MSD Eş Başkanı Heysem Menna, Tayyip Erdoğan’ın Suriye’de cihatçı bir rejim kurulması için çabalamakla suçladı. Cenevre-3’te bağımsız bir tablo ortaya çıkmadığını söyleyen Menna, PYD’siz bir Cenevre’nin söz konusu olamayacağını da kaydetti

AKP’nin Cenevre-3 görüşmelerine PYD’nin katılımını engellemesinin ardından Birleşmiş Milletler’den gelen daveti “gerçek temsiliyetin söz konusu olmadığını” söyleyerek geri çeviren Suriye Demokratik Meclisi (MSD) Eş Başkanı Heysem Menna, Cumhuriyet’e konuştu.

Erdoğan’ın hapiste olduğu dönemde onu savunan uluslararası yargı gücünde olduğunu ama Erdoğan’ın Suriye’de “aşırıcı”larla ile hareket ettiğini söyleyen Menna, şöyle dedi:

Siz diktatör yerine aşırıcı bir rejim kuramazsınız. Bizim demokrasiye ihtiyacımız var. Niye sizin laik demokratik bir sisteminiz, anayasanız var da Suriye halkının buna hakkı yok? Türk politikasını gözleyen biri olarak şunu söyleyebilirim ki; Erdoğan’ın Suriye’de isteği hiçbir zaman demokrat, laik bir Suriye olmadı, İslamcı ve cihatçı oldu.

2011’e kadar İstanbul’a gelmesine karşın daha sonraki süreçte barış yanlısı bir kişi olarak Türkiye’yi ziyaret etmenin tehlikeli bir hal aldığını belirten Menna, Erdoğan’ın Türkiye’yi temsil etmediğini ifade etti.

Cenevre’de ‘bağımsızlık’ yok

Cenevre-3 sürecinde BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura ile dışarıdan temas halinde olduklarını söyleyen, buna karşın koalisyonlarındaki üyelerinin bir kısmının davet edilmemesi nedeniyle Cenevre’ye katılmama kararı aldıklarını dillendiren Menna, dört ilkelerini şöyle sıraladı:

1. BM şimdiye kadar 2254 sayılı kararın 10-14’ncü maddeleriyle ilgili bir şey yapmadı. Bu kararın 30 gün içinde uygulaması gerekiyordu. İlk 15 gün Avrupa ve ABD için tatildi, ama ikinci 15 günde bir şey yapılmamasını anlamıyorum.
2. Cenevre’yi Suriyeliler organize etmedi. BM kararı da Suriyeliler olmadan alındı. Ama müzakereler Suriyeliler olmadan olmaz. ABD veya Rusya’nın hiçbir müdahalesi olmadan müzakere etmek bizim koşulumuz. ABD ve Rus kontrolüne girecek kadar ikiyüzlü değiliz.
3. Asla taslak olmadan müzakere olmaz.
4. Bizden Kürt üyemizin, diğer taraftan Ahrar-uş Şam’ın konulmaması için baskı yapıldı. O zaman bizim bağımsızlığımız nerede kaldı?

“PYD’siz olmaz”

De Mistura’nın davetini reddetmediğini, sadece bu koşullar altında katılımının söz konusu olamayacağını söyleyen Menna, Riyad Grubu’ndan bazı temsilciler ile temas halinde olduklarını ancak Suriye topraklarının yüzde 16’sında egemenliği bulunan, laik demokratların en güçlü cephesi olan ve kendi özgücüyle örgütlenen tek siyasi yapı konumundaki PYD’nin katılımının zorunlu olduğunun altını çizdi.

Menna sözlerini şöyle noktaladı:

MSD bir çeşit demokratik ademi merkeziyetçilik için çabalıyor. Bu tüm Suriye bileşenleri için gerekli. Kürtler, Türkmenler, Araplar, hepimiz için. Bizim sistemimizde Türkmen’e de, Kürt’e de aynı hak verilir.

Sendika.Org