Vadedilen “güvenli bölge” için boşluk doldurma yarışı devam ediyor. Nusra’nın Halep’in kuzeyinden çekileceğini açıklamasıyla beraber bölge, sözde güvenliği sağlayacak taraf olmak için atağa geçen Türkmen grupların istilasına uğradı. “Güvenli bölge” fikriyle birlikte “Güvenli bölge muhafız kuvvetleri” kapıları açıldı. Ve beraberinde “muhafız kuvvet” olma gönüllüsü yarışı başladı. Bu yarışta iki Türkmen grubu arasında çatışmalı durum ortaya […]
Vadedilen “güvenli bölge” için boşluk doldurma yarışı devam ediyor. Nusra’nın Halep’in kuzeyinden çekileceğini açıklamasıyla beraber bölge, sözde güvenliği sağlayacak taraf olmak için atağa geçen Türkmen grupların istilasına uğradı.
“Güvenli bölge” fikriyle birlikte “Güvenli bölge muhafız kuvvetleri” kapıları açıldı. Ve beraberinde “muhafız kuvvet” olma gönüllüsü yarışı başladı. Bu yarışta iki Türkmen grubu arasında çatışmalı durum ortaya çıktı. Bunlar Suriye Türkmenistan Nahda Partisi ile Suriye Türkmenistan Meclisi.
Nahda günler öncesinden Suriye’nin kuzeyindeki “güvenli bölge” için polis ve güvenlik birimi oluşturacak gençleri kaydetmeye başladığını açıkladı. Facebook sayfasından güvenlik kuvvetlerine kaydırılan gençlerin Gaziantep’te iki aylık eğitime tabi tutulacaklarını duyurdu. Gençlerin her birine 500 Amerikan doları aylık bağlanacak. Başvuracaklara da “Türkmen” olma koşulu getirildi. Yaşları 18 ile 35 arasındaki Türkmenler sadece başvurabilir. Ve tabii ki fiziği de uygun olanlar.
Nahda’nın bu ilanından sonra Türkmen Meclisi de karşı atağa geçti ve Nahda’nın siyasi olarak iflas etmiş bir oluşum olduğunu söyledi. Meclis, Nahda’nın lisansı olmadığını, Türkiye’deki yürürlükte olan yasalara göre kovuşturulması gereken kaçak bir yapı olduğunu açıkladı.
Bunun üzerine Nahda verdiği ilanı geri çekti ve sayfa takipçileri ile Suriye halkından bu yanlış anlaşılmadan ötürü özür diledi. Daha sonra Nahda Partisi’nin resmi yetkilisi olarak Parti enformasyonundan konuya dair bir açıklama geldi. Gelinen aşama itibarıyla “yerelleşme” düşüncesini geri çektiğini duyurdu. Ve Meclis’e çattı. Parti enformasyonu açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Suriye Türkmenistan Meclisi” denen oluşum hiçbir halk tabanına sahip değildir, bütün mensupları halka küfür ve hakaretlerde bulunmaktadırlar, çünkü bunlar sadece Türkmen olanları destekliyorlar. Amaçları Türkmenlerin temsiliyetini tekellerine almaktır. Herhangi bir tabanı olmayan marjinal bir gruptur…
Nahda, Türkmen Meclisi’ni fabrikasyon söylemlerle kendilerine iftira attığını söyledi ve kendilerinin her şeyiyle açık ve Türk yetkililerin bilgisi dahilinde varolmuş bir parti olduğunu açıkladı: “Kanıtı; partinin organları ve temsilcilerinin medya önünde açıkça belirlenmiş olmasıdır. Ayrıca Parti, Türkmen Meclis’nin bir bileşenidir, Türk güvenlik güçlerinin erişebildiği Meclisin bütün belgelerinde mevcuttur. Soruşturulması halinde bizim hakkımızdaki bu iftiraların hiç birinin karşılığı olmadığı ve tamamen bunların saf imalat ürünün suçlamalar olduğu görülür. Aksine Gaziantep’te biz iyi karşılanıyoruz ve kentteki herkes bize saygıyla yaklaşır…”
Sözcü ayrıca Nahda’nın gönüllü toplama ilanının çeşitli kaynaklar tarafından desteklendiğini, maaşların da Ankara tarafından finanse edileceğini açıkladı. Çünkü eğitim programı Türkiye topraklarında gerçekleştirilecekti. Fakat sözcü, ilan verme fikrinin tamamen partiye ait olduğunu, bu konuda hiçbir Türk yetkilinin ilgisi bulunmadığını belirterek şunları ekledi: “Sonuçta bu fikir sona erdi. Bütün bu gelişmelerden dolayı özür diledik, lütfen özrümüzü kabul ediniz. Bizden Arap ya da Türkmen olsun, herhangi bir siyasi oluşum içerisinde bir hizmet beklenirse, rol almaya hazır olduğumuzu bildiririz.”
