Mısır’ın seçilmiş, 2013 yılında darbe ile görevinden uzaklaştırılıp, hapse atılan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile birlikte 106 kişi hakkında Kahire Mahkemesinin verdiği “ idam kararı”ına dünya ses çıkarmasa da ABD bu karardan endişe duyduklarını açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü günlük basın brifinginde; “Eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ nin de aralarında bulunduğu yüzden fazla kişi hakkında Mısır Mahkemesinin […]
Mısır’ın seçilmiş, 2013 yılında darbe ile görevinden uzaklaştırılıp, hapse atılan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile birlikte 106 kişi hakkında Kahire Mahkemesinin verdiği “ idam kararı”ına dünya ses çıkarmasa da ABD bu karardan endişe duyduklarını açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü günlük basın brifinginde; “Eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ nin de aralarında bulunduğu yüzden fazla kişi hakkında Mısır Mahkemesinin idam kararı vermesinden derin endişe duyuyoruz” ifadesini kullanıp, “adaletsizce ve hukukun üstünlüğüne güvenine zarar verici” bulduklarını belirtti. Ardından başka bir haber de ise, İran’ın Mursi’ nin idam kararına itiraz ettiği yer aldı.
Mısır – Rusya…
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Şubat ayında, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah El-Sisi’ nin resmi davetlisi olarak ziyaret ettiği Mısır’da, Mısır-Rusya arasında bir dizi anlaşmalara da karşılıklı olarak imza attılar. Bunlardan bazıları ticaret ve turizm konularında yaptıkları anlaşmalar. Diğer ikisi ise; Mısır, kendi topraklarında ilk defa inşa edeceği nükleer santral ve silah anlaşmaları idi.
Mart ayında ise; İngiliz Petrol devi BP, Rus ortağı DEA ile birlikte Mısır’daki doğalgaz sahalarında, “Batı Nil Deltası” projesi için, yüzde 65’ini BP’nin yüzde 35’ni DEA’ nın üstleneceği 12 milyar dolarlık enerji yatırımı yapacaklarını açıkladı. Bu açıklama ile birlikte BP Genel Direktörü Bob Dudley, projenin Mısır’ın enerji güvenliği için kilit öneme olduğunu belirtti.
Tabii hem 2.2 milyar metre küp gaz rezervi bulunan ülkenin gaz rezervlerinin yüzde 80’i ile gaz üretimin yüzde 70’i Akdeniz ve Nil Nehri deltasında yer alması ile hem de Mısır’ın Ortadoğu’dan gelen enerjinin taşıma yolunu kısaltması açısında büyük önemi var. Aynı zaman da Avrupa içinde önemli bir istasyon. Ve bu önemli yere en yakın ülke özellikle İsrail için de büyük önem taşıyor, Mısır.
Mısır – İsrail…
Mısır’ın nasıl önemli olduğuna bakacak olursak !
Haziran 2014 tarihinde Al Jazeera Türk televizyon için hazırlamış oldukları “Mısır’ın Çalınan Enerjisi” isimli belgeselde “Mısır’ın petrol ve doğalgaz endüstrisinin gizli hikayesi gün yüzüne çıkıyor” konusunu işlediklerini de internet sayfalarında haber olarak yer verdiler. Belgeselden alıntı yaparak: “Al jazeera, Mısır ile İsrail arasında yapılan gizli enerji anlaşmaları ortaya çıkardı. Mübarek döneminde imzalanan anlaşmalarla İsrail yıllarca Mısır’ın enerji kaynaklarını sömürdü. Darbeyle işbaşına gelen yeni yönetim ise bu anlaşmaların devamı için çaba gösteriyor.” Hazırladıkları belgeselde İsrail’in Mısır’ın enerjisini nasıl sömürdüğüne de değindiklerini şöyle özetliyorlardı : “Elde edilen bilgiler, zengin iş adamlarının bu gizli anlaşmalardan nasıl kazanç sağladıklarını ve ülkenin kısa bir süre içerisinde gaz konusunda İsrail’e nasıl bağımlı hale gelebileceğini gösteriyor. Belgesel, önemli bir gaz ihracatçısı konumunda olan Mısır’ın imzaladığı anlaşmaların ülkedeki enerji sektörünü nasıl harap ettiğini, daha önce Mısır’a ait olan rezervlerin İsrail’in eline nasıl geçtiğini de gözler önüne seriyor. Yıllarca, normalde satılması gereken fiyatların çok altına satılan gaz, aracı Mısırlı işadamlarının ve İsrail’in ekmeğine yağ sürdü. Bu anlaşmalar, aslında Mısır’ın kaynaklarının sonunu getiriyordu. Şimdi ülke, gerçek bir enerji sıkıntısıyla karşı karşıya ve İsrail de, Mısır’ın kendisine sunduğu fiyatların çok üzerinde bir fiyatla satıcı olmaya hazır.”
Fakat daha sonra değişen durumlarla yukarıda ve blogumda yazdığım “petrol” ile ilgili analizlerimde de görüldüğü gibi Rusya’ nın Mısır ile anlaşmalar yapması, Türkiye’ nin güçlenmesi, Çin’in Karadan ve Denizden İpekyolu projesinde bir hayli yol alması sanırım İsrail’i bayağı zor duruma soktu.
“Camp David”
Hatırlayacak olursak 17 Eylül 1978’ de Mısır ve İsrail arasında imzalanmasına “Camp David Sözleşmesi”na diğer Arap ülkeleri karşı çıkmıştı. Özellikle Filistin sorunu ile ilgili olarak da, “bu sorunun bütün Arap ülkelerini ilgilendirdiğini, hiçbir ülkenin tek başına bu sorunu çözmek konusunda adım atmaya yetkili olmadığını”belirterek, Mısır’ı anlaşmayı imzalamaması için uyardılar. Böylece Mısır ile Arap dünyası arasında ilişkiler nerede ise koptu. Ama şimdi ülkelerin sınırlarını petrol belirlerken 37 yıl önce imzalanan “Camp David Sözleşmesi” tekrar düşünmek gerek!
Son durum…
Geçen hafta ABD Başkanı Barack Obama Camp David’ te Körfez-ABD zirvesinde Suudi Arabistan Veliaht prensi Muhammed Bin Nayif ve KİK ( Körfez İş Konseyi-6 Arap ülkesinden oluşan) ile Camp David’te görüştü. Bu görüşmede Bin Nayif; “Bölgedeki sorunların üzerinden gelmede ve bölgeye sükunet ve istikrar getirmek için sizinle çalışmayı sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi. Sanırım toplantıları iyi geçmiş olacak ki; ve ABD Dışişleri sözcüsü Mursi ile ilgili yaptığı açıklamada “adaletsizce ve hukukun üstünlüğüne güvenine zarar verici” dedi.
Rusya’nın Mısır ile anlaşmalar yapması, Türkiye’nin güçlü olması, Çin’in İpekyolu’nun ilerlemesi ve bu projeyi daha da güçlendiren Asya’ da Ortadoğu’ da anlaşmalar yapması sanırım Sisi’ yi dolayısıyla İsrail’i doğal olarak telaşlandırdı. Ellerinde “koz olan”! Mursi ile birlikte 106 kişinin “idam kararı” her ne kadar 2 Haziran’ da net kararın açıklanması beklenirken yaptırım “güçleri olarak” kullanacak gibi duruyor. “Sisi”nin acelesi varken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ nun hiç ses çıkarmaması ise soru işareti uyandırıyor!