Bu kanı o güneş yüzlü çocuklar durduracak! Ve gülümsedi Uzun Adam ellerini ovuşturarak. Kan kokan nefesiyle “Daha fazla kan!” diye tısladı, “Daha fazla katliam!”… Uzak kalmalıydı güneşten, aydınlıktan… Erirdi yoksa, yok olurdu. Peki ya o gençler, o bebekler, o kadınlar? Bakışları güneş kadar parlak, gülüşleri güneş kadar sıcak o çocuklar? Onlar ki Güneşin Çocukları, bu […]
Bu kanı o güneş yüzlü çocuklar durduracak!
Ve gülümsedi Uzun Adam ellerini ovuşturarak. Kan kokan nefesiyle “Daha fazla kan!” diye tısladı, “Daha fazla katliam!”…
Uzak kalmalıydı güneşten, aydınlıktan… Erirdi yoksa, yok olurdu. Peki ya o gençler, o bebekler, o kadınlar? Bakışları güneş kadar parlak, gülüşleri güneş kadar sıcak o çocuklar? Onlar ki Güneşin Çocukları, bu vampir sürüsünün sonu olamaz mıydı?
Korkuyorlardı bu parlak çocuklardan, aydınlık gelecekten… Oyuncaktan korkuyorlardı mesela, kitaptan korkuyorlardı, sevgiden korkuyorlardı, güneşten korkuyorlardı. En çok da barıştan…
Korkuyla, çaresizce karanlık istedi Uzun Adam, “Daha fazla karanlık!”… Yoksa nasıl hayatta kalacaktı? Nasıl donatılacaktı sofrası? Nasıl oturacaktı tahtına? Nasıl sürdürecekti vahşet imparatorluğunu? Olamazdı, izin veremezdi bir tutam huzura, bir dirhem mutluluğa. Peki ya Büyük Abisi? O ne derdi sonra?
Korkuyordu. Ağır ağır uzandı ve kanlı sakallarını okşadı Sarıklı’nın. Sarıklı ağzından salyalar saçarak hırlarken düşündü bir süre takkeli vampir. “Sizi Allah’a şikayet edeceğim” diyen o bebeğin masumiyeti olacaktı sonu, biliyordu. O bebeğin gözlerindeki ışık olacaktı… O parıltı delip geçecekti çürümüş bedenini.
Ve bu yüzden ufacık bir parıltı dahi görse söndürmeye yemin etmişti. Ama bilmiyordu ki o parıltının, o aydınlığın, o güneşin sönmeye niyeti yok. Yeryüzünden tüm vampirleri temizlemeye niyetli bu güneş. Tüm çocukların yüzünü güldürmeye niyetli. Yeryüzünde karnı aç tek bir yavru kalmayana dek yükselmeye niyetli.
O çok korktukları güneş, bu çocukların gözlerindeydi.
Gözleri güneş çocuklar bitirecek bu savaşı, boğacaklar bu vampirleri döktükleri kanda. Bunu er ya da geç acı içinde kıvranarak öğrenecek tüm vampirler.
Güneşin çocukları öğretecek onlara.
Güneşin kollarında uyuyan ve aydınlığında savaşan çocuklar…
Heyem Nisan Yiğit – ODTÜ öğrencisi
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.