Artvin Cerattepe’de maden şirketlerine karşı 25 yıldır direnen Artvinliler yine ayakta, yine mücadele ediyor. Cerattepe’deki bütün canlıların, kurdun, kuşun, ormanın, şehirde yaşayan 25 bin insanın yaşam mücadelesi… “Bu işin olmayacağını söylüyoruz. Yaşam alanımız burası. Bir yeşilimiz var. Barajlara vereceğimizi verdik, artık alma noktasındayız.” Neredeyse her deresi HES’e kesmiş Karadeniz’in en ucundan, Artvin’den bu sözler. Artvin […]
Artvin Cerattepe’de maden şirketlerine karşı 25 yıldır direnen Artvinliler yine ayakta, yine mücadele ediyor. Cerattepe’deki bütün canlıların, kurdun, kuşun, ormanın, şehirde yaşayan 25 bin insanın yaşam mücadelesi…
“Bu işin olmayacağını söylüyoruz. Yaşam alanımız burası. Bir yeşilimiz var. Barajlara vereceğimizi verdik, artık alma noktasındayız.” Neredeyse her deresi HES’e kesmiş Karadeniz’in en ucundan, Artvin’den bu sözler. Artvin Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerinin maden için yer tespiti ve ölçüm yapacağını haber alıp 1800 rakımlı Cerattepe’ye hızla ulaşarak ormancıların kestiği ağaçlarla yolları kapattıktan sonra böyle anlatıyorlardı durumu.
Artvin’i bir çatı gibi çevreleyen, dünyanın en yaşlı ve en zengin bitki örtüsüne sahip, içme suyu kaynaklarının da yer aldığı Kafkasör Yaylası Cerattepe bölgesi için Artvin halkının mücadelesi 25 yıldır devam ediyor. 25 yıldır ormanlarını maden şirketlerine karşı koruyorlar. 1990’lar boyunca Cominco Madencilik’e, 2000’li yılların ilk yarısında da Kanadalı INMET Mining’e karşı verdikleri mücadele şimdi de Cengiz Holding’e karşı devam ediyor. 2008 yılında Danıştay’ın Kanadalı şirketin ruhsatını iptal etmesinin ardından AKP iktidarının 2010 yılında çıkardığı yeni maden yasasıyla bölge yeniden madencilik faaliyetine açıldı. Üstelik bu defa Genya Dağı’nı da ekleyip, alanı büyüterek. 2 milyonun üzerinde ağacın kesilme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bu alanlar için 2012’de ruhsat alan Artvinli Özaltın Madencilik, ruhsatı Cengiz Holding’e ait Eti Bakır’a devretti.
Murgul’da da tutunamadı
Cengiz, kent merkezinin hemen üzerindeki Kafkasör’de kapalı işletme galeri sistemi ile çalışacak bakır madeni için aldığı ruhsata açık işletim sistemiyle çalışacak siyanürlü altın madenini de ekledi, tabii Artvinliler’den gizleyerek. Altını Artvin’de değil, taşıma yoluyla götüreceği Murgul’da işleyeceğini, Artvin’e zarar vermeyeceğini söyledi; Murgul’da halk çoluk-çocuk işletmenin kapısına dayanıp içeride de “Bu işçi bu halkın katili değil” sloganlarıyla işçiler iş bırakınca vazgeçmek zorunda kaldı.
Cengiz, Cerattepe’de açılmış dava sonucunu beklemeden ağaç kesmeye, bölgede izinsiz ölçüm yapmaya kalktığı her defasında engellendi. Madenin ÇED raporu geçen yıl Rize İdare Mahkemesi’nce iptal edildi, Danıştay da Cengiz’in itirazını reddetti. Mahkemenin projenin gerçekleştirilmesi halinde bölgede yaşamın sonlanacağını açıkça belirttiği rapor birkaç ufak değişiklikle “revize edilerek” tekrar onay aldı. Oysa mahkeme kararında herhangi bir eksiklikten söz etmiyor, “Bu alanda madencilik yapılamaz. Madencilik olursa Artvin halkı buradan gider. İkisi bir arada olamaz” diyor.
