Halkevleri 2011 yılında “kamu yararına dernek” statüsünden çıkarılmıştı. Danıştay oy çokluğuyla Halkevleri’nin “kamu yararına dernek” statüsünden çıkarılması kararını iptal etti
Halkevleri’nin 1961 yılından itibaren sahip olduğu “kamuya yararlı dernek” statüsü, 50 yıl sonra AKP’nin Bakanlar Kurulu tarafından 4 Nisan 2011 tarihiyle kaldırılmış ve Halkevleri “kamuya yararlı dernek” statüsünden çıkarılmıştı. Danıştay oy birliğiyle bu kararı iptal etti. Halkevleri yaptığı basın toplantısında “Bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da emek için, halk için, doğa için kamu yararına çalışmaya, Halkın Hakları için mücadeleye devam edeceğiz” dedi
Halkevleri’nin 1961 yılından itibaren sahip olduğu “kamuya yararlı dernek” statüsü, 50 yıl sonra AKP’nin Bakanlar Kurulu tarafından 4 Nisan 2011 tarihiyle kaldırılmış ve Halkevleri “kamuya yararlı dernek” statüsünden çıkarılmıştı.
2004 yılında yandaş basında Halkevleri hakkında çıkan “Halkevleri terör yuvası haline geldi” haberlerinin ardından Halkevleri’nin “Parasız ulaşım haktır” diyerek başlattığı eylemler dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Bunlar millet değil illet” denilerek hedef gösterildi. Halkevleri Mersin Şubesi hakkında “AKP karşıtı odak” olmaktan dava açıldı. Bu süreç, İçişleri Bakanlığı tarafından başlatılan denetimle devam etti. 3 yıl boyunca süren bu denetim sonucunda Halkevleri hakkında “herhangi bir yasadışı faaliyet”e ulaşamadılar.
Halkevleri kamuya zararlı, cemaat örgütlenmeleri yararlı
Denetimden 4 yıl sonra Halkevleri “derneğin gelirlerinin ve mal varlığının kamuya yararlı dernek statüsü için yeterli görülmemesi” gerekçesiyle Dernekler yönetmeliğinin 49. Maddesine dayanarak “Kamuya yararlı dernek statüsü”nden çıkarıldı.
Aynı tarihlerde AKP hükümetine siyasi yakınlığı bulunan ve ağırlıklı olarak cemaat örgütlenmesi niteliği taşıyan birçok dernek ve vakfa “kamuya yararlı dernek” statüsünü verildi.
Danıştay 10. Dairesi 2011/9329 Esas nosu ile yaklaşık 4 yıldır görülmekte olan dava sonucunda; Halkevleri’nin kamuya yararlı dernek statüsünden çıkarılmasına ilişkin 04.04.2011 tarih ve 2011/1797 sayılı Bakanlar Kurulu kararını hukuka aykırı bularak oybirliği ile; ayrıca Dernekler Yönetmeliği’nin 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasının (e) ve (d) bentlerini de oy çokluğu ile iptal etti.
Halkevleri konuyla ilgili Halkevleri Genel Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenledi. Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy şunları dile getirdi:
Kararın gerekçesinde özetle; Halkevleri’nin kamuya yararlı dernek statüsünden çıkarılmasına ilişkin sunulan gerekçelerin somut ve objektif olmadığı, aksine kişisel görüş ve değerlendirmelere dayandığı, bu gerekçelerin maddi kanıt ve olgularla da ispatlanamadığı, öte yandan derneğin amaç dışı ve/veya yasak faaliyetlerde bulunduğuna dair de her hangi bir yargısal tespit olmadığı dile getirilmiştir. İptal edilen Bakanlar Kurulu kararına dayanak kılınan denetleme raporlarında Halkevleri aleyhinde yer verilen; “Halkevleri’nin toplumsal ve siyasi konularda muhalif bir örgüt olduğu, siyasi ve günlük politikalara dönük faaliyet yürüttüğü, sürekli gösteri ve eylem yaptığı” yolundaki iddialar, bu kapsamda haklı ve hukuki bulunmamış; aksine bizzat bu iddiaların kendisinin siyasi, kişisel, subjektif değerlendirmeler olduğu tespit ve kabul olunmuştur.
