Hyperface projesi, gözlere, ağızlara ve bir bilgisayarın yüz olarak yorumlayabileceği diğer özelliklere sahip görünen desenleri, kıyafetlere ya da tekstil ürünlerine basmayı içeriyor
Hyperface projesi, gözlere, ağızlara ve bir bilgisayarın yüz olarak yorumlayabileceği diğer özelliklere sahip görünen desenleri, kıyafetlere ya da tekstil ürünlerine basmayı içeriyor
Hyperface projesi, müdahaleci teknolojiye karşı mücadeleye, bilgisayarların yüz olarak yorumladığı desenleri kıyafetlere ya da tekstil ürünlerine basmayı katmaktadır.
Binlerce yüz tanıma hedefi içermesi için özellikle oluşturulmuş bir Hyperface deseni görüntüsü. Fotoğraf: Adam Harvey
Ticari amaçlarla yüz tanıma yazılımı kullanımı daha yaygın hale geliyor, ancak gizliliklerinden endişe duyanlar, Amazon’un fiziki mağazasında yüzleri taramasına ve Facebook’un etiketler eklemek için kullanıcı fotoğraflarını aramasına karşı mücadele ediyorlar.
Berlin’de yaşayan sanatçı ve teknoloji uzmanı Adam Harvey, hangi yüzlerin gerçek olduğunu söyleyemeyecekleri binlerce sahte hedef sunarak bu sistemlerin kafasını karıştırıp alt etmeyi amaçlıyor.
Hyperface projesi, gözlere, ağızlara ve bir bilgisayarın yüz olarak yorumlayabileceği diğer özelliklere sahip görünen desenleri, kıyafetlere ya da tekstil ürünlerine basmayı içeriyor.
Bu, Harvey’in yüz tanıma yazılımlarının kafasını karıştırmayı ilk deneyişi değil. CV Dazzle adlı önceki bir proje sırasında, makinelerin bir yüzü algılayamamasına neden olacak estetik makyaj ve saç tarzı yaratmaya çalıştı.
Hamburg’daki bilgisayar korsanlığı konferansı Kaos İletişim Kongresi’nde (Chaos Communication Congress) konuşan Harvey şöyle dedi: “Önceki bir projeye bakıldığında görünüş tarzınızı değiştirebilirsiniz, ancak, bir kamuflaj içindeyken şekil ve zemin ilişkisini hesaba katabilirsiniz. Ayrıca ‘zemini’, yanınızdaki, çevrenizdeki şeyleri değiştirmek için de bir fırsat var. Bu da bilgisayarla görmenin güvenirlik başarısını değiştirebilir.”
Harvey’in Hyperface projesi, söylediğine göre sadece “bir algoritmayı istediği şeyle aşırı yüklemeyi, bilgisayarla görme algoritmalarının bakışını başka yöne çekmek için bir bölgeyi yüzlerle aşırı doldurmayı” amaçlamaktadır.
Harvey’in uluslararası etkileşim stüdyosu Hyphen-Labs ile birlikte oluşturduğu nihai desenler giyilebilir ya da bir bölgeyi örtmek için kullanılabilir. “Yanınızdaki biri, kafanıza sarılı ya da yeni bir tarzda giydiğiniz şey gibi çevrenizdeki ortamı değiştirmek için kullanılabilir.”
Bu gibi teknolojilerin dünyayı nasıl etkileyeceği konusundaki beklentilerini açıklayan Harvey, her figürün şapka giydiğine dikkat çektiği 1910’lardan bir sokak sahnesinin görüntüsünü gösterdi. “100 yıl içerisinde, moda ve görünüş tarzımızda benzer bir dönüşüm geçireceğiz. Nasıl görünecek? Umarım, kişisel gizliliğimizi en iyi duruma getirmiş görünen bir şeye benzeyecek.”
Yüz tanıma teknolojisinin gizlilik beklentilerini ne ölçüde değiştirdiğine dikkat çekmek için Harvey, ticari ve akademik araştırmacıların tipik bir Instagram fotoğrafının yaklaşık %2,5 büyüklüğünde olan 100×100 piksel boyutlarındaki yüz görüntüsünden bulabildiklerini iddia ettikleri 47 farklı veri göstergesini birleştirmiş. Bunlar, “sakin” ya da “nazik” gibi özellikleri, “pedofili” ya da “beyaz yakalı suçlu” gibi suça eğilimleri, “yaş” ve “cinsiyet” gibi basit demografik bilgileri içermektedir.
Örneğin, Şangay Jiao Tong Üniversitesi’ndeki araştırma, dudak kavisinden, gözpınarı uzaklığından ve ağız-burun açısı olarak adlandırılan özellikten suçu tahmin edebildiğini iddia ediyor.
Harvey şöyle diyor: “Başka birçok araştırmacı, çok az veriyi alıp pazarlama için kullanılabilecek bilgiler haline nasıl getirebileceklerini araştırıyorlar. Tüm bunlar bana Fransic Galton ve öjeniği hatırlatıyor. Bu gibi durumlarda gerçek suçlu, bu fikri araştıran değil uygulayan insanlardır.”
Harvey ve Hyphen-Labs, Hyphen-Labs’ın yeni çalışması olan NeuroSpeculative AfroFeminism’in bir parçası olarak, Hyperface projesinin detaylarını bu ay açıklamayı planlıyor.
4 Ocak 2017
[The Guardian’daki İngilizce orijinalinden Enes Ateş tarafından çevrilmiştir]
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.