Futbolun en tepesindeki Federasyon’dan tutun, amatör futbol kulüplerine kadar simsarların, siyasetçilerin, vasıfsızların, tarikatçıların ve mafya kılıklı külhanbeylerin egemen olduğu bir düzlemde futbol işte budur

Trabzon’da neler oldu?

Hiç bir şey olmadı.

Ne olacak?

Ne bekliyordunuz ki? Olması gereken oldu sadece.

Trabzonspor’un iç yönetimi ile ilgili basiretsizlikler ve bedavacılara verilen biletler konumuzun önemsiz bir ayrıntısıdır ve esasın yalnızca küçük bir parçasıdır.

Türkiye futbolu üst yönetimi olarak, ne idüğü belirsiz yeni rantiye organı Kulüpler Birliği olarak ve tabi kulüpler olarak her türlü ilkesizliğe, kuralsızlığa bu kadar prim verirsen, birçok yanlışı görmezden gelir yararcılık peşinde koşarsan, futbolu kirli siyasete, siyaseti de kirli futbola bu kadar bulaştırırsan, telefon ile hakem alıkoyan kulüp başkanlarına talimat veren ve bizi zor durumda bırakma diyen devlet yetkilileri olursa, “Ağamdı, paşamdı, büyüğümdü” diye her şeyi ve her yeri idare ettiğini sanırsan bu sonuçları da doğal karşılayacaksın.

Futbolun en tepesindeki Federasyon’dan tutun, amatör futbol kulüplerine kadar simsarların, siyasetçilerin, vasıfsızların, tarikatçıların ve mafya kılıklı külhanbeylerin egemen olduğu bir düzlemde futbol işte budur.

Aslında istenilen de bu değil midir? Her zaman muhtaç insanlar, muhtaç halk ve muhtaç bir kulüp ya da muhtaç takımlar…

Bunlar birer sonuçtur… Neden değil…

Trabzonspor tekrar Trabzon halkının katıksız emeği ve sevgisi ile buluşmadan,

Yerel siyasetçilerin merkezi siyasetçilerin tasarrufları ile Trabzonspor’dan ellerini çektirmeden,

Merkezi sağ siyasetin göstere göstere kanırta kanırta Trabzon ve Trabzonspor rantiyeciliğine dur demeden,

Ve endüstriyel futbolun o berbat “kazanmayana saygı duyulmayan” gayri insani anlayışını umursamadan,

Ve o anlayışı silip atmadan,

Trabzonspor asla o güzelim Trabzonspor olamayacaktır.