Air France yönetiminin saldırısı, tüm birimlere yayılmış işçilerin bu acımasız, düşmanca plana karşı öfkeli mücadelesine engel olamadı. Yönetimin hangarlar ve atölyelerde ekmeye çalıştığı yılgınlık ve üzüntü artık çok uzakta
5 Ekim Pazartesi, Air France yöneticisinin, parçalanmış gömlek ve boynuna dolanmış kravatıyla tellere tırmanırken çekilmiş görüntüleri bütün televizyon kanalarında boy gösterdi. Araya giren kınama mesajları da eksik değildi.
Başbakan Valls “Bu kabul edilemez şiddet tam bir skandal” dedi ve hemen ardından ekledi “Air France yönetiminin yanındayız”. Hollande da benzer biçimde yasananları kabul edilemez olarak değerlendirirken basın öfkeli çalışanlara karşı kışkırtı(lı)yordu.
İnsan kaynakları müdürünün çıplak halde demir tellere tırmanırken çekilen fotoğraf tüm dünya kanallarında boy gösterdi. Tüm dünya bu yırtılmış gömlek ile kışkırtılırken, yönetim yaşananlar ile ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını ve iç disiplin yönetmeliğini uygulayacaklarını açıkladı. Tüm bu açıklamalar ve yaşananları kriminalize etme çabası tek bir amaç güdüyordu, çalışanlardaki öfkenin kaynağını; Air France yönetimi tarafından yapılan utanç verici santaj ve 2900 çalışanın işten atılması tehdini, unutturmak.
Air France’da örgütlü SUD, FO, CGT, UNSA gibi birçok sendika ki bunlar pilotlar, hostesler ve uçuş görevlilerini temsil ediyorlar, 5 Ekim pazartesi günü için eylem çağrısı yapmışlardı. Air France yönetiminin, işçileri bölme ve eylemleri etkisizleştirme kampanyasına rağmen, aralarında yer görevlileri, pilotlar, kule görevlileri ve hosteslerin bulundugu binlerce isçi sendikaların yaptığı çağrıyla omuz omuza geldi. Çalışanların birçoğu, 2014 rakamlarına göre 52.500 işçiden yaklaşık 3 bininin işine son vermeyi amaçlayan planın açıklandığı şirket genel merkezi önünde protesto yaparken yaklaşık 1500 işci Charles De Gaulle havalimanına doğru harekete geçtiklerinde onları gaz bombaları ile CRS (Fransız çevik kuvveti) karşıladı. Bu sırada şirket yönetimi, öne sürülen şartlara boyun eğmeyen sendikalara karşı cevap olarak işten atma planlarını açıklıyordu. Gerçekte bu plan, Transform 2015 planının devamı olan ve Perform 2020 olarak adlandırdıkları bir sürecin parçası olarak hayata geçirildi. Bu 8000 çalışanın işine son verilmesi, çalışma saat ve koşullarının şiddetlenmesi, esnek çalışma biçimlerine geçilmesi yolunda 4 senedir devam eden uygulamaların bir parçası. Yönetim bu planı uygulamaya devam ederken aynı zamanda pilotlara da şu şekilde santaj yapmakta: Ya herhangi bir artış olmaksızın ek uçus saatlerini kabul ederler ya da uzun mesafe kargo hatlarını kapatırız ve diğer hatlardaki sirkülasyonu azaltırız. Yönetim tüm bunlarla aynı zamanda işçiler arasında genel bir korku yaratmayı da hedefliyor.
Fakat gerçekte olan şu ki, herkes işini kaybetme durumuyla karşı karşıya olduğunun farkında ki aralarında kule görevlileri ya da yer görevlilerinin de bulunduğu binlerce görevlinin gitmeye zorlanması olan biteni anlamayı kolaylaştırıyor. Öte yandan Air France yönetimi eski bir yöntemi kullanarak -çalışanları bölerek- pilotları kendi çıkarları için hareket eden egoistler olarak göstererek gerçekleri gizlemeye çalışıyor. Bu noktada hükümetin desteğinden de yararlanıyorlar. Macron “Air France’daki reformlara tam destek” derken Maliye Bakanı Sapin küçük bir azınlık olarak nitelediği pilotları kendi kişisel çıkarları için bütünü tehlikeye atmakla adeta suçladı.
5 Ekim eylemi gösterdi ki Air France yönetiminin saldırısı, tüm birimlere yayılmış işçilerin bu acımasız, düşmanca plana karşı öfkeli mücadelesine engel olamadı. Yönetimin hangarlar ve atölyelerde ekmeye çalıştığı yılgınlık ve üzüntü artık çok uzakta. Şimdi işçilerin cesaretlendirici eylemi dillerde dolanan şarkıya yansıyor: Gömleği yırt*
*Zebda’nın “Tomber La Chemise” adlı şarkısı dinlemek için tıklayın.
*Lutte Ouvriere‘deki Fransızca orjinalinden Sendika.Org tarafından çevrilmiştir.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.