Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Saray-AKP iktidarının TSK’ya yönelik başlattığı operasyonlarla ve KHK’yla gelen düzenlemelerle ilgili konuştu
AKP-Cemaat ittifakıyla Ergenekon kapsamında tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ CNNTürk’te sahne aldı. 15 Temmuz için “askeri darbe değil, TSK’daki Cemaat unsurlarının silahlı hareketi” dedi. Cemaat örgütlenmesine yol açan iktidarları, uyarılarını görmezden gelen AKP’yi, istihbarat çalışmalarını yapmayan MİT’i, tedbir almayan TSK komuta kademesini eleştirdi. Başbuğ, sivil darbe sürecinde ordunun yeniden yapılandırılması için de “Emir-komuta birliğinin bozulması orduyu perişan eder. Ordunun gücü dağıtılmaya çalışılıyor ama bu tehlikeli. TSK’yı daha da güçlendirmeniz lazım” dedi
AKP-Cemaat ittifakının şaşalı günlerinde gerçekleşen Ergenekon operasyonları kapsamında “terör örgütü yöneticiliği” iddiasıyla tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, AKP ile Cemaat arasındaki ittifak bozulup 15 Temmuz darbe girişimiyle birlikte sert bir iktidar savaşına dönüşünce ekranlarda boy göstermeye başladı.
CNNTürk’te Tarafsız Bölge programına konuk olan Başbuğ, 15 Temmuz darbe girişimi için “Askeri darbe diyemeyiz. TSK’ya sızmış Cemaat’in silahlı hareketi” nitelemesi yaptı. Son 4o yıldaki iktidarları Cemaat’in örgütlenmesine izin verdikleri, AKP’yi uyarıları ciddiye almadıkları, MİT’i istihbarat çalışması yapmadığı, TSK komuta kademesini de tedbir almadığı için eleştiren Başbuğ, TSK’nın yapısının değiştirilmesine yönelik adımlara da tepki gösterdi, emir-komuta zinciri dağıtılarak ordunun perişan edildiğini, güçsüzleştirildiğini, YAŞ’ın anlamsızlaştırıldığını söyledi.
“Bu askeri darbe değil; darbede tedbiriniz farklı olur”
“15 Temmuz kalkışmasını askeri darbe olarak değerlendirmiyorum. Askeri darbe olarak tanımlanmasına da sıcak bakmıyorum. 15 Temmuz, TSK’ya sızan Cemaat’in silahlı darbesidir. Emir-komuta kademesinde yapılan bir askeri darbe ile karşı karşıya kalmış iseniz buna karşı alacağınız tedbirler farklı olur” diyerek bu biçimde bir darbe gerçekleştirilemeyeceği mesajını verdi.
Üç grup tanımladı, CIA desteğine dikkat çekti
Başbuğ, Gülen Cemaati’nin askeri unsurlarının tek başına bu girişimde bulunamayacağının da altını çizdi, CIA desteği olmadan bir darbenin gerçekleşemeyeceğine vurgu yaparak “CIA FETÖ’yü kullanarak asıl darbeyi TSK’ya vurmaya çalıştı” dedi.
Başbuğ darbenin arkasındaki üç grubu ise şöyle açıkladı:
15 Temmuz’u planlayan uygulayan ana iskelet Cemaat’tir. Bu kalkışmaya müdahalede gecikenlerin hepsi Cemaatçi olmayabilir. 15 Temmuz kalkışmasının arkasında planlayan, yöneten, kurgulayan ana isim Cemaat’tir. İkincisi büyük bir ihtimalle anında yapması gereken hareketi yapmayanlar, gecikenler, tereddüde düşenler… Bunlar Cemaatçi mi, hayır. Böyle bir grup da var bunların içinde. Üçüncü grup ise Cemaatçi olmamasına rağmen buradan istifade etmek isteyen bazı insanlar olabilir.
AKP döneminde Cemaat: MİT raporlamadı, AKP’liler ciddiye almadı
TSK’nın kışla dışında askerleri izleyecek olanağı olmadığını, bu nedenle bu istihbari bilgileri MİT’in toplaması gerektiğini savunan ve sızmalardan MİT’i sorumlu tutan Başbuğ, MİT Müsteşarı’nın bir asker yardımcısının olmasının bu sorunu çözebileceğini ileri sürdü.
AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana MİT’in kendilerine TSK içindeki cemaat-tarikat örgütlenmelerine ilişkin bir istihbarat bilgisi geçmediğini, tamtersine TSK’dan atılmaların MİT’in aksi yöndeki raporları doğrultusunda gerçekleştiğini, çoğunlukla da Nurcu Mehmet Kurdoğlu ekibinden ihraçların olduğunu kaydetti.
