Kadınların direnişi olan Gezi hala devam ediyor. Haziran İsyanı’nda sokakta olan direnişçi kadınlar o günden bu yana evlerine dönmediler, dönmeyecekler. Kadınlar dün Gezi’de, bugün Yırca’da, Diyarbakır’da, Çamlıhemşin’de ve Cerattepe’de, coşkulu 8 Mart meydanlarında kararlılıkla ve güçlenerek direnişlerine devam ediyorlar, edecekler Biz kadınlar uzun zamandır öfkeliyiz, daha da uzun zamandır isyandayız. Eril-erkek devletin bize biçtiği önlükleri […]
Kadınların direnişi olan Gezi hala devam ediyor. Haziran İsyanı’nda sokakta olan direnişçi kadınlar o günden bu yana evlerine dönmediler, dönmeyecekler. Kadınlar dün Gezi’de, bugün Yırca’da, Diyarbakır’da, Çamlıhemşin’de ve Cerattepe’de, coşkulu 8 Mart meydanlarında kararlılıkla ve güçlenerek direnişlerine devam ediyorlar, edecekler
Biz kadınlar uzun zamandır öfkeliyiz, daha da uzun zamandır isyandayız. Eril-erkek devletin bize biçtiği önlükleri giymeyi reddettik, bundan sonra da reddedeceğiz. AKP’nin zorba, gerici ve kadın düşmanı politikalarına karşı durmak için artık yeter deyip çoktan evlerimizden, mutfaklarımızdan çıktık isyanımızla en ön saflarda yer alıyoruz. Haziran 2013’te haykırdığımız gibi “Bir kere gittik Gezi’ye, artık dönmeyeceğiz eve.”
Öfkemizi, isyanımızı Gezi’de nasıl dile getirdiysek, artık her savaş hamlesinde, her kadın cinayetinde, her kadın düşmanı söylemde ve her doğa talanında isyanımızı yeniden ve daha güçlü haykırıyoruz. Kadınlar sadece barış, özgürlük, adalet mücadelelerinde değil, doğanın, yaşamın yağmalanmasına karşı yürütülen mücadelelerde de hep en öndeler. Zeytin ağaçlarının başında nöbet tutan Yırcalı kadınlar, mahallesindeki park yıkımına karşı kepçe önüne oturan kadınlar, faraş ve süpürgeleriyle korusunu savunan Validebağlı kadınlar, Samistal yaylasında Yeşil Yol projesine karşı duran Çamlıhemşinli kadınlar ve Cerattepe’de Kafkasör Yaylası’na maden yapılmasına karşı direnen Artvinli kadınlar ve daha niceleri… Artık nerede doğa katliamı varsa, iyi bakın orada kadınlar var kadınların olduğu yerde direniş var, umut var.
Neden kadınlar? Çünkü nerede bir kadın varsa orada yaşam var, özgürlük var, direniş var
Kadınlar bu güne kadar bütün haklarını mücadele ederek, direnerek kazandılar. Kadınların haklı başkaldırışı, yaşam ve özgürlükler için ısrarlı talepleri hala devam ediyor. Kadınlar kendilerine açılan topyekun savaşa itiraz ediyor ve karşı duruyorlar. Eril-erkek iktidar eliyle beslenen büyütülen kadın düşmanlığına, emek sömürüsüne itirazları var. Kadınlar savaşı değil barışı savunmaktan vazgeçmiyorlar. Gericilik ve taciz-tecavüz kültürüyle evlere kapatılmaya karşı duruyorlar, ayağa kalkıyorlar. Kadınların itirazları var ve artık istediklerini almadan geri adım atmaya hiç mi hiç niyetleri yok.
Kadınlar, biriken öfkelerini ve isyanlarını her adaletsizliğin dimdik karşısında, direnişin en önüne yer alarak gösteriyorlar. Bundan böyle barış mücadelesi, doğa savunması tarihi her direnişe her isyana ilk kadınların adını yazacaktır. Kadınlar her direnişlerinde kadın düşmanlığına, zorbalığa ve erkek hegemonyasına yeni baştan meydan okumaya devam edecekler.
