Başbakan Binali Yıldırım, Rusya dönüşü yaptığı açıklamalarda, Fırat Kalkanı’nın Halep’i kapsamadığını vurguladı, “Güney’de ineceğimiz nokta Bab’la sınırlı” dedi
Başbakan Binali Yıldırım, Rusya dönüşü yaptığı açıklamalarda, Fırat Kalkanı’nın Halep’i kapsamadığını vurguladı, “Güney’de ineceğimiz nokta Bab’la sınırlı” dedi. Yıldırım ayrıca, Rusya’nın, Suriye yönetiminin bu konuya müdahil olmaması yönünde “gayret göstereceği”ni öne sürdü
Başbakan Binali Yıldırım, Rusya Devlet Başkanı Putin ve Başbakan Medvedev ile yaptığı görüşmeleri gazetecilere değerlendirdi.
Hürriyet’in haberine göre, Başbakan Binali Yıldırım, Fırat Kalkanı operasyonunun Halep’i kapsamadığını belirterek Rusya’dan Suriye yönetimi üzerinde “daha fazla inisiyatif hissettirmesini bekledikleri”ni söyledi.
Yıldırım şöyle konuştu:
Suriye konusunda bir kere Sayın Cumhurbaşkanımızla Putin çok sık şekilde görüşüyor, istişareler yapıyorlar. Biz şu anda Suriye’deki pozisyonumuz itibariyle çözüm üretme konusunda daha etkin konumdayız. Bu da ağırlıklı olarak Fırat Kalkan’ı ile başladı ve devam etti. Halep konusundaki kaygılarımızı anlattık. Onlar da buna karşılık şunu anlamak istediler. Bizim sanki Fırat Kalkanı’nda El Bab’a yönelik faaliyetlerimizin Halep’i de kapsadığı şeklinde bir algı var. Onun öyle olmadığını Cumhurbaşkanımız da söylemişti ama tekrar bu konuyu açtılar. Bizim derdimiz orada akan kanın durdurulması, bir an önce insani yardımların Halep’e ulaşması. Bu konuda ne gerekiyorsa yapıyoruz. Özellikle Rusya’nın rejim üzerinde daha fazla inisiyatifini hissettirmesini beklediğimizi ifade ettik
“Esad, Bab’da müdahil olmasın”
Başbakan Yıldırım, PYD-YPG’nin koridor oluşturmasını engellemeye çalıştıklarını belirterek “Güney’de ineceğimiz nokta Bab’la sınırlı” dedi. Yıldırım ayrıca, Rusya’nın, Suriye yönetiminin bu konuya müdahil olmaması yönünde “gayret göstereceği”ni öne sürdü:
Bizim oradaki duruşumuz, Türkiye’nin güvenliğini sağlamaya dönük. DEAŞ’a karşı, YPG’ye, PKK uzantılarına karşı Türkiye’nin güvenliğini sağlamak, PYD’nin koridor oluşturmasına mani olmak. Güney’de ineceğimiz nokta Bab’la sınırlı. Onun ötesinde bir planımız olmadığını bilmek istiyorlar. Bizim böyle bir planımız yok. Onlar da bu şartlar altında, rejimin bu konuya müdahil olmaması yönünde gayret gösterecekler. Biz bunu çok net ifade ettik. Onlar da itiraz etmediler. YPG/PYD, PKK’dan farklıdır diye bir yorum getirmediler.
“Türkiye makas değiştirmiyor”
Binali Yıldırım, Türkiye’nin Şangay İşbirliği Örgütü yakınlaşması ile Türkiye’nin makas değiştirmediğini öne sürerek, Şangay’ın Avrupa Birliği’ni (AB) korkutmak için kullanılmadığını söyledi.
Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:
Önümüzdeki yıl başbakanlar düzeyinde bir toplantı yapılacak. Oraya bizi de davet edecekler. Türkiye makas değiştirmiyor bir kere bunu bilin. Türkiye olduğu yerde duruyor. Bu bölgede yaşanan olaylar karşısında bizim bir sorumluluğumuz var. Suriye’de, Irak’taki sorumluluğumuz bu. AB ile ilişkilerimizin 50 yıldan fazla bir geçmişi var. İyi zamanları var, krizli zamanları var, şimdi de biraz gergin. Ümit ederim ki bu da kısa zamanda düzelir. Önümüzdeki yıl 5 AB ülkesinde seçim var. Bir belirsizlik devam edecek Türkiye, Avrupa’da iç siyasetin bir aracı olarak uzun bir süreden beri işin içine dahil ediliyor. Hatırlayın işte İngiltere’nin birlikten çıkma kampanyasında Türkiye vardı. Diğerlerinde de benzer şeyler olabilir. Ancak bizim Şangay İşbirliği Teşkilatı ile ilgili telaffuzumuz yeni değil. AB ile ilişkilerimiz normal giderken de yapıyoruz. Benzer başka ortaklıklarımız var. Türkiye coğrafi olarak da kültürel olarak da hem Asya’da hem Avrupa’da. Rusya’nın da benzer bir özelliği var. Rusya da AB ile ilişkilerini sürdürmek istiyor; aynı zamanda Şangay teşkilatının da aktif olarak içerisinde. Onun için Şangay 5’lisi AB’nin bir alternatifi değil. Biz onu AB’yi korkutmak için kullanıyor değiliz.
Başbakan Yıldırım ayrıca, AB’den samimiyet istediklerini belirterek, “Türkiye, bölgedeki karşı karşıya bulunduğu tehditleri, fırsatları ıskalayamaz. ‘Tek seçenek AB’dir, AB’nin ne zaman gönlü olursa’ diyecek halimiz yok. Biz sadece AB’den şunu istiyoruz, samimi olsunlar, çifte standart yapmasınlar, Türkiye’nin yanında dursunlar. Türkiye’yi bölmek isteyen, zora sokmak isteyen, başını ağrıtanlarla iş tutmasınlar” dedi.
Sendika.Org