Firmanın proje dosyasında “Doğa dengesi bozulacak” diye belirtmesine rağmen 1. ve 2. dereceden sit alanına ÇED olumlu raporu verilen Çaylıoğlu Köyü Taş Ocağı için ÇEVDER Başkanı Sarısoy, “Taş üstüne taş bırakmayacaklar, zaten bunu istiyorlar” dedi Ön tarih devirlerinden kalma, Pontus Kralları’na ait kaya mezarları bulunan ve arkeolojik yönüyle bilinen Sinop’un Ayancık ilçesine bağlı Çaylıoğlu köyüne Mitto isimli […]
Firmanın proje dosyasında “Doğa dengesi bozulacak” diye belirtmesine rağmen 1. ve 2. dereceden sit alanına ÇED olumlu raporu verilen Çaylıoğlu Köyü Taş Ocağı için ÇEVDER Başkanı Sarısoy, “Taş üstüne taş bırakmayacaklar, zaten bunu istiyorlar” dedi
Ön tarih devirlerinden kalma, Pontus Kralları’na ait kaya mezarları bulunan ve arkeolojik yönüyle bilinen Sinop’un Ayancık ilçesine bağlı Çaylıoğlu köyüne Mitto isimli firmanın kalker ocağı tesisi kurduğu ortaya çıktı. Henüz detaylı bir kazının yapılmadığı, eski adı İstefan olan Çaylıoğlu Köyü’nde yaşayanlar ocağa tepkili.
BirGün’de yer alan haberde, Ayancık Çevre Koruma Derneği (ÇEVDER) Başkanı Mukaddem Sarısoy, şirketin aldığı ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) olumlu kararının, hukuka uygun olmadan verildiğini söyledi.
Sarısoy, “ÇED toplantısı için insanlara yeterli bilgi verilmemişti. Toplantının yapılacağı yer önceden belirtilen yer değildi. Üstüne, toplantının yapılması için gerekli fiziki şartlar yoktu ama biz dinlenmedik. Sonrasında toplantı yapılmış sayıldı ve ÇED alınmış oldu. Biz dediğimizin arkasındayız, buraya kurulan ocak şirkete para kazandıracak, insanlara değil” diye konuştu.
Köye etkisi yok demek, yalandır
Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın itirazıyla projenin durdurulduğunu fakat şirketin bu durumu yargıya taşımasıyla birlikte geçici bir karar alınarak, 2016 yılına kadar işletme izni alındığını belirten Sarısoy, “Yasal süreç daha tamamlanmadı. 10 yıllık ruhsatları var. Bu süre 2013’te başladı, 10 yılla bitmiyor, 20 yıl aslında. 3 yılı geçti, kalan 7 yılı onlara verdirmemenin peşindeyiz. Zaten işleri bittikten sonra, burada taş üstüne taş kalmayacak, bunu istiyorlar. Patlatmanın yapılacağı alanla, köy arasındaki mesafe 500 metre. Köye etkisi yok demek büyük bir yalandır” şeklinde konuştu.
Nasıl ÇED aldıklarını anlamak zor
Firmanın proje dosyasında, “doğa dengesinin bozulacağını” açık açık belirtmesine rağmen, ÇED olumlu raporu verildiğinin altını çizen Sarısoy şunları söyledi:
Şirket proje dosyasında, ‘doğa dengesi bozulacak, çeşitli çalışmalar yapılsa bile ilk haline getirmek, mümkün değil’ diyor. Açık açık söylemişler, buna rağmen nasıl ÇED’ten olumlu rapor aldıklarını anlamak zor. Çalışma alanları ormanlık alan. Bölgede 1. ve 2. sit alanları var. 100 metre yakınında da ev var. 360 ton taş çıkartmanın peşindeler. Ayda 3 defa dinamit patlatılacak, toplam 1 patlamada, bin 440 kilogram dinamit yerleştirecekler. Sonrasında siz düşünün köyün halini. Toplam 19 yılda yaklaşık 1 milyon kilogram dinamit kullanacaklar.
Termik yaptırmadık, başımıza ocak çıktı!
Köy sakini Rıfat Çaylı, 2012 yılında köye termik santral yapılmak istendiğini, buna izin vermediklerini, sonrasında ise köye taş ocağı kurulduğunu söyledi. Çaylı, yol güzergahındaki yerlere zoraki kamulaştırma yapıldı. Sonra da taş ocağı açtılar. 2011 yılından itibaren çalışmaya başladılar. Buranın bir bölümü, eski belediye başkanı Rıfat Örnek döneminde sit alanı ilan edildiğini belirtti.
Çaylı BİMER’e konu hakkında yazı yazdığını belirterek şöyle devam etti:
Ayancık Kaymakamlığı ve Sinop Valiliği bana bir cevap verdi: ‘Firma, 1. dereceden sit Alanı ve 2. dereceden sit alanı olan bölgenin içinde değil, dışında faaliyetini sürdürmektedir.’ diye. Şu anda, iki yerde taş ocağı bölgesi var. Birisi, 1. derece sit alanının hemen bitişiğinde, diğeri içinde. İçinde olmadığını söylüyorlar ama bölgenin zaten tamamın sit alanı ilan edilmesi gerekiyor. Mülki idare çok kusurlu, denetleme ve yerinde tespit görevini yapmadı. sit alanı dışında dedikleri faaliyeti tüm bölgeye yaymışlar.
Tarihi eserlerle dolu
Bölgenin tarihi eserlere dolu olduğunu vurgulayan Çaylı sözlerini, “Geçen yıl bölgedeki taşınabilir eserler, Sinop’taki müzeye götürüldü. Açıkta bir sürü taşınamayacak eser var. Ayrıca ben BİMER’e bir yazı daha yazdım. Şu anda dosyanın Danıştay’da dava konusu olduğunu, çalışmanın durdurulmasının gerektiğini söyledim. Çünkü tahribat geri dönülmez bir şekilde. Bunu da, Enerji ve Tabii Kaynaklara, Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderdim” diye sürdürdü.
“Direniş çadırı kuracağız”
Çaylı, konuşmasına şöyle sonlandırdı:
Yarın direniş çadırı kuracağız. Köy o bölgede özel bir yer, neticede Antik Yunan’dan kalma bir tarihi var. Heredot tarihinde bile geçiyor. Karadeniz’de Sinop ve İstefan yani eski adıyla Stefanos geçiyor. Bu kadar eski olan, açık hava müzesi gibi yere taş ocağı açmak, bence toprağa da kültüre de ayıptır.
Ön tarih devirlerinden kalan ve henüz hiç bir bilimsel araştırmanın yapılmadığı, Pontus Krallarına ait kaya mezarları köy sınırları içinde bulunmaktadır. Bölgede kilise mevcuttur. Kilise, yine aynı yerleşim yerinde İstefan burnunun batı yakasında, toprak altında olup içi toprak ve su dolu haldedir. Galerilerinden biri toprak üstündedir. Halk, kilisenin içinin su dolu olması ve çevresinin de su kaynağı yönünden zengin olması nedeniyle sulu kilise adını vermiştir. Henüz hiçbir kazı çalışması yapılmadığı alanda eski bir höyük bulunmaktadır.
Sendika.Org