Davutoğlu, 2 yıl önce “hain” diye hedef gösterdikleri Amanpour’a “IŞİD ile mücadele” nutku çekti, ‘tampon bölge’, ‘ılımlı muhalif’ ve HDP’yi suçlama ezberlerinden ise vazgeçmedi
Davutoğlu, iktidar olarak iki yıl önce “hain” diye hedef gösterdikleri Amanpour’a konuk oldu. ABD’nin hizaya çekmesiyle “IŞİD ile mücadele”yi yeniden keşfeden Davutoğlu, ‘tampon bölge’, ‘ılımlı muhalif’ ve HDP’yi suçlama ezberlerinden ise vazgeçmedi
Başbakan Ahmet Davutoğlu, yeni savaş konseptine uluslararası alanda destek bulabilmek için çalışmalarına başladı. Haziran İsyanı günlerinde Tayyip Erdoğan’ın “lobilere hizmet etmekle” ve “Türkiye aleyhine çalışmakla” suçladığı CNN International’de, yine aynı süreçte AKP tarafından “hain” denilerek hedef gösterilen gazeteci Christiane Amanpour’a konuk oldu. Davutoğlu, IŞİD ve PKK’ye yönelik askeri operasyonlar ile ülke içinde oluşturulan savaş ortamına ilişkin açıklamalarda bulundu.
‘Tampon bölge’de siviller güvende olacak iddiası
Amanpour’un “Savaşa geç katıldınız. Bu ani tavır değişikliğinin nedeni nedir?” sorusuna Suriye Savaşı’nın başından bu yana mültecilerin barınabileceği bir alanın oluşturulması ve ‘terörist grupların’ Türkiye’ye geçişini önlemek amaçlarıyla tampon bölge oluşturulmasını istedikleri yanıtı veren Davutoğlu, 4 yıl sonra “tam da bu dönem” bölgenin oluşturulmasının zamanı geldiğini söyledi.
Davutoğlu, Türkiye sınırında güvenliğin sağlanması olanaklıymışçasına, “O alanda siviller, rejim ve terörist grupların saldırılarına karşı kendilerini güvende hissedecekler” iddiasında bulundu.
Davutoğlu ‘ılımlı muhalif’ arayışından geri kalmadı
Davutoğlu, IŞİD ile mücadelede ABD’nin baskılarının yoğunlaşması sonucu varılan mutabakatın Suriye’deki ‘ılımlı muhalifleri’ desteklemeyi içermesine yönelik temennisini de dillendirdi:
Şu anda bütüncül bir yaklaşım sergilememiz gerektiğini düşünüyorum. DAEŞ’i ortadan kaldırmak tabii ki stratejik bir hedef, ancak başka unsurlar da olmalı. Geçen hafta DAEŞ ve Suriye’deki bütün terörist gruplara karşı savaşmak için ABD ile hava üslerimizi açmak ve koalisyonla beraber savaşmak konusunda anlaştık. Aynı zamanda Suriye’nin geleceği için bir stratejiye sahip olmalıyız. Bu nedenle ılımlı muhalif güçleri desteklemeliyiz.
‘IŞİD’e karşı savaş’ gerekliliği doğuverdi!
IŞİD’in eylemlerini artırmasındaki sorumluluğu bir kenara koyarak Esad’ı sorumlu tutan başbakan, ‘birdenbire’ doğuveren IŞİD karşıtı mücadele hakkında da “DAEŞ ile etkin mücadele kararı daha önceden alınsaydı sivil kayıpların ve mülteci krizinin önüne geçilebilirdi. DAEŞ tüm dünya için tehdittir. DAEŞ’i ortadan kaldırmak için savaşmalıyız ancak Suriye’de yeni bir durum da yaratmalıyız ki bir daha bu tür terörist gruplar oluşmak için fırsat bulamasın” dedi.
‘Operasyonlar içe dönük’ dedi, HDP’yi suçladı
Amanpour’un PKK’ye yönelik operasyonlara ilişkin sorusuna da “Bu savaş Kürtlerimize değil, PKK’ya karşıdır” yanıtı veren Davutoğlu, operasyonların iç siyasete yönelik olduğunu ifade etti.
7 Haziran sonrasındaki yeni siyasi tabloda tüm siyasi aktörlerin teröre karşı birleşmesi gerektiğini dile getiren ve bu doğrultuda bir çağrı da yaptığını hatırlatan Davutoğlu, konuşmasının devamında yine HDP’yi suçladı:
Sadece HDP kabul etmedi. Çünkü PKK ile bazı bağları var. Tekrar tekrar onları terörle ortak mücadeleye davet ettim. HDP’ye karşı değil. HDP, bir ikilemle karşı karşıya. PKK’nın terörist faaliyetlerini reddetmiyorlar, kınamıyorlar. Siviller ve polis PKK tarafından öldürüldüğünde, kınamaları için çağrıda bulunduk. Bunu bile yapamadılar.
Sendika.Org