Davutoğlu, Suriye’nin kuzeyindeki YPG ve QSD mevzilerine yönelik bombalamalar hakkında, “Azez’in düşmesine izin vermeyeceğiz” dedi, YPG’nin bölgeden uzaklaştırıldığını öne sürdü
Ukrayna ziyareti öncesi uçakta açıklamalarda bulunan Davutoğlu, Suriye’nin kuzeyindeki YPG ve QSD mevzilerine yönelik bombalamalar hakkında, “Azez’in düşmesine izin vermeyeceğiz” dedi, YPG’nin bölgeden uzaklaştırıldığını öne sürdü. Bölgedeki cihatçı çeteler için “ılımlı muhalefet” tanımını kullanan Davutoğlu bu gruplara desteğin süreceğini söyledi
Başbakan Ahmet Davutoğlu, çalışma ziyareti kapsamında yapacağı Ukrayna ziyareti öncesi basın mensuplarının sorularını uçakta cevapladı.
PYD Eş Başkanı Salih Müslim’in kendisine hitaben ‘geri adım atmayacağız’ yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Davutoğlu, YPG’nin Azez ve çevresinden uzaklaştırıldığını öne sürerek şu ifadeleri kullandı:
Geri adım atmayacağız’ demesinin bir anlamı yok. Geri adım attılar. Şu anda Azez civarında YPG unsurları Azez’den uzaklaştırıldı. Azez’e yaklaşırlarsa en şiddetli tepkiyi görürler. Azez’in düşmesine izin vermeyeceğiz. Çekilmezlerse o havaalanı kullanılmaz hale gelecek, bunu Biden’a da söyledim. Bu anlamda Salih Müslim’in açıklamalarının anlamı yok. Türkiye’nin müdahalesi olmamış olsaydı şu anda Tel Rıfat ile Azez’i ele geçirmiş olacaklardı. Azez’e bir buçuk kilometre yaklaştıkları için biz uyardık. Biz, Rusya’yı da kaç kez uyardık. Yapmayın, sınırımıza yaklaşmayın, ihlal etmeyin, bu uyarıları dinlemedikleri için bu oldu. Aynı şekilde YPG’yi de uyardık. Fırat’ın batısına geçmeyeceksiniz, Azez’e de yaklaşmayacaksınız. Şimdi de uyarıyoruz, yaklaşmayacaklar. Türkiye üzerinden Avrupa’nın bu göç akınları üzerinden baskı altında tutulması. Bu, sadece Türkiye’ye dönük bir hamle değil. Bu, Ukrayna konusunda AB ile problem yaşayan Rusya’nın Avrupa’ya dönük bir hamlesidir. Sayın Merkel’le bu konuda aynı fikre sahibiz. Ukrayna üzerinden Avrupa, Suriye üzerinden Türkiye’ye dönük bir hamle. Onun için son dönemde Türkiye ile AB politikalarında ciddi bir yakınlaşma var. Çünkü biliyoruz ki biz Ukrayna’da da, Suriye’de de hamleler hem Avrupa’ya dönük hamleler.
Cihatçı çeteler için “güvenlik tedbiri”
TSK unsurlarınca, Suriye’nin kuzeyindeki YPG ve Demokratik Suriye Güçleri (QSD) mevzilerinin bombalanmasına ilişkin konuşan Davutoğlu, yaşananları “güvenlik tedbiri” şeklinde açıkladı. Davutoğlu ayrıca bölgedeki cihatçı çeteler “ılımlı muhalefet” şeklinde nitelendirdi.
Davutoğlu şunları söyledi:
Bugün Türkiye’de PKK, Suriye’de YPG Rusya’nın açık bir enstrümanı, bir aracı konumundadır ve onun yayılmacı politikalarının piyonlarıdır. Bu doğru görülmezse, ileride daha başka sıkıntılar doğar. Bizim tutumumuzun son derece meşru bir temeli var. Birincisi, Türkiye kendi güvenliğini korumak için her türlü tedbiri alır. Hiçbir ülke Suriye’deki gelişmelerden Türkiye kadar etkilenemez. Dolayısıyla bu güvenlik tedbirlerini almaktan tereddüt etmeyiz. İkincisi, Suriye içindeki gelişmeler bağlamında da ılımlı muhalefeti yok etmeye, Halep-Türkiye koridorunu Azez üzerinden de YPG’yle kapatmaya, sonraki aşamada da Azez’in da doğusuna geçerek YPG’nin Kobani’den gelen, gelmesi muhtemel YPG’lilerle birleşme teşebbüsleri karşısında Türkiye’nin tavrı başından belliydi. YPG Fırat’ın batısına, Afrin’in de doğusuna geçmeyecek. Buralarda ılımlı muhalefet var. Ilımlı muhalefeti desteklemek Suriye’de siyasal sürecin başarıya ulaşması için bir şart. Dolayısıyla bu açıklamaları takip ediyoruz ancak bu açıklamaları bu alandaki tabloyu görerek değerlendirmenin faydalı olduğu kanaatindeyim.
