Fransa Gündemi Fransa geçtiğimiz Ocak ayında Charlie Hebdo saldırısı sonrasında ayağa kalkmıştı. Dünya liderleri el ele “terörü” lanetlemek için Paris sokaklarında bir buçuk milyon insanın önüne geçmiş yürüyordu. Bu tabloyla dünyaya barış ve demokrasi dersi verilmek isteniyordu. Taziyeleri Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande kabul ediyordu. Tıpkı Erdoğan gibi taziyeyi kabul edecek kişi o değildi. O tarihten […]
Fransa Gündemi
Fransa geçtiğimiz Ocak ayında Charlie Hebdo saldırısı sonrasında ayağa kalkmıştı. Dünya liderleri el ele “terörü” lanetlemek için Paris sokaklarında bir buçuk milyon insanın önüne geçmiş yürüyordu. Bu tabloyla dünyaya barış ve demokrasi dersi verilmek isteniyordu. Taziyeleri Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande kabul ediyordu. Tıpkı Erdoğan gibi taziyeyi kabul edecek kişi o değildi. O tarihten sonra Fransa iktidarının bütün ağır toplarının ağzında “törerle mücadele” ve DAİŞ tehdidi düşmüyor. Söz konusu saldırı ve devamındaki gelişmeler yeniden yıpranan iktidarın malzemesi haline getirildi. Oysa daha önce sayısız tehdit alan Charlie Hebdo’yu Fransa iktidarı koruyamamıştı.
Geçtiğimiz Cumartesi ellerinde barış talepleriyle Ankara’ya akan demokrasi ve özgürlük güçlerine dönük kanlı ve barbar saldırıda, 106 barış şehidi ve yüzlerce yaralı varken dünya liderleri bu kez durumu Fransa’da olduğu gibi Erdoğan’a taziye dilekleri sunarak geçiştirdi. Katliamdan sorumlu devlet başkanı sıfatında olan Erdoğan’a tıpkı Suruç Katliamı sonrası olduğu gibi Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’da taziye dileklerini sundu. Hollande, Ankara’da birçok insanın hayatını kaybetmesine ve birçok insanın yaralanmasına yol açan katliam saldırısını şiddetle kınadıklarını belirterek, samimiyetsizliğini bir kez daha ortaya koyuyordu.
Oysa bütün dünyada biliyor ki Erdoğan diktatörlüğü bütün bu yaşananların birebir sorumlusuydu! Tıpkı Fransız Komünist Parti ve diğer sol hareketlerin açıklamalarında olduğu gibi taziye sahibi demokrasi ve özgürlük güçleriyken kendine “Sosyalist Parti’yim” diyen bir iktidar Erdoğan’ın diktatörlüğünü kutsuyordu!
Fransa’da iktidar, Erdoğan’la stratejik ortaklığını sürdürürken Fransız basını devletin aksine katliam ve sonrasında yaşanan gelişmelere geniş yer verdi. France 24, Arte, France 2 yaptığı programlarda HDP ve Kürt kurum temsilcilerini konuk etti. Tartışmaların ekseninde AKP iktidarı ve Erdoğan diktatörlüğü damgasını vururken, Arte televizyon kanalında yapılan açık oturumda, özellikle saldırıyı gerçekleştirme olasılığı olan örgütler listesinde DAİŞ’le PKK’nin aynı anda telafuz edilmesinin doğru olmadığı vurgulanırken, PKK’nin “terörist” bir örgüt olup olmadığının yeniden ele alınması gerektiği vurgulandı.
France 24, Le Monde, Le Figaro, Liberation gazete ve haber siteleri barış yürüyüşü için toplananlara saldırı olarak haberi verirken, saldırı sonrası polisin gaz bombası attığını ve ambulansların engellendiğine dair görgü tanıklarının ifadesine ve HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın açıklamalarına geniş yer verdi. Tüm bu haberlerle birlikte çeşitli uzman ve araştırmacılar televizyon kanallarında, gazete köşelerinde Erdoğan ve Türkiye’deki gelişmelerin analizi, eleştirisi daha belirgin hale geldi. Basın yayın organlarının Kürtlere daha geniş yer verdiği ve Türkiye’deki gelişmelerin yakından takip edildiği bu günlerde Fransız halkının bu olaya yaklaşımı ise manidar!
Tüm ülke ve Kürdistan’da olduğu gibi Fransa’da da katliamdan saatler sonra eylemler başladı. Fransa’nın birçok kentinde eylemler daha çok Kürdistanlı ve Türkiyeli göçmenler ağırlıktaydı. Eylemlere kitlesel olarak destek yine Komünist Parti ve çeşitli sol partilerden geldi. Fransa’da “DAİŞ terörüne” karşı sokağa çıkan milyonlar, Türkiyeli ve Kürdistanlı demokrasi ve özgürlük güçleri şehit düştüğünde sessiz kalmayı yeğlediler….
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.