‘Halkevleri üyeleri yok sayılmaktadır’
Anılan Dernekler Yönetmeliği’nin iptaline dair gerekçelerinde ise Danıştay; üst norm olan 5253 Sayılı Dernekler Kanunu’nda “topluma yararlı sonuçlar verecek faaliyetlerde bulunma” ölçütüyle ele alınan “kamuya yararlı dernek” statüsünün, şimdi idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki bir yönetmelik ile asıl olarak mali ölçütlere, yeterli bir gelire ve mali güce sahip olmaya dayandırılmasını hukuki ve yerinde görmemiştir. Nitekim anılan yönetmelik lafzı ve buna göre tutum alan idareye göre; Halkevleri üyelerinin hiç bir maddi karşılık beklemeksizin gönüllülük esasına göre gerçekleştirdiği kamu yararına çalışmalar, bütün olarak yok sayılmaktadır.Böylelikle, AKP hükümetinin “sivil toplum” anlayışında ve “kamuya yararlı dernek” statüsünde sahip olduğu ‘maddi açıdan varlık sahibi olma’ ve asıl olarak ‘paranın gücü ile sözde hayır işleri yapma’ zihniyeti, şimdi hukukun ve yaşamın gerçeklerine çarparak, paramparça olmuştur. AKP hükümetine göre; üyelerinizin katkısı yerine asıl olarak tanış ya da akraba olduğunuz iktidar mensuplarının katkısı ile kamu kaynakları yağmalanarak elde edilen ne kadar çok arsaya, binaya, bankalarda yüklü hesaplara sahip olmakla ve devamında kaç kişiye ya da haneye kaç paket makarna, kömür vb. dağıtmış oluşunuzla ölçülen “kamuya yararlılık”; Halkevleri’nin binlerce gönüllü üyesi ile halka götürdüğü eğitim, bilim, kültür, sağlık ve en önemlisi, yurttaş olma ve haklarına sahip çıkma bilinci gerçeği karşısında, şimdi hak ettiği gerçek yeri ve değeri az da olsa bulmuştur.
‘Bu dava kamuyu savunanların davasıdır’
Bu dava, “devleti bir özel sektör gibi yönetmek isteyen”, kamuyu talan ederek piyasacı ve gerici bir kamu yaratmak isteyen anlayışa karşı “Halkın Hakları”nı, yani kamunun haklarını savunanların davasıdır.O nedenle kamuya yararlı dernek statümüz elimizden alındığı gün, “Halkevleri kendisini halka, yani kamuya yararlı çalışmalara adamıştır ve öyle çalışmaya devam edecektir. AKP’nin Bakanlar Kurulu ne derse desin Halkevleri kamuya yararlıdır! AKP kamuya zararlıdır!” dedik ve kamuya yararlı çalışmalarımıza devam ettik.
Evet, Halkevleri yazgısını değiştirmek için mücadele ettiği halkı gibi yoksul bir örgüttür. Ancak Halkevleri, halkın örgütüdür ve başta eğitim, sağlık, ulaşım, barınma olmak üzere halkın en temel yaşamsal hakları için dayanışmayı ve mücadeleyi örgütleyen, gericiliğe karşı bulunduğu her yere bilimi, sanatı, sorgulamayı, özgürlüğü taşıyan bir örgüttür.
‘Halkevleri tarihi, ümmetten yurttaşa dönüşmenin tarihidir’
Halkevleri tarihi, ümmetten yurttaşa dönüşmenin tarihidir. Şimdi tekrar ümmet yaratma hayalleri kuranlara, bu nedenle Halkevleri’ni hedef alanlara hatırlatmak isteriz; Halkevleri, tarihi boyunca; biat etmeyen, hakkını bilen, hakkını arayan kuşaklar yetiştirmiştir ve bundan sonra da yetiştirmeye devam edecektir.Halkevleri, en temel yaşamsal haklarımızı gasp eden, doğayı ve kentleri yağmalayan, emeği sömüren neo-liberal politikalara karşı halkın haklarını savunur ve bunun için mücadele eder.
