Yakın zamanda Korsan Parti Hareketi’nin öncülüğünde Doğrulama El Kitabı – Kriz Anlarında Dijital Verilerin Doğrulanması İçin Rehber Türkçe’ye kazandırıldı. Özellikle Gezi ve sonrasında daha yoğun maruz kaldığımız çevrimiçi enformasyon akışında neyin doğru olup olmadığını fark edebilmek oldukça zor. Bu kitap, farklı kaynaklardan gelen farklı enformasyonları doğrulayabilmemiz için her an ulaşabileceğimiz bir rehber olma niteliği taşıyor. […]
Yakın zamanda Korsan Parti Hareketi’nin öncülüğünde Doğrulama El Kitabı – Kriz Anlarında Dijital Verilerin Doğrulanması İçin Rehber Türkçe’ye kazandırıldı. Özellikle Gezi ve sonrasında daha yoğun maruz kaldığımız çevrimiçi enformasyon akışında neyin doğru olup olmadığını fark edebilmek oldukça zor. Bu kitap, farklı kaynaklardan gelen farklı enformasyonları doğrulayabilmemiz için her an ulaşabileceğimiz bir rehber olma niteliği taşıyor.
Kitabın çıkış öyküsü ve ne gibi bir boşluğu doldurduğuna dair kitabın Türkçe’ye çevrilmesinde editör olarak katkı sunan Mehmet Atakan Foça ile kısa bir söyleşi yaptık:
Diyar Saraçoğlu: Atakan merhaba, ana akım medya haricinde enformasyona erişim imkânı olanlar için doğrulama çok önemli bir konu. Malum bilgi kirliliklerine çokça rast geliyoruz. Bu anlamda bu kitap önemli bir yol, yöntem gösteren olacak. Bize kitabın çıkış yolculuğunu, hikâyesini kısaca anlatabilir misin?
Mehmet Atakan Foça: Merhaba, geçtiğimiz sene İnteraktivist isimli bir projede doğrulama üzerine konuşurken Verification Handbook’tan bahsetmiş ve çok yararlı bir kaynak olduğunu vurgulamıştım. Bunun üzerine Korsan Parti Hareketi’yle kitabı çevirmek gerektiğini konuştuk. Sonrasında sosyal medya üzerinden gönüllü bir çeviri kadrosu oluşturduk. Birkaç ayda çeviriyi tamamladık. Tabi EJC’nin Türkçe kitabı yayına alması biraz gecikti. Bu nedenle ancak bir senede tamamlayabildik.
Diyar Saraçoğlu: Altbaşlıkta kriz anlarında dijital verilerin doğrulanması diye belirtilmiş. Yaşadığımız coğrafya belki de bir kriz coğrafyası. Bir yandan talana, sömürüye, devlet terörüne karşı insanlar ayaklanıyor öte yandan “doğal afetler” ve dezenformasyon uzmanı troller söz konusu… Yani demem o ki sürekli yeniden üretilen bir kriz ortamında ve enformasyon bombardımanı altındayız. Ana akım medyaya güvenmemeyi öğrendikçe alternatif medya mecralarına ve özellikle de sosyal ağlara daha çok yükleniyoruz ve de güvenmek istiyoruz. Böyle bir ortamda enformasyonun doğrulanmasının önemli olması bir yana bu doğrulama bir ihtiyaç haline de geliyor.
Tabii sosyal ağların, alternatif medya mecralarının yoğunlaşan kullanımı da bu ihtiyacı her geçen gün arttırıyor. Ama herhalde enformasyonların doğrulanması konusundaki kırılma, eşik Gezi ile birlikte yaşandı, ne dersin bu konuda?
Mehmet Atakan Foça: Gezi’nin bu konu hakkında bilinç kazanma açısından bir dönüm noktası olduğu pekâlâ söylenebilir. Ama her halükarda Gezi öncesinde de (Örneğin Van Depremi) yanlış bilginin ne kadar hızlı yayılabildiği görülüyordu. Sosyal medyanın doğasına özgü bir doğrulama mekanizması var. Yani hiçbir profesyonel doğrulama üzerine çalışmıyor dahi olsa sosyal medya kendi kendisini doğrulayabiliyor. Yanlış bilgiyi yayma özensizliği açısından ben ana akım, alternatif ya da sosyal medya arasında fark görmüyorum. Avantajımız ise gelişen teknolojilerle, yeni tekniklerle kim yayarsa yaysın yanlış bilgiyi çok daha hızlı tespit edip çürütebiliyor olmamız.
