Dink soruşturması kapsamında ifade veren Astsubay Hüseyin Yılmaz, jandarmanın Ogün Samast daha yakalanmadan suikast silahının bilgisini rapora yazdığını söyledi
Hrant Dink soruşturmasında jandarma istihbaratta görevli astsubay Hüseyin Yılmaz, ifadesinde jandarma görevlilerinin Ogün Samast daha yakalanmadan suikastın gerçekleştirildiği silahın bilgisini rapora yazdıklarını belirtti
Hrant Dink soruşturması kapsamında cinayetin işlendiği 2007 yılında Trabzon ve İstanbul’daki Jandarma birimlerinde görevli askerlerin ifadelerinin alınmasına devam ediliyor. Trabzon Jandarma İstihbarat biriminde görevli astsubay Hüseyin Yılmaz 10 Ağustos’ta tutuklandı. Hüseyin Yılmaz sorgusu sırasında Ogün Samast’ın cinayette kullandığı silahın kaydının, cinayet işlenmeden önce jandarma tarafından düzenlenen Haber Kayıt Bildirim Formu’nda yer aldığını söyledi.
Tetikçi yakalanmadan silah bilgisi bildiri formunda yazılıydı
Soruşturmayı yürüten Terörle Mücadelesi Şubesi polisleri, jandarma istihbarat görevlisi Hüseyin Yılmaz’a cinayette kullanılan silahın markasını ve cinayetten sonra jandarma tarafından düzenlenen Haber Kayıt Bildirim Formu’nu sordu.
Cinayetten bir gün sonra 20 Ocak 2007’de saat 22.00’da Trabzon jandarmasının düzenlediği bu bilgi formunda, “İstanbul iline giden 4 kişi tarafından Dink’in evi ve Agos Gazetesi arasındaki güzergahın keşfinin yapılarak krokilerin hazırlandığı, olayda kullanılan silahın temin edilebilmesi için Yasin Hayal’e 500 TL para gönderildiği ve ‘Ardeşen el yapımı’ silahın temin edildiği” yazıyordu.
Bu formdaki bilgiler saat 21.50’de yani Ogün Samast, Samsun otogarında yakalanmadan 10 dakika önce yazılmıştı. Samast henüz yakalanmamış, cinayette kullandığı silah henüz ele geçirilmemişti. Ancak Trabzon’daki jandarma birimleri Haber Kayıt Bildirim Formu’na cinayette kullanılan silahın markasını ‘Ardeşen el yapımı’ diye yazabiliyordu. Jandarmanın düzenlediği bu bilgi formu soruşturma savcılığının elinde bulunuyor.
Silah bilgisini Okan Şimşek ve Veysel Şahin yazdı
Polisler, Astsubay Hüseyin Yılmaz’a “Ogün Samast, daha yakalanmadan suikastı gerçekleştirdiği silahın bilgisini jandarmanın nereden bildiğini” sordular. Hüseyin Yılmaz bu soruya, “Bilgileri Okan Şimşek ve Veysel Şahin’in yazdığını biliyorum. Bilgileri nasıl temin ettiler, onu bilmiyorum. Belki Çoşkun İğci’den temin etmişlerdir” diye cevap verdi.
Çoşkun İğci, cinayetin azmettiricisi Yasin Hayal’in eniştesi. Trabzon’da ikamet eden İğci aynı zamanda jandarmaya bilgiyi veren kişiydi. İğci, cinayetten önce Yasin Hayal’den Dink’in öldürüleceğine ilişkin aldığı bilgileri jandarmaya iletmişti.
İğci, 31 Ocak 2007 yılında İstanbul Emniyeti’ne verdiği ifadede “2006 yılının muhtemelen Temmuz ayında Trabzon’da jandarmaya Yasin Hayal’in ‘Hrant Dink’i vuracağım’ yönündeki sözlerini ilettim” demişti.
Astsubay Hüseyin Yılmaz’ın ifadesine göre, Dink’in öldürüleceği bilgisini alan Okan Şimşek ve Veysel Şahin cinayetten sonra 2007 yılı atamalarında başka illere tayin edildi.
Jandarma istihbaratçısı Astsubay Hüseyin Yılmaz’a formda yazan, “Dink’in evi ve Agos Gazetesi arasındaki güzergahın keşfinin yapılarak krokilerin hazırlandığı…” bilgisinin kaynağı da soruldu. Bu bilginin de kaynağını bilmediğini ifade eden jandarma istihbarat astsubayı Yılmaz, Dink’in evinde ve işyerinde keşif yapanlar hakkında da bir bilgisinin olmadığını ifade etti.
Trabzon’dan İstanbul’a giden jandarmalar
Savcılık dosyasına göre Okan Şimşek, Gazi Günay ve Ergün Yorulmaz gibi askerler 8 Ağustos 2006’da Trabzon’dan gelerek Hrant Dink’in evinin ve Agos Gazetesi’nin bulunduğu bölgede telefon sinyali tespit etti. Bu kapsamda “İstanbul’a gelen askerler arasında yer alan astsubay Gazi Günay ile telefon görüşmeniz tespit edildi. Görüşmenin içeriğini açıklayınız” denildi.
