AKP köy korucularını “mayın temizleme aracı” olarak şehirlere kaydırdı, Sur’da bin 400 korucuya “tapu” sözü verildi. Sur’da 3 gün bekletilen 13 korucu istifa ederek silah bıraktı
AKP hükümeti köylerde görevli korucuları, “mayın temizleme aracı” olarak şehirlerde kullanmaya başladı. Sur’da bin 400 korucuya “tapu” sözü verilerek çatışmalara girilmeye ikna edildiği belirtiliyor. Sur’da üç gün bekletilen 13 korucu ise istifa ederek silah bıraktı
AKP hükümeti, Kürtlere karşı yürüttüğü savaşa yeni biçim veriyor. 1980’lerin sonlarından itibaren paramiliter bir güç olarak göreve başlayan ve birçok ağır insanlık suçlarıyla bugüne getirilen koruculuk sistemi şimdi de şehirlerde görevlendirildi. Salı günü Sur’da bir korucu ölürken, Diyarbakır’ın Çınar İlçesi’ne bağlı Cobinî (Karaçevre) Mahallesi’nden Sur’a getirilen 13 köy korucusu, istifa ederek silah bıraktı.
Adını vermek istemeyen bir köy korucusu, Çınar İlçe Jandarma Komutanlığı’nın emriyle üç gün boyunca Sur’da bir apartmanın bodrum katında bekletildiklerini, kaydetti. Aynı kaynak, çatışmayı kabul etmeyince de geri gönderildiklerini söyledi. Öte yandan, Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Genel Başkanı Ziya Sözen’in dört gün önce yaptığı, “Şu anda Diyarbakır Sur’da bin 400 korucu operasyonlarda güvenlik güçlerine destek veriyor. Cizre, Silopi ve Dargeçit’te de yine operasyonlara destek veren çok sayıda korucumuz var” açıklamasıyla, AKP hükümetinin bundan sonra korucuları şehirlerde daha yoğun kullanacağını ortaya koydu.
Sur’un bu amaçla pilot bölge seçildiği ve yıkım sonrası nüfus değişiminin yapılmak istendiği ileri sürülüyor. Eğil, Çüngüş ve Çewlîg (Bingöl) bölgesinden Sur’a getirilen bazı koruculara da tapu sözü verildiği iddia ediliyor.
Sivil güçler kim?
İçişleri Bakan Efkan Ala’nın talimatıyla Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’nın çalışmalarına başladığı “Terörle Mücadelede Mastır Planı” çerçevesinde korucuların yanı sıra “sivil”ler de savaşa dahil edilmek isteniyor. Bir süre önce bölgeyi gezen Ala’nın bazı sivil toplum örgütleriyle (STÖ) ile temas kurarak altyapısı oluşturulmak istendiği ifade ediliyor.
Buna göre; korucularla birlikte kendilerine yakın gördükleri “Taksici, mahalle muhtarları, esnaf, din adamları, sivil toplum örgütleri…” üzerinden “istihbarat ve lojistik” desteği sağlanmaya çalışılacak.
“Devlet kalıcılaşmak istiyor”
İnsan Hakları Derneği’nde (İHD) uzun yıllar bölgeyi takip eden ve koruculuk sistemini yakından bilen Mehdi Perinçek, korucuların Sur’da savaştırılmasını, “mayın temizleme aracı” olarak niteledi. 90’larda devlet korucuları hangi amaç, plan ve niyetle kullandıysa bugün de aynısını Sur’a yapmak istediğini belirten Perinçek, geçmişte denenmiş ama başarılmamış sistemin yinelenmek istediğini söyledi.
Perinçek şöyle konuştu:
Devlet 90’larda zorla boşalttığı yerlere korucuları yerleştirerek, o bölgeyi kendine güvenli hale getirdi. Sur’da da amaçlanan bu. Büyük ihtimalle getirilen korucuların, Sur’da yaşayan akrabaları var. Sur’u bildikleri için istifade etmek isteyecekler. Eğer Sur tamamıyla boşaltılırsa, oraya korucuları iskan edebilirler. Orayı devlet kendisi için tam kurtarılmış bölge haline getirmek isteyebilir. Tarihte Kürt isyanlarının yaşandığı Elazığ, Erzurum gibi yerlere bakın aynısı oralarda da olmuştur.
Sosyal taban yarattı
Hükümetin, “sivil”lerin savaşa dahil edilmesi planına da değinen Perinçek, şunları söyledi:
Kürt siyasi hareketinin sivil ayaklarını parçalamaya çalışacaklar hatta körükleyecekler. ‘Hendeğe karşı veya yandaş’ tartışmaları da bu amaçladır. Farklı bir dinamik çıkarmak ve bu kesimleri, planın bir ayağı haline getirmeye çalışacak. 30 yıl önce Kürt varlıklısı ile yoksulu arasında makas bugünkü kadar açık değildi. Sur’daki yaşama bak, Kayapınar’da ki yaşama da bak. Makas çok açılmıştır. O makasın en tepesinde olanlar elde ettiklerini asla kaybetmek istemezler. O kaybetmek istemeyenler, diğerlerine mesafeli durmalarına yol açacak. Devlette bunu bildiği için kendisine sosyal taban oluşmuştur.
Devletin bu planları başarıya ulaşamayacağını yineleyen Perinçek, “Bugün sustursanız 5 yıl sonra başka yer ve şekilde patlak verir. Dolaysıyla bugün barış talep edenler gibi, bir nesil de olmayacak” uyarısında bulundu.
Kaynak: Özgür Gündem