“Toptan redcilik” reddettiğin şeyleri senin için değersizleştirir. Oysa futbol değersiz bir şey değildir, futbol bir oyundur ve oyunlar değerlidirler. Çünkü oyunlar insanidirler ve insan içindirler. Her açıdan gerekli ve yararlıdırlar. Oyun insanı tutsak almaz. Çünkü oyunlar eğlence aracıdırlar ve sadece oynamak için ve oynarken üretilmişlerdir. Bu yüzdendir ki, genel olarak toplumcudurlar, çünkü bireysel ve bireyci […]
“Toptan redcilik” reddettiğin şeyleri senin için değersizleştirir. Oysa futbol değersiz bir şey değildir, futbol bir oyundur ve oyunlar değerlidirler. Çünkü oyunlar insanidirler ve insan içindirler. Her açıdan gerekli ve yararlıdırlar.
Oyun insanı tutsak almaz.
Çünkü oyunlar eğlence aracıdırlar ve sadece oynamak için ve oynarken üretilmişlerdir.
Bu yüzdendir ki, genel olarak toplumcudurlar, çünkü bireysel ve bireyci değildirler. Dolayısıyla paylaşımcıdırlar, yani insanidirler.
Bireysel olan oyun çeşitleri dahi bu özelliklerin çoğunu içinde barındırır.
Bu özellikleri içinde barındırmayan hiçbir etkinlik oyun değildir.
İşte bu nedenledir ki, oyunlar oynayan kişileri esir almaz, sadece mutlu eder. Oyunların varoluş nedeni de budur zaten.
Esasen futbol da böyledir. Yani bir oyundur. Çünkü içinde toplumculuğu, paylaşımı, eğlenceyi barındırır. Bireysel özellikleri önemsiyor olması bireyci olduğunun değil, bireyin önemli ve değerli olduğunun, farklı yetenek ve üretkenliğe olanak veriyor oluşunun bir sonucudur.
Futbolu esasen bu şekliyle alırsanız onu sadece bir oyun olarak görürseniz, futbol sizi asla esir almaz.
Oynamadığın anda biten hiçbir şey kimseyi esir alamaz.
Oynamadığın gibi seyretmediğin, bağımlı olmadığın hiçbir şey seni esir alamaz.
Ama futbolu sadece oyun değil, başka şeyleri ifade eden bir araç ve oyun olarak da amaç olarak görmeye başladığınız an, “futbol artık sadece futbol değildir”…
Çünkü atık o sadece oyun değildir.
İşte o zaman futbol sizi esir alır.
Çünkü oyun olmaktan çıkmış başka bir şey olmuştur.
Oynamasanız dahi bitmez. Bir şekliyle ve yönüyle devam eder. Bu futbola ilişkin tutsaklığın başladığı yerdir.
Çünkü oyun bitse dahi bitmeyen şey başka bir şeydir. Bu anlamda futbol artık başka bir şeydir. Hırstır, kazanmaktır, üstün olmaktır, ayrımcılıktır, paradır, güçtür ve elbette artı değerdir.
Futbolu sadece oyun olarak görmedikçe, yani futbolu öncelikli olarak eğlence, sağlıklı olma ve güzel zaman geçirme ve sosyal birliktelik aracı olarak görmedikçe ve kullanmadıkça biz onu değil, o bizi kullanmaya başlamış demektir.
Çünkü futbol artık birilerinin insan kullanma, toplumu yönetme ve dahası düzenleme aracı haline gelmiştir.
Birilerinin bizi kullanmasını istemiyorsak, futbolun bizi kullanmasına izin vermememiz gerekir.
Peki nasıl olacak bu?
Futbolun, dolayısıyla futbolu araç olarak kullananların bizi tutsak almalarına izin vermemek olası mıdır? Elbette olasıdır. Zordur, ama başka bir açıdan bakılıp tavır alındığında oldukça kolaydır.
Futboldan tamamen uzaklaşmak ya da futbolu reddetmek bir seçenektir ama sağlıklı bir çözüm değildir. “Toptan redcilik” reddettiğin şeyleri senin için değersizleştirir. Oysa futbol değersiz bir şey değildir, futbol bir oyundur ve oyunlar değerlidirler. Çünkü oyunlar insanidirler ve insan içindirler. Her açıdan gerekli ve yararlıdırlar.
İnsani ve toplumsal bir oyun olarak futbolu reddetmek yerine onu farklı amaçlar için araçsallaştıranların elinden almak asıl yapılması gerekendir.
Bunun için yapılması gereken tek şey futbolu sadece bir oyun olarak görmek ve benimsemektir. Bunun dışındaki geriye kalan tüm dayatmaları, düzenlemeleri ve tasarımları reddetmektir.
Bu aynı zamanda ve nihai olarak endüstriyel futbolun da reddi demektir.
Futbol ancak böyle özgürleşebilir. Futbol ancak böyle sadece oyun olarak aslına dönebilir.
Oyun oynamak içindir, oynamak eylemi eğlenmektir. Ve insan oynar, oynarken eğlenir.
Başkaları için oynamayı ve başkaları için izlemeyi bıraktığımız an futbolu da kendimizi de özgürleştirebiliriz.
Futbolu oyun olarak sevip, futbolun başatlığına, köleleştirici egemenliğine ve sömürüsüne karşı olanlar için durum bundan ibarettir ve bu kadar basittir.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.