Edirne’de parkı yıkılmasın diye kepçenin önünde oturan Kıymet Teyze de, Kadıköy’de mitingte polisin gaz bombalı saldırısında hayatını kaybeden Elif Abla da, Yırca’da zeytin ağacına sarılan kadınlar da, Rize’de jandarmanın önünde “Devlet kimdur?” diye isyan eden Havva Ana da, Varto’da özgürlük direnişinde hayatını kaybeden gerilla Ekin de aynı mücadelenin yüzleri; aynı devletin teröristleriydi. Gölgesinde nefes aldığı, […]
Edirne’de parkı yıkılmasın diye kepçenin önünde oturan Kıymet Teyze de, Kadıköy’de mitingte polisin gaz bombalı saldırısında hayatını kaybeden Elif Abla da, Yırca’da zeytin ağacına sarılan kadınlar da, Rize’de jandarmanın önünde “Devlet kimdur?” diye isyan eden Havva Ana da, Varto’da özgürlük direnişinde hayatını kaybeden gerilla Ekin de aynı mücadelenin yüzleri; aynı devletin teröristleriydi.
Gölgesinde nefes aldığı, çocuğunu, torununu getirdiği parkta bir sabah devletin tüm güçlerini gören Kıymet Teyze aldı çantasını, sandalyesini oturdu kepçenin önüne. ‘Güzel bir ülke istiyorum’ diyordu Elif Abla Kadıköy’de polis saldırısı başlamadan hemen önce. Güzel günler görmek umuduyla, kentine ve doğasına sahip çıkmak için sokaktaydı. 80 yıllık zeytin ağacına geleceğine sarılır gibi, hayatına sahip çıkar gibi, çocuğuna sarılır gibi sarılmıştı kadınlar Yırca’da.
Yıllarca devletle karşılaşmamış, bahçesinde çay yetiştirmiş, yaşam alanını koruyarak hayatını bugüne kadar getirmiş Havva Ana bir sabah kalkıp da devletin zor aygıtını karşısında görünce birden vatandaşı olduğu devletin “teröristi” oluverdi. İsyan etti Havva Ana “Devlet kimdur? Devlet bizim sayemizde devlettir”.
Varto’da Ekin de devletin “teröristi”ydi. Katlettikleri bedeninin çıplak fotoğraflarını medyada yayınlayarak onu yenmeye çalışan devletin. Nefretlerinin boyutu, korkularının göstergesiydi. Özgür ve demokratik bir hayat mücadelesine duyduğu nefretini tüm gücüyle gösteren devletin teröristiydi Ekin.
Tarihte savaşın en büyük mağduru hep kadınlar oldu. Kadınlar savaşı kimi zaman çetelerin göz diktiği bir savaş ganimeti olarak, kimi zaman zorunlu göç ile yurdunu terk etmek zorunda kalarak, kimi zaman köle pazarlarında satılarak… Kimi zaman ise Ekin gibi sınırda halkı ve özgürlüğü için direnerek yaşadı savaşı kadınlar.
Ama devlet hep aynı devlet işte. Kadın düşmanlığından, savaştan ve katliamlardan beslenen devlet. “Bu devlet size ne yaptı” diye haykıran bir devlet bu.
Havva Ana’ya “Zaten kaçak elektrik kullanıyordu” diyen devlet de Elif Abla’ya “Ne işi vardı orda” diyen devlet de aynı devlet. Ekin’in görüntülerini yayınlayan hakkında soruşturma başlatan. Yapana değil, yayımlayana kızan devlet.
Hep aynı devlete karşı direndi kadınlar. Parkını koruyan kırmızılı kadın da, Kıymet Teyze de, tarlası için direnen Havva Ana da, zeytin ağacını kestirmeyen Yırcalı kadınlar da, kentime ve doğama sahip çıkıyorum diyen Elif Abla da, özgürlüğü için direnen Ekin de…
Direnmeye de devam edecek. Çünkü hepimiz aynı devletin teröristleriyiz…
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.