Kadınların bu önü alınamayan ve büyüyen isyanı iktidarı korkutuyor. Kadından korkan, kadına düşman eril-erkek düzen kadınları baskıyla, tehditle susturmaya kalkışıyor. Kadınların meydan okuyuşunu durdurmak, isyanın önünü almak, cesaretini kırmak, susturmak için saldırılarını kadınlara yöneltiyor. Diyanet’in ardı arkası kesilmez fetvaları, iktidarın kadın düşmanı politikaları, güvenlik güçlerinin kadınlara yönelen şiddeti/tacizi ve son olarak 8 Mart’a yönelik yasaklar tehditler hepsi kadınları susturmak içindir ancak bu çabalar nafiledir.
Kadınları susturmak, sindirmek için kadınlar 8 Mart’ta hedef gösterildi, valilik kararlarıyla hukuksuzca 8 Mart yasaklanmaya çalışıldı. Kadınlar zorbaların yasakları tanımadı, inatla meydanları doldurdu, ülkenin dört köşesinde son yılların en coşkulu 8 Mart eylemlerini gerçekleştirdiler.
İktidarın kadınları sindirme çabası Cerattepe’de maden istemeyen kadınların yürüyüşünü hedef aldı. Kadınlara saldırdılar, 30’a yakın kadını yaraladılar, Zeyno’nun iki bacağını kırdılar. Ülkenin dört köşesinden kadınlar “Cerattepe Cengizlerin değil Havvalarındır” diyerek kadınları hedef alan saldırıya cevabını verdi. Kadın dayanışmasını büyüterek, direnişin en önünde kararlı ve korkusuzca yer alarak korkmadıklarını, mücadeleye devam edeceklerini gösterdiler.
Artvinli kadınlar cevaplarını tencere tavalarıyla, davullarıyla yeri göğü inleterek, elleriyle yaptıkları lokmalarını dağıtıp “Lokmamızı paylaşırız, toprağımızı asla” diyerek, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” diye haykırarak her gün sokaklarda her gün direnişte olarak tekrar tekrar verdiler.
Kadınlar artık susmayacaklar, durmayacaklar ve vazgeçmeyecekler. Kadınlar, her direnişin kurucusu, sahibi, umudu olarak susmayacaklarını direniş alanlarında, meydanlarda, sokaklarda, işyerlerinde, evlerde, gecelerde ve gündüzlerde inatla tekrar tekrar haykırmaya devam edecekler.
Kadınların direnişi olan Gezi hala devam ediyor. Haziran İsyanı’nda sokakta olan direnişçi kadınlar o günden bu yana evlerine dönmediler, dönmeyecekler. Kadınlar dün Gezi’de, bugün Yırca’da, Diyarbakır’da, Çamlıhemşin’de ve Cerattepe’de, coşkulu 8 Mart meydanlarında kararlılıkla ve güçlenerek direnişlerine devam ediyorlar, edecekler.
Yırca, Yeşil Yol, Validebağ, Cerattepe Gezi’nin devamıdır. Cerattepe, Gezi’de olduğu gibi zorbalığa, yağmaya, hukuksuzluğa karşı kadınların kararlılıkla karşı durması, doğasına yaşamına özgürlüğüne sahip çıkma iradesidir. Gezi’de nasıl Topçu kışlası yaptırılmadıysa, Yırca’da termik santral, Samistal yaylasında Yeşil Yol, Validebağ’da cami yaptırılmadı, Cerattepe’de de o madene izin verilmeyecektir. Çünkü yaşam, Yırca, Validebağ, Samistal, Cerattepe kadınlarındır.
Kadınlar derelerin birleşerek denizde buluşması gibi dayanışmayla, kız kardeşlik bağıyla bir araya gelmeye ve güçlenmeye devam ediyor. Kadınlar buluşuyor, isyan büyüyor ülkenin dört bir yanını sarıyor.
Bekleyin, geliyoruz!
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.