Ancak Yılmaz bu soruya, “Büyük ihtimalle İstanbul’a kazasız belasız vardıklarını söylemişlerdir. Bu bilgiyi de şube müdürümüze bildirmemizi istemişlerdir. Hangi amaçla gittiklerini bilmiyorum” diye cevap verdi.
“Öldürülecek bilgisi verildi ama üstlerim bana bir görev vermedi”
Gözaltına alınan jandarmalar arasında bulunan ve 8 Ağustos 2016 günü sorgusu yapılan Okan Şimşek, “Çoşkun İğci’den aldığım bilgileri şube müdürümüz Metin Yıldız’a anlattım. O da bana, Yasin Hayal’i bombalama olayından sonra Hüseyin Yılmaz takip etmişti. Ona verin bu bilgileri dedi. Ertesi gün Hüseyin Yılmaz’a bu bilgileri aktardım” diye ifade verdi. Bu ifadedeki bilgiler de Hüseyin Yılmaz’a soruldu. Yılmaz, “Bana kısa bir bilgi verdiler. Toplantıda Ali Öz’ün ‘odamda konuşalım’ demesi üzerine konu kapandı. Üstlerim tarafından herhangi bir görev verilmedi” dedi.
Cinayet sonrası emniyete gidip bilgi paylaşıldı
Dink cinayetinin işlenmesinin ardından Okan Şimşek’in kendisini arayıp haber verdiğini ve televizyon izlemesini söylediğini ifade eden astsubay Hüseyin Yılmaz, “Olayın duyulmasının ardından Okan Şimşek, Veysel Şahin, Gazi Günay, Önder Aras ve şube müdürü Metin Yıldız ile birlikte Trabzon emniyetine gidildi. Terör şubedeki polislerle daha önce alınan bilgiler orada paylaşıldı” ifadelerini kullandı.
“Hanefi Avcı davanın savcısını etkiledi”
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 11 Ağustos’ta görülen duruşmada tutuklu sanıklar eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, eski emniyet amiri Ali Fuat Yılmazer hazır bulundu. Tutuksuz sanıklar dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü çalışanları Özkan Mumcu, Ercan Demir, eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, dönemin İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, Erhan Tuncel ile polis memurları Onur Karakaya ve Mehmet Ayhan katıldı. Yasin Hayal, Ogün Samast ve Muhittin Zenit ise duruşmaya SEBBİS aracılığı ile katıldı.
Eski emniyet amiri Hanefi Avcı, Hrant Dink cinayetine ilişkin davaya bakan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne hitaben bir dilekçe gönderdi. Avcı, dilekçesinde geçen günlerde tahliye edilen dava sanıklarından polis Muhittin Zenit’in kendisini arayarak, “Müdürüm yapmayın. Ben çok zorluk çektim (cemaat mensubu olarak tutuklanan polisleri kastederek). Önce ‘ajansın’ dediler. Beni tutuklatmayın, mağdur oldum” dediğini iddia etti.
Avcı, “Ben neden senin tutuklanmanı isteyim? Ben kimim ki böyle bir rolüm olsun? Bunu kim nasıl söyler” dediğinde Zenit’in “Bana sizin davanın savcısını etkileyerek tahliye kararıma karşı tutuklanmam konusunda savcıya itiraz ettirdiğinizi söylüyorlar” dediğini savundu.
Gülen cemaatinin lehine raporlar yazdırıldı
Avcı, “Kötü niyetli birileri ortamı bulandırmak istiyordu” diyen Avcı, dava dosyası üzerinde birilerinin provokasyon yapmak istediğini iddia etti.
Mahkeme heyeti dilekçede yazan hususları Zenit’e sorması üzerine, kendisi ile telefonda konuştuğunu ancak içeriğinin bu şekilde olmadığını söyledi. Zenit, Avcı’nın mektubunun gerçeği yansıtmadığını ifade ederek, cezaevindeki tutuklu cemaatçi polislerden baskı gördüğünü söyledi. Daha sonra söz alan dönemin İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, “Burada bir örgüt var adını net koyalım. Adı FETÖ’cü terör örgütüdür” dedi. Ardından söz alan Ali Fuat Yılmazer de Zenit’i Hanefi Avcı gibi kişilerin yönlendirdiğini iddia ederek, Sabri Uzun’un kendisine Gülen cemaatinin lehine raporlar yazılması için telkinde bulunduğunu söyledi.
30 kişi cinayetin işleneceğini biliyordu
Trabzon İstihbarat Şube çalışanlarından sanık polis Özkan Mumcu ise “Yasin Hayal’in hikâyesinden bu eylemi yapabileceği belliydi ve bunu İstanbul’a söyledim. Resmi yazı yazmışım. Ne amaçla gizleyeyim? Trabzon’dan 10 kişi bu konuyu biliyor. Yazı İstanbul’a gidiyor. Onlar da biliyor. Neredeyse 30 kişinin bildiği bir yazıyı ben nasıl gizleyebilirim” dedi. Mumcu, cinayetin işlenmemesi için tüm bilgilendirmeleri yaptığını, kendisi askere gittikten 6 ay sonra da cinayetin işlendiğini belirterek suçlamaları kabul etmediğini belirtti.
Kaynak: Cumhuriyet, Al Jazeera Türk