Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konsey’inin ikinci toplantısı için İran’a gidiyor. Toplantıda Yemen, Irak, Suriye ve enerji konuları konuşulup, İran’ın P5+1 ülkeleri (ABD-Rusya-İngiltere-Fransa-Çin-Almanya) ile İsviçre’nin Lozan kentinde 2 Nisan’da yaptığı nükleer müzakerenin sonuçları da değerlendirilecek. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve İran’ın dini lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamaney ile de […]
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konsey’inin ikinci toplantısı için İran’a gidiyor. Toplantıda Yemen, Irak, Suriye ve enerji konuları konuşulup, İran’ın P5+1 ülkeleri (ABD-Rusya-İngiltere-Fransa-Çin-Almanya) ile İsviçre’nin Lozan kentinde 2 Nisan’da yaptığı nükleer müzakerenin sonuçları da değerlendirilecek. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve İran’ın dini lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamaney ile de görüşecek.
Tepkiler…
Fakat “Yemen”deki meydana gelen olaylar karşısında Cumhurbaşkanı Erdoğan “İran bölgeyi adeta domine etmeye çalışmaktadır. Bu durum bizi, Körfez ülkelerini rahatsız etmeye başlamıştır. Buna gerçekten tahammül etmek mümkün değil” dediği için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlerinden rahatsız olanlar tepki verdi. Bu tepki de basına şöyle yansıdı; İran’ın yarı resmi Fars Haber Ajansı’nın haberinden alıntı haberlerde, “65 miletvekili, Cumhurbaşkanı Ruhani’ nin Erdoğan’ı İran’la ilgili “basiretsiz” açıklamasından dolayı sert bir şekilde uyararak, Erdoğan’ın İran halkına yaptığı hakaretlerden dolayı resmen özür dilemesi için baskı yapmasını istediği”, belirtildi.
İsrail Devlet başkanı Benyamin Netanyahu’ nun İran’a tepkisi ise yaptırımların artırılması yönünde idi. Amerika ABC televizyonuna verdiği demeç ise: “İran’ın Batı ile müzakere masasına oturtan unsurun uygulanan yaptırımlar olduğunu “Bu yaptırımların kaldırılması değil artırılması gerekiyor ki bugün geldiğimiz noktadan daha iyisini gerçekleştirebilelim” dendiği yazıldı. Aslında bu söylemleri ile Netanyahu kendi siyasi kariyerine bir şeyler katmak istediğini düşünüyorum. Çünkü İran ile 12 yıldır süren nükleer müzakerelerin noktalanmasının doğal olarak tam zamanı!
Nasıl mı? İran’a uygulanan ambargolar ile birlikte bloke edilen petrol gelirleri serbest bırakıldığında, İran küresel ekonomi içinde serbest hareket edebilecek ve böylece dünya ekonomisi canlanacak. Bundan dolayı tüm dünyayı ilgilendiriyor. Ve herkes bir şeyler söylemeye çalışıyor. Kimileri kendi payını artırmak, kimileri de dünyanın ekonomisinde söz sahibi olmak istiyor.
Çin- Yemen…
Fakat, “Hangi ülke, ekonomiyi “Tetik”lemek için harekete geçti”? Çin..!
Çin uzun zamandır “karadan” ve “denizden” olmak üzere iki koldan “Yeni İpek Yolu” projesine devam ediyor. Hollanda’ ya kadar uzanacak olan, bu projede Avrupa’ ya geçiş sağlayabilmek için “Bab El-Mendeb” çok önemli“deniz” yolu. Geçen hafta (Blogumda –“Yemen” Neden önemli?-) Yemen’ in önemini düşünürken “Çin’in İpek Yolu” nu unutmamak gerektiğini yazmıştım.
“Yeni İpek Yolu”nda İran sadece karadan yol üzerinde bir ülke. Eğer Yemen’de söz sahibi olursa denizden de bu yol üzerinde hakimiyet kurmak istiyor olabilir. Bundan dolayı orada mücadele veriyor. Yemen’ e hakim olursa da “Suudi Arabistan”ın ağırlıklı olarak ticaretini yaptığı deniz yolunu İran’a teslim etmiş olur. Burada ki gücü elinde tutmak isteyen Mısır da 22 Nisan 2012’ de 3 yıllığına Türkiye ile yaptığı Ro-Ro anlaşmasını yenilemeyeceğini söyledi.
Çin – Kenya…
Yemen’den Bab El-Mendeb’in karşı kıyısına bakarsak Somali, hemen güneyinde ise Kenya. Kenya “Yeni İpek Yolu” nun “deniz” nokta istasyonlarından birisi.
“Yemen”deki olaylar, “Nükleer toplantı” heyecanı, ülkemizde de yaşadığımız acı günler devam ederken, Kenya’ da yaşananlar geçiştirildi ( ya da dikkat başka yöne çekildi!) gibi oldu maalesef!
Geçen hafta Kenya’ da Garissa Üniversitesi’ne, Eş Şebab’ ın üstlendiği silahlı saldırıda 147 kişi hayatını kaybetti, yaralıların olduğu ve bazı Hıristiyan öğrencilerin rehin alındığı söylendi. Rehineler “Hıristiyan” olduğu için mi? Yoksa “Yeni İpek Yolu”nun Avrupa geçişi için mi? Vatikan’ dan yapılan açıklamaya göre Papa Franciscus’ın“katliamı” kınadığını, terör örgütüyle mücadelede yetkilileri çabalarını artırmaya çağırırken “Suçluların fikirlerinin değişmesi için dua ettiği” bildirerek biraz kendini göstermiş oldu.
Türkiye…
İran’lı 65 milletvekilinin mektubu, Türkiye Yemen’de “yanlış ata oynadı”, “Türkiye, İran’ da yatırım yapmak için çok gecikti” ve Netahyahu’ nun söylemleri..! Çin’i “Yeni İpek Yolu”ndan alıkoyamaz. Harita çoktan çizildi..! Ve Türkiye bu yol haritasında hem “karadan” hem de “denizden” iki koldan en önemli yerde. Değil başka ülkelere yatırım yapmaya gitmek, bence başka ülkeler Türkiye’ ye yatırım yapmaya gelecekler. Ayrıca, yapılan anlaşmalar ve başlayan projelerimiz ile birlikte Türkiye’ nin çok önemli bir petrol koridoru olduğunu da unutmamak gerek.
ABD’ nin de biraz sessiz kalıp, nabız yoklayarak arka planda beklemesi de, bana “Acaba dünya gücü olarak hızla gelen Çin’in Yuan’ı mı, kullanılacak?” Neden olmasın! Belki de Alman kökenli Yahudi aile “Rothschild Ailesi”“Rothschildler” Çin’de “Yuan” basmaya başlar ! Çünkü Çin’ in yüz doksan milyarderi, iki milyondan fazla da milyoneri var. ABD’ den sonra dünya zenginleri sıralamasında ikinci olan Çin bu hızla gelirken “ Neden birinci sırada olmasın!”
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.