Diyar Saraçoğlu: Kitap, European Journalism Centre (EJC) tarafından daha önce duyurulan bir çalışmanın Türkçe’ye kazandırılmış hali değil mi? Bu enformasyon kirliliği sadece bizim coğrafyamızda yok, karşılaşılan sorunlar da bir anlamda evrensel diyebilir miyiz?
Mehmet Atakan Foça: Tabii ki sorun sadece Türkiye’ye özgü değil. Duygusal reaksiyonların yükseldiği her olayda, her ülkede dezenformasyon söz konusu olabiliyor. Avrupa ve Amerikalı pek çok gazete, haber sitesi internetteki yanlış bilgilere kanıp, yanlış haberleri halka duyurabiliyor. Bu yüzden tüm haber merkezlerinde doğrulama süreçlerini oturtacak mekanizmalar işletiliyor şu anda. Prosedürler, izlenecek yöntemler belirleniyor. Kitap bir yanıyla bunu kolaylaştıracak bir özellik taşıdığı için de çok önemli.
Diyar Saraçoğlu: Yanlış enformasyonu edinmenin farklı nedenleri var değil mi? Bir yandan photoshop vakaları, troller gibi “bilerek” yapılanlar olduğu gibi ilgisiz içeriklerin, haberlerin paylaşılması gibi kasıtlı olmayan durumlar da söz konusu. Peki kitapta farklı nedenlerden kaynaklanabilecek bu sorunlara dair nasıl öneriler yer alıyor. Kısaca değinebilir misin?
Mehmet Atakan Foça: İnsanlar çoğunlukla eğlence veya propaganda için yanlış bilgi üretiyor. Kasıtlı yapılanları kastediyorum. Bunun dışında dezenformasyon tuzağına düşenler de olaylara verdikleri duygusal tepkiler nedeniyle vakaları mantık süzgecinden geçirmedikleri için bu bilgilerin yayılmasına katkı sunmuş oluyorlar. Kitapta birçok metot var ama en kolayı Google’da aratmak. Kullanıcıların gördükleri fotoğraf, videoları yaymadan önce eski tarihli olup olmadığını kontrol etmeleri en mühimi. Eğer yeni tarihliyse kaynağına ulaşmaya çalışmak. Kim tarafından yüklenmiş? İlk kim tweetlemiş? Bunları tespit etmek dağıtılan bilginin bir trol tarafından mı yoksa güvenilir bir kaynak tarafından mı yaygınlaştırıldığını tespit etmek için önemli.
Diyar Saraçoğlu: Peki bu kitapta yer alan araçların, yöntemlerin daha çok insana ulaşabilmesi için atölyeler-eğitimler düşünülüyor mu? Bana kitabı bu tür atölyelerle birlikte düşünmek daha yararlıymış gibi geliyor. Belki de çevrimiçi atölyeler. Ne dersin?
Mehmet Atakan Foça: Şu anda belli eğitim programlarında ya da konferanslarda bu konu hakkında atölyeler yapmaya çalışıyorum. Daha çok gazetecilere yönelik oluyor bu atölyeler. Ama tabii yaygınlaştırmak gerek. Yaptığım sunumların eğitimlerin hepsini blogumda herkese açık şekilde yayınlıyorum. İsteyen girip kendi kendini eğitebilsin bu konuda diye. Belki ileride daha düzenli hale getiririz ya da dediğin gibi bir online eğitim platformu çatısı altında devam ederiz.
Diyar Saraçoğlu: Kitaba web üzerinden erişim mümkün gördüğümüz kadarıyla. Çevrimiçi ve matbu olarak başka erişim olanakları var mı, olacak mı?
Mehmet Atakan Foça: PDF ve ePub formatlarında da yakında sitede yer alacak kitap. Bunların haricinde önümüzdeki aylarda Doğruluk Payı tarafından da matbu hale getirilip dağıtılması planlanıyor.
Diyar Saraçoğlu: Söyleşi için çok teşekkür ederiz, kitabın çok büyük bir boşluğu dolduracağından, ihtiyacı karşılayacağından hiç şüphe yok. Emeğinize sağlık.
Mehmet Atakan Foça: Ben teşekkür ederim.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.