Başbuğ, Gülen Cemaati’nin TSK’daki örgütlenmesinin 1970’li yıllara kadar gittiğini, Turgut Özal zamanında asıl güçlenmesini yaşadığını, Çiller ve Ecevit’in de bu örgütlenmeye sempatiyle baktığını, sadece Erbakan’ın mesafeli olduğunu iddia etti.
Başbuğ, AKP iktidarı için ise şu sözleri sarf etti:
Benim tutuklanmam birilerine mesajdır. Tutuklanmamdaki mesaj başbakanaydı. Bir ay sonra 7 Şubat MİT olayı patladı. Artık AK Parti ile Cemaat’in kopma aşamasına geldiğini görüyoruz. Cemaat ile ilgili defalarca uyarılar yaptık. ‘Tehdit bugün bize, yarın size’ dedik. Hiçbirini ciddiye almadılar. Konuyu abarttığımızı söylediler.
Komuta kademesine eleştiri: “Niye tedbir almadı?”
Başbuğ eleştirilerine TSK’nın komuta kademesinden devam etti. “Komuta kademesi çok açık ki iyi bir sınav veremedi. Niye tedbir almadılar, bu konu incelenmelidir” diyen Başbuğ, darbe girişiminde erlere yapılan muamelenin ve ortaya çıkan görüntülerin çok rahatsızlık verici olduğunu dile getirdi, kandırılan erlerin “darbeci” kategorisine konulmaması gerektiğinin altını çizdi, darbeci askerler için ise adil bir yargılama gerektiğini kaydetti.
Başbuğ, 2. Ordu Komutanı Adem Huduti’nin FETÖ üyesi olduğuna dair şüpheleri olduğunu da sözlerine eklemeyi ihmal etmedi.
“Harp Okulları’nı kaldırınca sorunu çözecek misiniz?”
Tayyip Erdoğan’ın 2012-2016 yılları arasında Cemaat’e karşı tek başına savaştığını ileri süren ve Saray’a bir selam çakan Başbuğ, buna karşın Saray-AKP iktidarının sivil darbesine ilişkin eleştiriler de getirdi:
Harp Okulları Osmanlı’nın mirasıdır. Bunu Abdülhamit yapmadı. Harp Akademileri hayati önemdedir. Bunu anlamakta zorlanıyorum. Harp Akademileri öğrencilerinin bir kısmı bu harekatın içinde yer almış. Sayın Cumhurbaşkanı’na suikast için giden özel tim mensuplarının büyük kısmı harp akademisi öğrencisi. Bu çocuklar maalesef, cumhurbaşkanına yapılacak suikastin içinde yer almıştır. Bu kabul edilebilir bir şey değil, çıldırtıyor. Buradan hareket ederek, siz bu müesseseyi kaldırınca çözecek misiniz bu olayı? Türk ordusunun damarını kesiyorsunuz. Yapmayın bunu. Niye müesseseyi kaldırarak, bu sorunu çözebileceğinizi mi düşünüyorsunuz?
TSK’da yapı değişikliği: “Ordu dağıtılıyor, YAŞ’ta sayısal üstünlük isteniyor”
Başbuğ, OHAL kararnamesi ile birlikte komutanlıkları bakanlığa bağlanmasını ve TSK’nın yapısının değiştirilmesini de eleştirdi:
Emir-komuta birliğini perişan ederseniz, orduyu perişan edersiniz. Ordunun gücü dağıtılmaya çalışılıyor ama bu tehlikeli. TSK’yı daha da güçlendirmeniz lazım. Ama bu KHK ile güçlenmiyor. YAŞ tarihi bir kurumdur. YAŞ tayinlerle ilgilenmez, öyle bir yetki ve sorumluluğu yok. Terfiler tartışılır. Adalet Bakanı’nın YAŞ ile ne ilgisi var? Ne yapacak Adalet Bakanı? Dışişleri Bakanı ne yapacak? Bu yapılanma MGK’nın aynısı. Amaç ne? Siyasal üstünlük. Sivil üyelerin sayısı artıyor. Terfide siz elinizi kaldırdığınız zaman, sizin dediğiniz olur.
“Gülen iade edilirse kullanım tarihi bitmiştir”
Başbuğ, Gülen’in iadesine ilişkin ise gerçekçi yaklaştı. Fethullah Gülen’in kullanım süresinin dolup dolmadığına ilişkin soruya “Onu zaman gösterecek. ABD Gülen’i iade etmezse demek ki kullanmaya devam edecek. Ederse, demek ki kullanım tarihi bitti” yanıtı veren Başbuğ, CIA’nın Gülen’e sağladığı imkanların es geçilmemesi gerektiğini dile getirdi.
Sendika.Org