‘Kimin valisi olduğu faturaların üzerinde’
Yeşil Artvin Derneği’nden avukat Bedrettin Kalın, şirket yetkililerinin Orman ve Su İşleri Bakan Eroğlu ile birebir görüşerek, Ankara’da bir gece vakti izin aldıklarını bildiklerini söylüyor. Mehmet Cengiz ve AKP’nin yakın ilişkisi tapesiyle, ihalesiyle zaten ortada.
Derneğin görüştüğü Artvin Valisi ise bunun yeni bir ÇED olduğu iddiasında, kendisine biçtiği görev de Cerattepe’ye çıkmak isteyen şirketin güvenliğini sağlamak. Valinin cansiperane şirketin yanında durmasının karşılığı da “bağış” adı altında faturalarda: Valilik, İstanbul ve Ankara’da düzenlediği Artvin Tanıtım Günleri için Eti Bakır’dan 104 bin liralık “bağış” almış. Üstelik Artvinliler, bu yılın başında şirketin kendilerine dağıttığı “yılbaşı hediyesi” gömlek, kravatları valiliğin önüne yığarak protesto etmişken. “Böyle kirli tanıtım günlerine ihtiyacımız yok” diyen Artvinliler net: “Maden şirketinden para kabul eden bir vali Artvin halkının valisi değildir. Kimin valisi olduğu faturaların üzerinde yazılıdır.”
Elbirliğiyle yapılan kulübede nöbetteler
Yeni bir dava açılmadan evvel, bir günde tamamlanan, Ankara’da aynı gün imzalanarak geri gönderilen izinlerle saldırıya hazırlanan şirketin karşısında ise yıllardır olduğu üzere Artvinliler var. Maden olursa orada yaşayamayacaklarını biliyorlar. ÇED’in onayladığını öğrendiklerinde orman bölge müdürlüğüne yürüdüler. 19 Haziran günü polis engelini aşarak müdürlük binasına “Madene hayır” yazılı bir pankart astılar ve Orman Bölge Müdürü’nü istifaya çağırdılar. 21 Haziran’dan itibaren de yüksek, yağışlı, sisli bir yer olan Cerattepe’de kalabilmek için elbirliğiyle yaptıkları kulübede nöbetteler. 29 Haziran günü sabah erken saatlerde gelen jandarmayı da kesim yapacak iş makinelerini de barikatlarından geçirmediler. Günler süren nöbetleri 2 Temmuz’da sloganlarıyla kentin meydanına taşındı. Binlerce kişi, Vali’nin şirket yanlısı tutumunu ve şirketin saldırılarını kınadı. Artvinlilerin günlerdir biriken öfkesi “Vali istifa” sloganları ile Artvin sokaklarında yankılandı. 30 Haziran’da Ankara’da, 4 Temmuz’da İstanbul’da direnişe destek eylemleri vardı. 4 Temmuz günü Rize Fındıklı’dan nöbete ziyaret gerçekleşti. Yaklaşık 8 yıldır hiçbir vadi ve dere üzerinde HES yapılmasına izin vermeyen Fındıklılılar, bütün tepki ve protestolarına karşın yapılması planlanan Taşdibi HES projesine karşı yeniden mücadeleye hazırlandıkları günlerde ziyarete gelmişlerdi.
‘Cerattepe geçilmez, Artvin halkı yenilmez’
Artvinliler 25 yıldır kararlı; Cerattepe’de hiçbir faaliyete izin vermeyecekler. Kent meydanına döküldükleri gün bir daha anlattılar: “Bu direniş Cerattepe’deki bütün canlıların, kurdun, kuşun, ormanların, bitkilerin ve şehirde yaşayan 25 bin insanın yaşam mücadelesi… Zulme karşı direnişin, ahlaksız bir kar hırsına ve ortak varlıkların peşkeş çekilmesine karşı onur mücadelesi… Bu yağma ve talan düzeni bittiğinde direnenlerin çocuklarına anlatacağı güzel ve mutlu bir hikayesi olacak, işbirliği yapan alçaklar kendi çocuklarının gözlerine bakamayacaklar. Cerattepe geçilmez, Artvin halkı yenilmez.”
Editörün notu – 9 Temmuz: Bu yazı yazıldığında Cengiz Holding henüz yanına jandarmayı alarak halkı tehdit etmemiş ve tehditlerine karşılık “Direnişe devam” yanıtını almamıştı.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.