Artvin Valiliği’nin eylem yasağı kararını bahane eden Emniyet Müdürü’ne Hopalı kadınların cevabı “Çocuklarımızın hayatı Artvin Valisi’nin yasağından daha önemlidir, biz bu yasağı tanımıyoruz” oldu
Artvin Valiliği’nin eylem yasağı kararını bahane eden Emniyet Müdürü’ne Hopalı kadınların cevabı “Çocuklarımızın hayatı Artvin Valisi’nin yasağından daha önemlidir, biz bu yasağı tanımıyoruz” oldu
Hopa sokakları birkaç gün önce “O yasa Meclis’ten geçmeyecek” sloganıyla yankılandı. Kadın örgütlerinin ortak çağrısıyla Hopa Parkı’nda gencinden yaşlısına bir araya gelen biz kadınlar AKP’nin Meclis’ten geçirmeye çalıştığı tecavüzü aklama yasasına karşı tek ses olduk. Kaymakamlık binası önünde henüz toplanırken daha hiç slogan bile atılmadan polisin uyarısıyla karşı karşıya geldik. Hatta bu; sözlü bir “uyarı”dan çok megafonu almak üzere bir saldırıyla oldu. Polisin megafonu alma çabası bizleri öfkelendirirken eylemimizi de isyana dönüştürdü. Bu ilk saldırıda Hopalı kadınların “Siz çocuklarınızın geleceğinden kaygı duymuyor musunuz?” sorusuna karşılık kadın polislerin saldırmayı tercih etmeleri öfkemizi daha da artırdı. Polisin engelleme çabası genç yaşlı oradaki tüm kadınların itirazına takıldı. İlçe Emniyet Müdürü, saldırarak bizi engelleyemeyince Artvin Valiliği’nin aldığı eylem yasağı kararını bahane etti. Artvin Valiliği bir ay önce aldığı eylem yasağı kararını 18 Aralık’a kadar uzatmıştı. Valiliğin yasak kararını bahane eden Emniyet Müdürü’ne Hopalı kadınların cevabı “Çocuklarımızın hayatı Artvin Valisi’nin yasağından daha önemlidir, biz bu yasağı tanımıyoruz” oldu.
Bizler Kaymakam’la görüşmek istediğimizi ve gelene kadar bekleyeceğimizi söyledik. Kimisi çay emekçisi, kimisi işçi, kimisi ev kadını olan kadınlarla ısrarla polisin ablukasına rağmen bekleyişimizi sürdürdük. Bir süre sloganlar eşliğinde bekleyişimizin ardından Kaymakam’ın makamında olmadığını öğrendik. Bunun üzerine yürüyüşü gerçekleştireceğimizi söyledik ve “Kadınlara değil, tecavüze barikat” sloganı eşliğinde polis barikatını aştık. Gencinden yaşlısına polis saldırısına direnen biz kadınlara Hopa halkının desteği gecikmedi ve çevredeki vatandaşlar polise engel olmaya çalıştı. Oradaki annelerimiz, teyzelerimiz, genç kadınlar belki de hayatlarında ilk defa biber gazına maruz kaldılar ama yılmadan, usanmadan polisin kalkanlarına göğüs gerdiler.
Biber gazına, polis barikatına rağmen direnişimiz kazandı ve barikatı aştık. Hopalı kadınlar olarak “Bu sokaklar bizim, kimse bizim bu sokaklarda yürümemizi engelleyemez” dedik. Ardından yürüyüşe devam ederek Hopa sokaklarını “O yasa Meclis’ten geçmeyecek” sloganıyla kuşattık. Metin Lokumcu Meydanı’na gelerek burada açıklamamızı yaptık. Açıklamada “Biz kadınlar çocuklarımızın geleceğini sizin karanlık zihniyetinize teslim etmeyeceğiz. Tecavüz suçtur ve biz bu suça ortak olmak isteyenlerin karşısında olacağız. Çocuklarımızın üzerinden pis ellerinizi çekin. Bizler bu yasanın Meclis’ten geçmesine izin vermeyeceğiz” dedik. Bu arada yürüyüşümüz sürerken polisin kadınlara saldırmasına tepki gösteren iki erkek arkadaşımızı gözaltına aldığını öğrendik. Gözaltılar hakkında bilgi almak üzere bütün kadınlarla Hopa Parkı’na gittik. Gözaltına alınanların durumlarının iyi olduğunu öğrenmemiz üzerine eylemimiz sona erdi.
O gün o barikatı aşan kadınların cüretkarlılıkları, kolkola girerek Hopa sokaklarında dolaşmaları Hopalı kadınlara da Hopa’ya da tüm kadınlara da umut oldu, direnince kazanıldığını gösterdi. Tabi eylemimizin ertesi gününde düzenlemenin komisyona çekileceği haberlerinin gelmesi “Biz yaptık” hissi de yaratmadı değil.
Bizler yasaklara, biber gazına, coplarınıza rağmen dün sokaktaydık. Sonuç olarak düzenleme yasa tasarısından çıkarıldı ancak biz bu yasanın takipçisi olacağız. Bilinsin ki bu düzenleme yeniden Meclis’ten geçirilmek istendiği anda Hopalı kadınlar olarak yine sokaklarda olacağız. Hayatımıza, geleceğimize, bedenimize ve çocuklarımıza sahip çıkmak için mücadele edeceğiz.
Bizler yıllardır tacize, tecavüze, kadın katliamlarına karşı sokaktaydık ve yine sokakta olacağız. İnanıyoruz ki bu ülke biz kadınların onurlu mücadelesiyle özgür, laik ve demokratik bir ülke olacak.
Karadeniz’in asi ve bir o kadar da inatçı kadınları olarak son sözümüz: Direnen kadınlar kazanacak.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.