Koşulların güvenli olup olmaması insanların ırkından ve geldiği yerden bağımsızdır. Sığınmacıları geri göndermek için güvenli sayılan ülkeler, bir Fin vatandaşı için de güvenli olduğu anlamına gelir. Başka türlü düşünülüyorsa, buna ırkçılık denir Pazartesi günü Finlandiya yabancılar yasasından insani koruma maddesi çıkarıldı. Bu maddeye göre mülteci ve ya ikincil sığınma talebinin şartları karşılanmasa da kişi ülkesindeki […]
Koşulların güvenli olup olmaması insanların ırkından ve geldiği yerden bağımsızdır. Sığınmacıları geri göndermek için güvenli sayılan ülkeler, bir Fin vatandaşı için de güvenli olduğu anlamına gelir. Başka türlü düşünülüyorsa, buna ırkçılık denir
Pazartesi günü Finlandiya yabancılar yasasından insani koruma maddesi çıkarıldı. Bu maddeye göre mülteci ve ya ikincil sığınma talebinin şartları karşılanmasa da kişi ülkesindeki çatışmalı durum yada çevre felaketlerinden dolayı oturma izini alabilirdi. Göçmenlik Bürosuna göre senede birkaç yüz kişi bu maddeden yararlanarak oturma izini alabiliyordu.
Aslında söz konusu olan yasa değişikliği meclisten nisan ayında hükümet partilerinin ve de Sosyal Demokrat Partinin (SDP) oylarıyla geçmişti. Yasa değilikliğine muhalefet partilerinden Sol Birlik (Vasemmistoliitto) ve Yeşiller (Vihreät) ve Sosyal Demokrat Parti’den sadece dört kişi karşı çıkmıştı. Hükümeti her konuda eleştiren Sosyal Demokrat Partisinin göç politikaları konusunda desteklemesi üzücü.
Salı günü ise Finlandiya Göçmenlik Bürosu Afganistan, Irak ve Somali’yi güvenli bölge olarak güncelledi. Göçmenlik Bürosu’na göre, tek tük bölgelerde çatışma durumu olsa da, son yıllar içerisinde bahsi geçen üç ülkenin de güvenlik durumunda düzelmeler olmuş. Bu ülkelerin güvenli bölge ilan edilmesinin pratikteki karşılığı tabii ki, sığınmacıları daha rahat geri gönderebilmek. Bu üç ülkeden gelen sığınmacıların uluslararası koruma çeşidi olan ikincil koruma’dan faydalanmasını zorlaşması anlamına geliyor. Gerçekte ne Irak’ın, ne Afganistan’ın ne de Somali’nin güvenli bir yer olmadığı aşikar.
Finlandiya’nın Irak’ı güvenli ilan ettiği gün başkent Bağdat’ın dört ayrı bölgesinde gerçekleşen patlamada 69 kişi hayatını kaybetti. Irak’ın kimi bölgeleri hâlâ IŞİD’in kontrolü altındayken ülkeyi güvenli olarak nitelendirmek zaten pek de inandırıcı değil.
Diğer iki ülke için Finlandiya Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı seyehat önerileri de bu ülkelerin güvenli olmadığı yönünde.
2 Mayıs’ta Finlandiya Dışişleri Bakanlığı’nın Afganistan hakkında güncellemesi şöyle:
Ülke içi çatışma durumu devam etmekte olduğundan terör saldırıları ve şiddet tehdidi yüksektir. Uzun süre devam eden çatışma halinden dolayı Afganistan, dünyanın en mayınlı ülkelerinden biridir. Mayın ve diğer patlayıcıların tehlikesi başkent Kabil olmak üzere tüm ülkede bulunmaktadır.
Somali için de Finlandiya Dışişleri Bakanlığı vatandaşlarını ikaz ediyor. Ülkede yirmi yılı aşkın süren iç savaş dolayısıyla başta El-Şebab örgütü olmak üzere yerel aralarındaki değişken husumetlerden dolayı yerel kabilelerin de tehlikeli buluyor. Ayrıca Somali’nin güvenlik güçlerinin ve yargının pek iyi işlemediğini belirterek Somali’nin orta ve güney bölgelerinin insani yardımla ancak yaşayabildiğine dikkat çekiyor.
Görünen o ki, Finlandiya Göçmenlik Bürosu ve Dışişleri Bakanlığı’nın seyahat önerileri arasında büyük bir çelişki var. Koşulların güvenli olup olmaması insanların ırkından ve geldiği yerden bağımsızdır. Sığınmacıları geri göndermek için güvenli sayılan ülkeler, bir Fin vatandaşı için de güvenli olduğu anlamına gelir. Başka türlü düşünülüyorsa, buna ırkçılık denir.
Doğrusu Finlandiya’nın aşırı milleyetçi Gerçek Fin Partisi de (Perussuomalaiset) göç politikalarından oldukça memnun. Hatta geçtiğimiz günlerde Gerçek Fin Partisi Milletvekili Juho Eerola, ülkenin göç politikalarının artık tam da kendi partisinin yıllardır istediği uygulamaları gerçekleştirdiğini söyledi. Özellikle aile birleşimi için şartların sıkılaştırılması ve insani koruma imkanının ortadan kalkması bu politikalara örnektir.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.