Bir halk zulüm altındayken kendine insanım diyen, vicdan sahibiyim diyen hiç kimse tavırsız kalarak günlük hayatına devam edemez. İnsan ahlakı ve değeri sıradan yaklaşmayı yadırgar, kabul etmez Orada Cizir, Hezex, Silopi, Sur ve toplamında Kürdistan var. Görmesen de, bilmesen de, o yerlerde Kürtler yaşıyor ve bugün devlet terörü tarafından katlediliyorlar. Orada bir coğrafya var. O […]
Bir halk zulüm altındayken kendine insanım diyen, vicdan sahibiyim diyen hiç kimse tavırsız kalarak günlük hayatına devam edemez. İnsan ahlakı ve değeri sıradan yaklaşmayı yadırgar, kabul etmez
Orada Cizir, Hezex, Silopi, Sur ve toplamında Kürdistan var. Görmesen de, bilmesen de, o yerlerde Kürtler yaşıyor ve bugün devlet terörü tarafından katlediliyorlar.
Orada bir coğrafya var. O coğrafya bizim insanlığımızdır, vicdanımızdır. Bizim geçmişimiz, geleceğimiz, çocukluğumuz ve yaşlılığımızdır.
Evet; kimileri için hayat olağan akışında sürüp giderken Kürdistan’da hayat zamanda asılı kalmış adeta, yaşam kurtarılmayı bekliyor. Yediden yetmişe minik eller, yaşlı gözler genç canlar, elini-sesini-gönlünü uzatmış, insanlık adına vicdana tutunmak istiyor. Dişiyle, tırnağıyla dakikaları, saatleri üst, üste ekleyerek yaşamaya çalışıyor.
İnsanlık ve vicdan, insanı gerçek anlamda insan yapan iki temel olgu ve bir değerlere sahip olduğunu söyleyen veya bu değerlerle yaşadığını sananlara sesleniyorum. Bu kör-sağır-dilsiz sistemin bataklığında dibe çekmekte olduğunuzun farkında mısınız? Birazcık sadece birazcık duyularınızı açık tutup Kürt halkının yaşadığı katliamları görmenizin, sesini duymanızın zamanı gelmedi mi?
Özellikle de iki asırdır Kürt halkının önce Osmanlı sonra da TC devleti tarafından yaşamadığı hiç bir zulüm yöntemi kalmadı. Yine son kırk yıllık tarihte yaşatılanlar hafızalarda çok taze, çok yenidir. Ancak asla acıya da, zulme de, yapılan tüm vahşi uygulamalara alışmadı, boyun eğmedi, sinmedi kabul etmedi. Her insanın ve toplumun hak ettiği özgür ve onurlu yaşam için mücadele etti. Direndi ve direnerek varlığını yaratmaya çalıştı. Kürt halkının istediği tek şey var; o da kendi topraklarında özgürce, eşitçe ve onurluca yaşamak. Tüm özgür toplumlar gibi kendi kendini yönetmek ve kendisi olabilmek. Başkasına göre değil, kendisine göre, benimsediklerine göre yaşamak istiyor. Bundan daha insani bir talep olabilir mi? Oysa özgürce, onurluca yaşamak istemenin karşılığı Erdoğan ve devlet çeteleri tarafından Kürt halkını vahşice katlederek, yok ederek, en ahlaksız uygulamalarda bulunarak yanıt vermek oluyor.
İktidar-devlet Kürdistan’daki uygulamalarıyla gösteriyorlar ki, ahlaksızlıkta sınırları yok. Maksimum derecede vicdan, insanlık yozluğunu yaşamaktalar. Geçen yıl boyunca mezarlarda yatan ölülerimize saldırdılar, mezarlıklarımızı yıktılar. Gençlerimizin bedenlerini panzerlerin arkasına bağlayıp sokak sokak dolaştırdılar. Kızlarımızın bedenlerindeki elbiseleri soyarak çıplak halde teşhir etmek istediler. Cizre’de bodrumda olan bir grup yaralı insanımızın üstüne benzin dökerek diri diri yaktılar. İlçelerimiz savaş sonrası enkaza dönmüş yıkık şehirler misalidir. 35 günlük bebekleri annelerinin kucağında iki kurşun sıkarak katlettiler. Nice benzer olaylar Kürdistan’da halka yaşatılmaya devam ediliyor. Kürt halkı herkes gibi özgürce, eşitçe yaşamak istediği için katlediliyor, yok ediliyor, en aşağılık, ahlaksız saldırılara maruz kalıyor.
Bu durumda insan olmanın gereği insanlığa sahip çıkmak değil midir? Bugün Kürt halkı en aşağılık uygulamalara maruz kalıyorken ve katlediliyorken bu yapılanları görmezden gelmek, tavırsız kalmak insanlığın neresine sığabilir? Dünyanın neresinde olursanız olun T.C. devletinin uyguladığı teröre, katliama sessiz kalırsanız, görmezden gelirseniz insan olmaktan çıkarsınız. Bir halk zulüm altındayken kendine insanım diyen, vicdan sahibiyim diyen hiç kimse tavırsız kalarak günlük hayatına devam edemez. İnsan ahlakı ve değeri sıradan yaklaşmayı yadırgar, kabul etmez. Bugün yapılacak tek şey Kürt halkına el vermektir. Tavırsız kalmamaktır. Şayet sesimi duyuyorsanız ve insanlığınızı, vicdanınızı, ahlakınızı yitirmemişseniz mutlaka bulunduğunuz yerde tavırsız kalmamalısınız. T.C. devletinin Kürtlere yönelik uyguladığı teröre “dur” demeli, tavır göstermeli, elinizden ne geliyorsa önceliğinize alarak yapmalısınız. İnsanlık ailesinde yer almanın ve insanlığı korumanın sorumluluğu budur çünkü.
Gerçek şu ki, bizler insanlığa sahip çıkarsak, insanlığın ahlakını, vicdanını korursak insanlık ailemizi büyütür ve katliamlardan kurtarırız. Bunun için de birlik olmak durumundayız. Cesur olmak, umutlu olmak, güçlü ve iradeli olmak, direnişçi olmak durumundayız. Vicdanlı olan herkesi Kürt halkının yanında yer almaya davet ediyorum. Saygılarımla…
* Gebze Kadın Hapishanesi
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.