“Evet bizi öldürebilirsiniz, tacize tecavüze maruz kalabiliriz, şiddete uğrayabiliriz. Ancak korkmuyoruz, yılmıyoruz ve bir aradayız! Güçlüyüz ve bu gücümüzü sokaktan alıyoruz. Korkun bizden!”
“Evet bizi öldürebilirsiniz, tacize tecavüze maruz kalabiliriz, şiddete uğrayabiliriz. Ancak korkmuyoruz, yılmıyoruz ve bir aradayız! Güçlüyüz ve bu gücümüzü sokaktan alıyoruz. Korkun bizden!”
Bize kısaca kendinden bahseder misin?
Eylem ben, 27 yaşındayım, yüksek lisans öğrencisiyim ancak bir yıldır rahatsızlığımdan kaynaklı okula devam edemiyorum. Şimdi de Halkevleri Vakfı’ndayım.
Aslında senin devlet şiddetiyle ilk karşılaşman Reyhanlı eylemleri ve ardından Gezi sürecinde Dikmen’de devam eden eylemler sırasında oldu. Dikmen’de devam eden eylemlerden birinde gözaltına alındın ve akrep aracında polislerin tacizine uğradın. Şimdi bu süreç nasıl devam ediyor?
O zaman Dikmen Halkevi’ndeydim ve Dikmen ve İlker halkı o dönem Kızılay’a yürüyüşler düzenleniyordu. Dikmen Alevilerin, demokratların yoğun olarak yaşadığı bir yer. Biz de aslında o dönem tüm Türkiye’de olduğu gibi Dikmen’de de sokağa çıktık. Ben de o süreçte hem ataması yapılmayan bir öğretmen olarak, hem bir işsiz olarak aynı zamanda erkek iktidar tarafından ezilen bir kadın olarak sokağa çıktım ve aslında onları rahatsız edecek bir şey yapmak beni rahatlatıyordu.
‘Tacizi yaşayan bir kadını sırf örgütlü olduğu için teşhir edeceklerdi’
Olay 26 Haziran akşamı oldu. Gözaltına alırken ve gözaltı süresi boyunca cinsel tacize maruz kaldım. İfade verirken hem devlet tarafından suçlu görülen bir kişi hem de devletin polisinden şikayetçi biri olarak ifademi verdim. Bunun ardından kadın avukatlarla ve Halkevci Kadınlarla birlikte bir suç duyurusunda bulunduk. Suç duyurusunda bulunmamızın ardından Ankara Emniyet Müdürlüğü kendi sitesinden bir açıklama yaptı. Bu açıklamada “Eylem K. adlı şahıs daha önce üç defa gözaltına alınmıştır ve her gözaltında da taciz iddiasında bulunması manidardır” dedi. Bunun üzerine bir kez daha basın açıklaması yaptık kadın arkadaşlarla. Elbette bana “manidardır” diyeceklerdi. Çünkü mağduriyeti yaşayan bir kadını sırf örgütlü olduğu için teşhir edeceklerdi.
Evet bu durum “manidardır” çünkü daha önce Reyhanlı’da gözaltına alındığımda polisler tarafından tekmelendiğim için kistim patlamıştı ve o geceyi hastanede geçirmiştim.
Şimdilik süreç şöyle işliyor; o dönem Ankara İl Emniyet Müdürü Kadir Ay için de Aile Mahkemesi’ne şikayette bulunduk. Aile Mahkemesi “ailenin ve kadına yönelik şiddete karşı kadının korunması” kapsamındaki yasasından faydalanmak istedik. Dört tane kimliği belirli polis için tedbir kararı istedik. Ancak orada bulunan kadın hakim kadınlık kavramını kocası ve çocuğu olanlar için değerlendiği için beni bir kadın olarak görmedi ve başvurumu reddetti. Şu an mahkemem Anayasa Mahkemesi’nde ve dava orada devam ediyor.
‘Devletin karşısında muhalif olan her insana devlet başka bir şiddet türü uyguluyor’
Bu süreç devam ederken aslında yeni bir devlet şiddetiyle karşı karşıya kaldın. Kobanê eylemleri devam ederken Ankara’da da KESK’in çağrısıyla Kolej Meydanı’na bir çağrı olmuştu. Sen de katılmıştın o eylemlere ve o eylemler sırasında polisin attığı gaz bombaları nedeniyle bacağın sakatlandı.
Kobanê eylemleri sırasında polisin kitleye saldırması ve yoğun gaz bombası kullanması sonucu bacağımı sakatladım.
Biz her zaman “Temel haklar parasız olmalı” diyoruz ve o dönem benim sağlık güvencem olmadığı için tedavi sürecim uzun sürdü. Bacağımın sakatlanması durumunu psikolojik olarak atlatamamışken bir sürü katliam yaşadık. Suruç oldu, Ankara oldu… Ben artık kendi rahatsızlığımı bir engel olarak görmüyorum kendime. Devletin karşısında olan her muhalif insana devletin uyguladığı şiddet farklı oluyor. Biz bu izleri bedenimizde taşıyoruz ve bu izler bize bir şeyi unutturmuyor. Hesap sorana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.
Ancak korkmuyoruz, yılmıyoruz ve bir aradayız. Korkun bizden!
Peki 25 Kasım’a giderken erkek-devlet şiddetine karşı direnen kadınlar için söylemek istediğin bir şey var mı?
25 Kasım’da özgürlük, barış ve yaşam için bütün kadınların sokaklarda olması gerektiğini ve şunu göstermenin önemli olduğunu düşünüyorum. Evet, bizi öldürebilirsiniz, tacize tecavüze maruz kalabiliriz, şiddete uğrayabiliriz. Ancak korkmuyoruz, yılmıyoruz ve bir aradayız! Güçlüyüz ve bu gücümüzü sokaktan alıyoruz. Korkun bizden!
Sendika.Org/Ankara
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.