Bir çığlık, bir şiir, bir türkü ve bir isyan zılgıtı ol. Dalga dalga büyüyen tüm ezilen halkların, kadınların, ötekilerin xwebûn halayına hep birlikte el ele durma gününde sen de hazır ol 21. yüzyıla onurlu direnişiyle öncülük yapan Kürt halkının ve ötekileştirilen, yok sayılan tüm halkların, toplumların inançların, kültürlerin ve kadınların kendi olma yani “xwebûn” yüzyılı […]
Bir çığlık, bir şiir, bir türkü ve bir isyan zılgıtı ol. Dalga dalga büyüyen tüm ezilen halkların, kadınların, ötekilerin xwebûn halayına hep birlikte el ele durma gününde sen de hazır ol
21. yüzyıla onurlu direnişiyle öncülük yapan Kürt halkının ve ötekileştirilen, yok sayılan tüm halkların, toplumların inançların, kültürlerin ve kadınların kendi olma yani “xwebûn” yüzyılı olacaktır. Şu an insanlığın vicdanını yaralayan acılara, zorluklara, iç acıtan, yakan olaylara gözlerimizle, kalbimizle şahitlik ettiğimiz bir demden geçiyoruz.
İnsanca yaşamayı istemek, onuruna, ahlakına, kültürüne, xwebûn olan duygu ve düşüncelerine sahip çıkmak korumak en doğal olanı değil mi? Veya xwebûn olarak yaşamak, düşünmek, duygulanmak hissetmek, farkındalığı yaşamak konuşmak insanlığın öz var oluş hakları değil mi? Asli hakları değil mi?
Bazen öylesi demler, anlar vardır ki, insanın ömrü boyunca farkında olduğunu, bildiğini sandığı ama bir müsibetle bilmediğini tüm çıplaklığıyla derinden hissederek, gördüğü ve yaşadığı zamanlar olur ya, işte tam da ana yurdumuzun kutsal topraklarında bunu yaşamaktayız.
Kürt halkı yüz yıllardır acı ve kahırla ötekileştirilip her türlü insanlık dışı uygulamalara maruz kalmış, ama asla boyun eğmemiş, insanlık onuruna sahip çıkmış, korumaya geliştirmeye çalışmıştır. Cihan egemenlerince her türlü aşağılamaya, hor görülmeye, geri görülmeye karşılık sarsılmayan bir inanç, kararlılık ve fedakarlıkla bedeli ağır acılarla dolu, hüznü derin ve büyük olsa da, kendi kültüründen, dilinden, iradesinden, vicdani ahlakından bir tık dahi geri adım atamıştır. Aksine uzun yıllar boyunca yaşamak zorunda bırakıldığı vicdani yangınlar karşısında hep ileriye giderek, kendini daha da güçlendirerek, iradeleştirerek, özgürlük, eşitlik ve adalet çığlıklarını tüm sağır kulaklara duyurarak, görmeyen gözlere görünür kılarak, düşünemeyen beyinleri düşünür hale getirerek karşılık vermiştir.
Cihan sultanlarının çıkarlarıyla örtüşmediği halde, Kürt halkı xwebûn mücadelesinin onurlu direnişiyle toplumsal politik ve ahlaki iradesini kabul gören düzeye getirmiştir. Cihan sultanları aklı selim olmaya çabalayıp bir halkın örgütlü politik iradi gücünü tanıma çabasındayken, T.C. devleti sultanları tekçilikte ısrar etme sefilliğini yaşamaktadırlar. Öylesine gözü kara bir sefillik içerisindeler ki, her türlü vahşeti, gaddarlığı, ahlaksızlığı uygulamakta geri durmamaktadırlar. Bir halkın en meşru olan xwebûn ve xweparastin mücadelesine karşılık şuursuzca saldıran, yaralı insanları diri diri yakarak katleden, Kürt kadınları işkenceyle katledip, sokak ortalarında çıplak bedenlerini teşhir eden, kundakti bebekten yetmiş yaşındaki sivilleri “terörist” diyerek, görülmemiş bir vahşet uygulayan bu zihniyete karşı vicdanı tahammül edemeyip, tepki gösteren aydın, yazar, sanatçı ve demokratları yıldırma sindirme amaçlı tehdit eden, dövdürten, tutuklatan KaraSaray’ın sultanını ve zebanilerini çıldırtan, ölmekten beter eden xwebûn mücadelesine, xweparastin direnişine sen de yürekten bir ses ver.
Bir çığlık, bir şiir, bir türkü ve bir isyan zılgıtı ol. Dalga dalga büyüyen tüm ezilen halkların, kadınların, ötekilerin xwebûn halayına hep birlikte el ele durma gününde sen de hazır ol…
Xwebûn: Kendi olma.
* Gebze Kadın Hapishanesi
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.