraz da olsa hakimiz. Tayyip Erdoğan burada kendi ideolojisine uygun olan bilim ve sanattan mı bahsediyor yoksa asıl olması gereken mi?
Bu sanırım kafamızda hep ikircikli olarak kalacak. Ancak şu bir gerçek ki önümüzde var olan referandum sürecinden evet oyu çıkması için bu tarz açıklamaları hep duyacağız gibi geliyor. Anket sonuçlarında hayır oylarının fazla çıkması iktidar kanadında gerilimi tırmandırıyor. Süreci kendilerinin sertleştirdiğinin farkında olan iktidar şimdi yumuşak özeleştirilerle “nereden ne çıkarırsak kardır” düşüncesiyle medyayı meşgul etmeye devam edecek.
Her ne olursa olsun en azından kendi adıma benim oyum belli. Yıllardır tek bir yol kat edemeyip bugün referandum öncesi bir şeyleri kafalarına dank ettirmiş söylemleri, 15 temmuz sonrası sadece kuru bir “kandırıldık” ifadesiyle aynıdır. Şimdilik yemiş gibi yaparak “ee günaydın” demekten başka söyleyecek bir şey bulamıyorum.
Gizli saklı kalmasın bundan sonra her şey daha hayır’lı olacak. Orta Çağı yarıladık dostlar son düzlükteyiz Rönesans’ta görüşürüz. Belki bir kafede, kitapçıda, tiyatroda, sinemada, ya da bir konserde…
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.