‘Bu yaklaşımımız sürecek’
YPG’nin Azez’e ilerleyişiyle “güvenlik kaygıları”nın arttığını belirten Davutoğlu, “Gerekli gördüğümüz yerde gerekli müdahaleleri kullanırız” dedi.
Davutoğlu şu ifadeleri kullandı:
YPG’nin Azez’e yönelik her saldırısı, Türkiye’nin güvenlik kaygılarını önemli ölçüde artırmaktadır. Bu saldırılar aynı zamanda büyük bir mülteci akınına da yol açmaktadır. Dolayısıyla bir Türkiye’ye mülteci akınlarının önlenmesi. İki, Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlanması. Üç, ılımlı muhalefetin Rusya, İran, Suriye rejim güçleri yanında YPG ile katılmasının önüne geçmek için bu yaklaşımımız sürecek. Gerekli gördüğümüz yerde gerekli müdahaleleri kullanırız.
Tedbir alıyoruz ama savaşa girmiyoruz
“Suriye’ye yönelik olarak kara operasyonu gündemde, böyle bir şey söz konusu mu?” şeklinde bir soru üzerine Davutoğlu şunları söyledi:
“Şöyle bir algı yansıtılıyor biraz da Rusya tarafından bilinçli olarak yapılıyor bu algı operasyonu, ‘Bir dünya savaşı çıkabilir’. Rusya, bunu gündemde tutarak dünyayı tedirgin etmeye ve kendi politikalarını dikte etmeye çalışıyor. Bizim böyle bir algı operasyonuna gelmememiz lazım. 5 yıldır çevremizde, Suriye, Irak, Yemen, Ukrayna’da savaş var, Türkiye’yi biz bu savaşın dışında tuttuk. Gerekli olmadıkça herhangi bir adım atmadık ama gerekli olduğunda da adım atmaktan kaçınmadık. Dolayısıyla, kimsenin böyle bir savaş çığlığı lobisi oluşturması doğru değil. Türkiye, gerekli gördüğü tedbirleri alır ancak bu tür tedbirlerini alırken Türkiye’nin istikrarının etkilenmemesine özen gösterir. Dolayısıyla, bu tür spekülasyonları ‘savaşa giriyoruz, girdik’ gibi, kesinlikle gündemde tutmamak lazım.”
“Kara harekatının zorunlu olup olmadığına” ilişkin bir soru üzerine ise Davutoğlu bir kez daha “güvenli bölge” taleplerini dillendirdi, IŞİD dışında kalan cihatçı çeteler için “Suriye halkının temsilcisi olan gruplar desteklenmeli” dedi.
Davutoğlu şunları söyledi:
Biz, daha Suriye’de güvenli bölge ihtasını söylemiştik. Eğer o zaman güvenli bölge ihtası olmuş olsaydı ve hava operasyonları olmamış olsaydı bugün Suriye’de çok farklı bir tablo olmuş olabilirdi. Suriye’deki temel problem başından itibaren Suriye rejiminin ve şimdi de Rusya’nın havadan yaptığı saldırılar. Yani, karada kendi vatanını savunan Suriyeli kardeşlerimize bir üstünlük kuramayınca hava gücüyle Suriyeli kardeşlerimizin üzerine bombalar yağdırıyor. Esas problem burada hava saldırılarının durmasıydı. Bu sağlanamadı. Türkiye’nin yıllardır söylediği gerekli adımlar atılmadı. Türkiye’nin öngördüğü politikalar uygulanmaması dolayısıyla ne kadar büyük hatalar yapıldığı Batı basınında yer alıyor. Şu anda önce hava saldırıları durmalı, arkasından alanda savaş suçu işleyen rejim unsurları ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin dışında kalan ve Suriye halkının temsilcisi olan gruplar desteklenmeli ve belli bir dengeyle Suriye’de barış süreci inşa edilmeli.
Sendika.Org