Korku imparatorluğu inşası devam ediyor! Talimatın ardından bu sabah 21 akademisyen “terör örgütü propagandası” yaptıkları için gözaltına alınmışlar! Gözaltına alınanlar kimler? Kalem tutmaktan, üniversite kürsüsünde bu ülkenin gençlerine bilimi anlatmaktan başka bir “suçu” olmayanlar! Bu ülkenin onurlu insanları! “Barış olsun” dediler, bildirgelerinde! Bu ülkenin en yetkili ismi ise onlara “aydın müsveddesi, aydın falan değil, karanlık […]
Korku imparatorluğu inşası devam ediyor!
Talimatın ardından bu sabah 21 akademisyen “terör örgütü propagandası” yaptıkları için gözaltına alınmışlar!
Gözaltına alınanlar kimler?
Kalem tutmaktan, üniversite kürsüsünde bu ülkenin gençlerine bilimi anlatmaktan başka bir “suçu” olmayanlar!
Bu ülkenin onurlu insanları!
“Barış olsun” dediler, bildirgelerinde!
Bu ülkenin en yetkili ismi ise onlara “aydın müsveddesi, aydın falan değil, karanlık onlar” dedi.
Oysa barış istemekten başka amaçları olmadığını bilmez mi?
Sorun, onun iradesi dışında birilerinin farklı bir şey söylemesi.
Tarih bunun örnekleriyle dolu.
Galileo dünya dönüyor dediği için yakılmakla tehdit edilmişti!
Birileri “hayır dönmüyor” dese de dünya dönmeye devam etmedi mi?
Ve bugün engizisyon mahkemelerindeki yargıçların değil, Galileo’nun adını biliyoruz.
Sesini yükselten aydınlara “alçak vatan hainleri” denmiş.
Birileri bu vatanı, bu dini, bu ülkeyi tapulu malı gibi kullanınca, bunu eleştirenleri “vatan haini” olarak görmesi normal.
Bu ülkenin tarihine bir bakın: bir yandan yolsuzluklarla, katliamlarla ve onursuzluklarla doludur.
Ama diğer yandan da buna karşı çıkan, ve bu nedenle de acı çeken, hayatını kaybeden, hapiste yatan, sürgüne mahkum olan onurlu insanlarla.
Aydınlar seçimini yaptı!
Gerisi teferruat!
Kimin vatan haini olduğunu zaman gösterecek.
Zaman çok şeyi gösteriyor.
Biz Nazım Hikmet’in yolundan devam edelim:
“Vatan kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
yazın üç sütün üstüne kapkara haykıran puntolarla
‘aydınlar’ vatan hainliğine devam ediyor hala…”
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.