‘Halkın Hakları için mücadeleye devam edeceğiz’
Bu güne kadar devletten ya da başkaca bir kamu kuruluşundan bir kuruş olsun almadık. Bir yandan kamu kaynaklarını talan ederek kendi kasalarını doldurup, diğer yandan “yardım” adı altında halkı dilencileştiren politikaların uygulayıcıları karşısında mücadeleyi ve dayanışmayı örgütledik.Kadınlara okuma yazma öğrettik ve yaşamda etkin birer özne olmalarını sağladık. Çocuklarımıza dünyanın bir öküzün boynuzları üzerine durmadığını ve yaşamın ilk tohumlarının uzak yıldızlarda atıldığını öğrettik. Bizler, ayakkabı kutularını para istiflemek için kullanmadık; o ayakkabı kutularıyla yoksul mahallelerdeki çocuklarımız, ilk basit fizik deneylerini gerçekleştirdiler.
Halkımızı parasız eğitim ve parasız sağlık gibi en temel hakları konusunda bilinçlendirdik ve sırf birer insan, birer yurttaş oldukları için çok daha fazlasını hak ettiklerini ve gerçekte çok daha fazlasına da sahip olduklarını, kendilerine ait olanı talep etmelerini, gereğinde söküp almalarını benimsettik.
Bu yüzden, AKP iktidarı tarafından hiç sevilmedik ve “kamuya yararlı” görülmedik.
Biz de kentlerimizi ve doğayı yağmalayanları; güvencesiz, sendikasız kölece koşullarda ölümüne çalıştırıp karlarına kar katanları; kamusal hizmetleri piyasalaştırıp haklarımızı gasp edenleri; gericilikle yaşamlarımızı kuşatanları hiç sevmedik ve tüm bu politikaların karşısında olduk. Çünkü Halkevlerinin, halkevcilerin halkın çıkarından başka çıkarı yoktur!
Bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da emek için, halk için, doğa için kamu yararına çalışmaya, Halkın Hakları için mücadeleye devam edeceğiz.
Oya Ersoy’dan sonra söz alan Halkevleri Danışma Kurulu Üyesi Yavuz Önen “Bu dava Halkevleri’nin direnişinin bir zaferidir. Hukuksal alanı da kullanarak bu direnişin yeni bir kazanımını bize yaşattı. Can Dündar ve Erdem Gül’ün tahliyesinden sonra Anayasa Mahkemesi biraz fazla yüceltildi. Türkiye’de yargıçlar var, adalet var gibi. Ancak Türkiye’de hukuksal durumun nasıl darmadağan edildiğini görüyoruz. Bu kararla da ilgili muhtemelen Recep Tayyip Erdoğan Danıştay’ın “kararını tanımadığını, saygı da duymadığını” söyleyecektir. Davutoğlu’da resinin arkasından aynı sözleri tekrarlayacaktır. Ama özgürlükler için, eşitlik için, laikliği savunmak için Halkevleri mücadelesini sürdürecek, biz de bu yürüyüşte olmaya devam edeceğiz.
Basın mensuplarının “4 yıldır sürdürülen mücadelede bir hak kaybına uğradınız, bunun için yargı yoluna gidecek misiniz?” diye sorması üzerine Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy “Biz fon alarak mücadelesini veren bir dernek olmadığımız için böyle bir şey düşünmedik. Maddi olarak bir kaybımız bu açıdan olmadı. Bu bir itibarsızlaştırma operasyonuydu Ancak bu operasyonun çok başarılı olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü bizim itibarımız sokakta mücadele vererek oluşuyor. ” dedi.
Halkevleri basın toplantısını “Halkın Hakları için mücadeleye devam edeceğiz” diyerek sonlandırdı.
Sendika.Org/ Ankara