“Buyursunlar gelsinler. Bu ormanları biz biliyoruz. Onlar değil. Geldiklerinde her ağacın altında bir Artvinliye rastlayacaklar…” Bu sözler Cerratepe’de 240 günü aşkın süredir devam eden nöbeti 2015’in Ağustos’unda ziyaret ettiğimde tanıştığım Esin ve Baran’a ait. Aslında bu sözleri sadece Esin ve Baran değil yaz aylarında buldukları her fırsatı Cerratepe’de geçiren Artvinli üniversite öğrencilerinin hepsi söylemişti. Öyle […]
“Buyursunlar gelsinler. Bu ormanları biz biliyoruz. Onlar değil. Geldiklerinde her ağacın altında bir Artvinliye rastlayacaklar…”
Bu sözler Cerratepe’de 240 günü aşkın süredir devam eden nöbeti 2015’in Ağustos’unda ziyaret ettiğimde tanıştığım Esin ve Baran’a ait. Aslında bu sözleri sadece Esin ve Baran değil yaz aylarında buldukları her fırsatı Cerratepe’de geçiren Artvinli üniversite öğrencilerinin hepsi söylemişti.
Öyle kolay olmayacak…
Cengiz Holding’in yapmak istediği maden için 16 Şubat’ta başlayan polis saldırısı ve saldırıya karşı nöbet iki gündür sürüyor. Artvinlilerin itirazlarını memleketleriyle kurdukları ilişkiyi burada bir kez daha hatırlatalım ki iki gündür onca polisle askerle gittikleri Cerattepe’ye girmek neden bu kadar zor olacak bir kez daha anlaşılsın.
Türkiye’nin çeşitli üniversitelerine dağılsalar bile büyük bir kısmı Karadeniz’den ayrılamadığı için yakın illerdeki okulları tercih etmiş. Öğretmenleriyle birlikte tuttukları nöbette kendilerinden daha önce mezun olmuş ablaları ve abileri de var. Onlar da nöbetteler. Bilgehan Hoca’nın üç kuşak öğrencilerinin hepsi yanında. Şehirler ayıramamış, vazgeçirememiş. Buldukları her fırsatta burada soluk aldıklarını söylüyorlar. Sivas’ta okuyan Baran’a “Yazları buradasın değil mi” diye sorduğumda gülmeye başlıyorlar. O her ay burada. Tüm yaz tatilini ise Cerattepe’de nöbette geçirmiş.
Doğdukları, yaşadıkları yerle kurdukları bağ bir başka. Hep anlamaya çalışmıştım. Tamam, insan memleketini sever de bu Artvinliler’de bir başka… Oraya gittikten sonra artık nedenini açıklayabiliyorum. Onların Artvin’le kurdukları bağ sadece oranın doğal güzellikleriyle açıklanamaz. Onlar ora gibi olmuşlar, yaşadıkları yere benziyorlar. Yeşili gibi. Oranın tüm güzellikleri Karadenizliler’in direnişiyle kendini bulmuş ve memleketleriyle aralarında kopmaz bir bağ oluşmuş.
O yüzden Cengiz Holding’in işi iki kat daha zor. 20 yılı aşkın süredir çeşitli şirketlerle süren mücadelede dava açıldı, kazanıldı. Rize idare Mahkemesi’nin gerekçeli kararı “Burada iki şey yapılabilir; ya madencilik ya yaşam. İkisi bir arada olmaz” diyordu. ÇED raporları iptal edildi. Yönetmelikle mahkeme kararı aşılarak iptal edilen rapor geçersiz hale getirildi. Ama halkın barikatı aşılamadı. Şimdi de tüm imkanlarını seferber etsen olmaz. Direniş kazanır.
1800 rakımda kar kışta onca beklenen nöbet mi? Değil. Artvin Karadeniz ve hatta tüm Türkiye açısından önemli olan ormanlık alan olduğundan mı? Değil. Mesele üç beş ağaç da değil. Tek başına bunlar değil. Artvinliler’den vazgeçmesini istedikleri yaşamları. Bir üniversite öğrencisini her ay Sivas’tan Cerattepe’ye direnişe getiren bir bağ, herkesi bir arada tutan, insan kalmayı, yaşama hakkını savunmayı gerektiren bir bağ.
Cengiz anlamadı… Cengiz anlamıyor… Cengiz anlayacak…
Türlü oyunlarla ne zamandır Cerattepe’ye “Ha girdim ha girecem” diye bekledin Cengiz ama bildiğin çok zor. Hemen örgütlenip bir araya gelebiliyorlar. Velev ki girdin. Diyor ya Baran “Her ağacın altında bir Artvinliye rastlayacaksın.” İşte durum bu. Benim gördüğüm üç kuşak, var sen gerisini düşün. Yazın sıcağında, yağmurun altında, karın ayazında…
Şu olabilir belki, git bir gez. Havasını al… Öyle gidersen havasını koklamaya alırlar seni gözetleme noktalarından bence, geçersin. Biraz bekletiyorlar ama “Hava almaya geldim” dersen alırlar. Bence alırlar yani. Almazlarsa da tası tarağı toplayıp uzaklaşmak iyidir. Ne uğraşacaksın Artvinliyle, deli misin?
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.