Niğde’de 3 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı düzenleyen IŞİD’cilerin yargılandığı davanın avukatı, sanıkların serbest bırakıldıkları yolunda kuvvetli şüphelerin olduğunu açıkladı
Niğde’nin Ulukışla ilçesinde 3 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı düzenleyen IŞİD’cilerin yargılandığı davanın avukatı, sanıkların serbest bırakıldıkları yolunda kuvvetli şüphelerin olduğunu açıkladı
Al Monitor’de Metin Gürcan imzasıyla yayımlanan 31 Temmuz tarihli “Türkiye’de bir garip İD davası” başlıklı yazıda, 20 Mart 2014’teki Niğde saldırısını gerçekleştiren IŞİD çetecilerinin yargılandığı davayla ilgili soru işaretlerine dikkat çekti.
Gürcan, davaya ilişkin saldırıda hayatını kaybeden Astsubay Adil Kozinoğlu ve polis memuru Adem Çoban’ın ailelerine ve avukatlarına ulaştığını ancak bu kişilerden hiçbiri konuşmak istemediğini belirtti.
Saldırıda öldürülen Turan Yaşar adlı yurttaşın avukatı Ali Çil’e ulaşan Gürcan, davaya ilişkin Çil’in önemli ayrıntılar verdiğini belirtiyor.
İlk iki dava habersiz yapıldı
Niğde’deki IŞİD saldırısında katledilen Turan Yaşar adlı yurttaşın avukatı, davanın ilk iki duruşmasının kendilerinden habersiz yapıldığını, ancak üçüncü duruşmaya katılabildiklerini söyledi.
Avukat Çil şu ifadeleri kullandı:
Niğde saldırısının savcılık iddianamesi 13 Kasım 2014’de tamamlandı ve bize ilk duruşma günü olarak 12 Ocak 2015 günü verildi. Duruşmaya gittiğimizde şoke olduk çünkü ilk duruşma 9 Ocak 2015’de kimseye haber vermeden yapılmış. Bu, Türkiye’deki 25 yıllık avukatlık hayatımda ilk kez karşılaştığım bir durum. Böylesine kritik ve içinde ölümlerin olduğu bir davada mağdurlara haber verilmeden duruşma nasıl erkene alınıp yapılabilir? Türk hukuk sistemi hakimlere böyle bir hak tanımaz.
Sanıkları henüz göremedik
5 Mart 2015’te yapılan üçüncü davaya katılabildiklerini ancak sanıkların mahkemeye getirilmediğini belirten Çil şunları söyledi:
Üçüncü duruşmaya en sonunda katılabildik ama bu sefer de sanıklar duruşma salonunda yoktu. Sebebini sorduğumuzda hiç bir gerekçe göstermeden bize sanıkların Ankara’da bulundukları cezaevinden tele-konferans ile duruşmaya katılacakları söylendi. Böyle ciddi bir davada tele-konferansla duruşma mı olur?’ sorumuza ve ‘sanıklar duruşmalara getirilsin’ taleplerimize rağmen davanın başlamasının üzerinden 9 ay geçti ancak biz sanıkları henüz görmedik ve yüzleştirme yapılamadı. Türkiye’de en basit bir hakaret davasında bile yüzleştirme yapılır. Ama biz böylesine önemli bir davada ilk iki duruşmayı kaçırdık, üçüncü duruşmada da sanıkları göremedik.
Sanıkların serbest bırakıldıkları yolunda kuvvetli şüphe var
Avukat Ali Çil, sanıkların getirilmesine hem savcılığın hem de mahkemenin niçin karşı çıktığına ilişkin şu cevabı veriyor: “Sanıkların Türkiye’de olmadığı ve serbest bırakıldıkları yolunda kuvvetli şüphe var.” Çil bunun gerekçesi olarak da “Bu IŞİD militanlarının birileri tarafından Musul’daki rehine krizinde İD’le takas edildiği, bu nedenle Türkiye’de olmadıklarını söyleniyor.” ifadesini kullandı.
Gürcan’ın “Peki bu ‘birileri’ kim” sorusunu ise Avukat Çil şöyle yanıtladı:
AKP iktidarı. (…) Niğde davasının sanıklarından biri de bu İD militanlarını Türkiye’ye sokan kişi olan ve MİT hesabına çalışan Heysem Topalca isminde Suriyeli bir Türkmen. Sanıkların Türkiye’ye nasıl ve niçin girdikleri hala bir muamma. Ama kesin olan bir şey var: Girişlerinde MİT ile bağlantısı olan kişiler rol oynamış. Bir de şahısların kullandığı arabadan bir orduyu donatacak kadar silah ve mühimmat çıktığını da not etmeliyim. Bu şahıslar kesinlikle ağır silahlılardı ve bir yere göreve gidiyorlardı. Ama ne olursa olsun bu adamlar Türkiye’de Türk vatandaşlarını öldürmüş. Bunlar nasıl serbest bırakılır? Bu kararın altına imza atan kişinin kişisel sorumluluğu yok mudur? Eli titremez mi?
TÜRKİYE’DE BİR GARİP İD DAVASI – METİN GÜRCAN (AL MONİTOR)
Sendika.Org