Parti sözcüsü, Nahda’nın mezhep ve etnik ayrımcılığa karşı olduğunu belirterek şunları söyledi: “Biz Suriye’de tek bir halkız ve bölünmeyi reddediyoruz.”
Bu konuda El Ahbar’a konuşan kaynak, “buna rağmen proje iptal olmaz, sadece açıktan gizliye taşınır. Zira bu ilan yeteri kadar gönüllü sağlamış oldu zaten” dedi.
Nusra: Evet boşalttık!
Bu arada Nusra Cephesi, Halep’in kuzeyinde bulunduğu bölgelerden çekildiğini ilan etti. Bunu belirlenen sınırlar içerisinde güvenli bölgenin oluşturulması için yaptığını duyurdu. El Ahbar, Nusra’nın bu beyanını daha önce haber yapmıştı.[1] Bu çekilmede Türklerle Nusra arasında bir koordinasyon olduğuna dair çok fazla kanıt vardır. Her ne kadar Türklerle koordinasyon dahilinde geri çekildiğinin üstünü örtmek için kendine çekilmenin gerekçesini “meşru bir sebepten dolayı” diye formüle etse de… Çünkü Nusra, İdlip vilayetinde Türklerden gelen çeşitli desteklerin devam etmesini istiyor. Türklerin çabası bu çekilmenin sağlanması, Türkiye ile Koalisyon güçleri arasında Nusra’ya saldırmazlık akdi gibi bir taahhüt olarak kabul gördü. Nusra’nın bu beyanı Türkler ve onların bölgedeki projelerinin meşruiyeti için rahatlatıcı bir etki yarattı. Türklerin herhangi bir eleştiriye maruz kalmadan haklı gerekçelerini öne sürebilecekler: “Türkiye’nin ulusal güvenliğine yönelik tehdit büyüyor, PKK terörü yükselişe geçti… Halep’in kuzeyinde PKK ve haricilerin (IŞİD) kontrolündeki bazı bölgelerde tampon bölge acil bir ihtiyaçtır…” Keza Türkiye’nin bu niyeti böylelikle kabul gördü: “Türkiye ile Koalisyon güçleri arasında, Türkiye’nin kendi çıkarları ve önceliklerine göre müdahaleye önderlik edebileceği, müdahaleye iştirak eden Suriyeli muhalif gruplara hava ve kara desteği sunabileceği” mutabakatı sağlanmış oldu. Ancak Nusra Cephesi beyanında “dini açıdan bu ittifakın içinde yer almayı caiz görmediğini” açıklaması, Halep’in kuzeyinden sadece çekilmeyi ifade ediyor; ama hariciler yani IŞİD ile ya da bölgede savaşan diğer herhangi bir grupla bağını kopardığı anlamına gelmiyor. Bu açıklama “ilişkimiz yoktur” ilanı değildir. Sadece Hama, Kalamun ve diğer bölgelerde kendini koruma önceliği söz konusu iken tampon bölge savaşına girmesi kendisinin çıkarına değildir.
Keza Nusra’nın bu beyanıyla birlikte, İdlip’te Fetih Ordusu’nun (Nusra öncülüğünde kurulan cihatçıların çatı koalisyonu-ç.n) ilerlemeye devam ettiği sırada Türkiye’den açık destek aldığına dair çok fazla bilgi mevcuttur. Nusra’ya sağlanan bu destek karşılığında Nusra da “güvenli bölge” projesinin dışında kalmayı kabul etti.
[1] http://www.al-akhbar.com/node/239361
11 Ağustos 2015
[El Ahbar’daki Arapça orijinalinden Hamide Yiğit tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir.]
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.