Dünya’nın dört bir yanında faşizme, gericiliğe, kadın düşmanlığına, erkek/devlet şiddetine, terörüne karşı dinlenmeden, mola vermeden direnen tüm kadınların ortak cümlesi,‘Nerede o devlet denilen herif, çıksın karşımıza!’
Dünya’nın dört bir yanında faşizme, gericiliğe, kadın düşmanlığına, erkek/devlet şiddetine, terörüne karşı dinlenmeden, mola vermeden direnen tüm kadınların ortak cümlesi,‘Nerede o devlet denilen herif, çıksın karşımıza!’
Faşizmin tüm ülkelerdeki karşıtları! Kanlı zulümle, terörle, açlık ve savaşla birleşmiş faşizm paramparça edilip yere serilmeden aramızdan hiç kimse dinlenme ve mola verme hakkına sahip değildir.
Clara Zetkin
Gericilikle kışkırtılan erkekliğin yarattığı erkek terörü, kadın düşmanlığını temel harcı haline getiren devletin terörü diktatörlük inşası için işlevlendirilirken kadınların bedenlerine, hayatlarına ve içinde yaşadıkları toplumun tamamına yönelik saldırılar yaygınlaşıyor.
Bu ortamda, 25 Kasım, yani 1960’tan bu yana, Dominik Cumhuriyeti’nde tecavüzcü Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele ederken öldürülen politik kadınlar başta olmak üzere şiddet gören tüm kadınlarla dayanışma amacıyla örgütlenen uluslararası kadın mücadelesi gününün içeriği, ülkemizdeki kadın mücadelesinin gündemiyle önemli ölçüde çakışıyor.
Dolayısıyla 25 Kasım bu yıl bizim açımızdan, diktatörlüğün erkek şiddetine/erkek ve devlet terörüne karşı mücadelede büyük bir önem taşıyor. Bu nedenle 2016 25 Kasım’ını kadın mücadelemizin yeni eylem ve sloganlarını yaygınlaştıracak, “İtaat yok, isyan var” diyerek yaşamı/mücadeleyi örgütlerken aynı zamanda güçlü bir kadın örgütlenmesi yaratma hedefini adım adım hayata geçireceğimiz bir sürecin başlangıcı olarak ele alıyoruz.
‘Devlet herif’e isyan
Tüm yaşamımızı, bedenimizi, emeğimizi, kimliğimizi kontrol altına almaya çalışan gerici/faşist/kadın düşmanı politikalar bir bir hayata geçirilmeye çalışılırken, erkek iktidar, namı diğer “devlet herif” her daim kadınların direnci, cesareti ve militanlığıyla karşılaşıyor. Saldırının biçimi değişse de, karşısında açığa çıkan gerçek değişmiyor. Kadınlar elleri belinde, kadınlar elleri havada, kadınlar el ele, kadınlar “devlet herif”in kapısına dayanmış hesap soruyor, hesap sormakla da yetinmiyor, hem ülkemizde, hem de dünyada itaat etmeyen isyan eden, hayatlarına sahip çıkan kadınların sesi daha gür çıkıyor, eylemi ve direnişi geri adım attırıyor, kadın isyanı büyüyor.
Nasıl mı? İşte böyle!
Polonya’da kürtajın yasaklanmasını öngören yasa tasarısına karşı, kadınlar 3 Ekim’de siyah giyerek, 60 ilde genel grev gerçekleştiriyor ve 6 milyon kadın “devlet herif”e geri adım attırıyor. Arjantin’de düzenlenen Uluslararası Kadın Buluşması’nın kapanış eylemine karşı gerçekleştirilen polis saldırısı, barikatlarıyla direnen kadınların direnişiyle püskürtülüyor. Dünya kadınlarının, İsrail işgalciliğine/Gazze ablukasına karşı ortaya koydukları cesaret, Gazze Yolunda Kadın Gemisi’nde can buluyor, Ortadoğu’nun terörist devletine karşı kadınca direnişin sesi duyuluyor.
Rize’de Yeşil Yol projesine yürütmeyi durdurma kararı verilmesine rağmen, projenin başlamasına karşı kadınlar “devlet herif”e, “Buraları sahipsiz sanmasınlar” diyerek cevap veriyor ve yaylalarını çevre/doğa düşmanlarına bırakmıyor.
Kadınlar, Karaman’da çocuklara yönelik cinsel saldırı davasında, Ensar Vakfı aklanmaya çalışıladursun, kadınlar “Örtbas ettirmeyeceğiz” diyerek hesap soruyor, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı önünde Ensar’ı aklatmayacaklarını bir kez daha ilan ediyor. Süreklilik ve cesaretleriyle, Cumartesi Anneleri adalet arayışlarını sürdürüyor.
Zonguldak KYK yurdunda kalan üniversiteli kadınlar, yurttan bir kadın arkadaşlarının kaçırılması üzerine başlattıkları mücadeleyi, servis, ışıklandırma ve güvenlik taleplerini kazanarak taçlandırıyorlar hem de “Bir kadın arkadaşımızın başına bir kez daha aynı olay gelmeyecek, getirtmeyeceğiz” iddiasını ortaya koyuyorlar. 10 Ekim günü barış için Ankara Tren Garı’nda yerini alan binlerce insandan biri olan katledilen kadın arkadaşımız Necla Duran’ın adı, Saray’ın savaşına karşı barış talebiyle 10 Ekim’in yıldönümünde Antakya’da, Necla Duran Barış Parkı’nda yaşıyor, yaşatılıyor. Kadınlar kadın cinayetlerine ve erkek şiddetine karşı davalarına sahip çıkıyor.
25 Kasım’da itaat yok, isyan var!
Erkek iktidarının da erkekliğin de krizi kadınların yönetilememesi ile açığa çıkıyor. Biz kadınlar, gerici, faşist, kadın düşmanı söylem ve politikaların karşısında, sessiz kalmamayı ve yaşamımızı kuşatmaya çalışan bu saldırı yığını karşısında bir bütün olmayı başarıyoruz.
25 Kasım 2016’yı ülkenin ve dünyanın dört bir yanında direnen kadınlardan aldığımız güçle örgütleyeceğiz. Yaşadığımız mahallelerin, kentlerin duvarlarına isyanımızı işleyerek, panel, söyleşi ve forumlarda en geniş kadın kitleleri ile bir araya gelerek, bildiri ulaştırmadığımız, sesimizi duyurmadığımız kadın bırakmayarak, gerici kadın düşmanı iktidar temsilcilerinden, erkeklerden hesap sorarak, isyan öykülerimizi paylaşarak…
Başaracağız çünkü pusulamız mor! Faşizm, gericilik, kadın düşmanlığı nereden ne biçimde gelirse gelsin, ”devlet herif” sesimiz, sözümüz, dayanışmamız, direnişimiz ve isyanımızla yıkılacak, yok olacak.
Mola vermiyor, durmuyor, susmuyoruz!
Bu beden, bu hayat, bu ülke bizim!
Erkek/devlet terörüne karşı 25 Kasım’da isyanımızı örgütleyelim!
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.