“Çarşı” grubuyla da anlamını bulan muhalif etme, itiraz etme, sosyal sınıflar meselesine duyarlı olma ve yöneten-yönetilenler meselesinde tercihlerde bulunma gibi tutumlardan rahatsız olmanın en iyi ifadesidir “Saray takımı” olma lafı… Çünkü Saray’da ifadesini bulan şey biraz da kutsanma isteği ve ihtiyacıdır Bakınız bu lafı yabana atmayın. “Saray takımıyız” lafı bugünkü malum Saray’a bir gönderme ve […]
“Çarşı” grubuyla da anlamını bulan muhalif etme, itiraz etme, sosyal sınıflar meselesine duyarlı olma ve yöneten-yönetilenler meselesinde tercihlerde bulunma gibi tutumlardan rahatsız olmanın en iyi ifadesidir “Saray takımı” olma lafı… Çünkü Saray’da ifadesini bulan şey biraz da kutsanma isteği ve ihtiyacıdır
Bakınız bu lafı yabana atmayın.
“Saray takımıyız” lafı bugünkü malum Saray’a bir gönderme ve yaranma lafı değildir sadece. Hatta tam olarak bu değildir bu kadar basit de değildir.
Asıl üzerinde durulması gereken laf “Biz halk takımı değiliz” lafıdır.
Çünkü burada halk ya da toplum kavramları aynı zamanda “halkçılık ve toplumculuk” gibi çağrışımlara ve terminoloji kullanımlarını da beraberinde getirir. Burjuvazi ve halkın içinden gelip sınıf atladığını düşünen “türedi zenginlerin” en fazla korktuğu, sevmedikleri ve geçmişlerini anımsattığı için duymak istemedikleri birisidir “halkçılık ve toplumculuk”…
Bu nedenle “çarşı” grubuyla da anlamını bulan muhalif etme, itiraz etme, sosyal sınıflar meselesine duyarlı olma ve yöneten-yönetilenler meselesinde tercihlerde bulunma gibi tutumlardan rahatsız olmanın en iyi ifadesidir “Saray takımı” olma lafı… Çünkü Saray’da ifadesini bulan şey biraz da kutsanma isteği ve ihtiyacıdır.
Oysa bir “Saray takımımız” ve hatta “Saray milli takımımız” varken nereden çıktı bu Beşiktaş’ın yeni bir “Saray takımı” olma sevdası…
Aman dikkat; bu lafı analiz edenler işi sadece Beştepe ile sınırlı tutmamalıdırlar. Aynı zamanda Ali Ağaoğlu düzeysizliği ile de açıklamaya çalışmamalıdırlar.
Aslına bakılırsa Beşiktaş’ın İnönü Stadı’ndan Fi Yapı’ya, oradan da Vodafone Arena’ya doğru yol alan bir takımın elbette halk takımı olmak ile ilgili sorunları zaten vardı ama “halk takımı” olmayla ilgili son nostaljik bağları da Fikret Orman tarafından koparılarak daha rasyonel bir ifade ve gerçeklik ile “Halk bazen her şey, bazen hiçbir şeydir” anlayışına uygun hale getirildiğini söyleyebiliriz.
Beşiktaşlılar düşünsün diyemeyeceğimiz, sporu ve futbolu farklı bilen ve farklı sevenlerin üzerinde önemle durması gereken bir konudur Fikret Orman’ın söyledikleri…
Yeni Osmanlıcılığın tüm şiddeti ile ülkeye çöreklendiği anlayış ve kaos, Beşiktaş’ın kendini Osmanlı takımı olarak lanse etmesiyle yeni bir evreye girmiş olacak mıdır? Bilemeyiz. Osmanlıspor diye bir garabetimiz vardı üstelik.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.