1 Mayıs mücadelesi belki Türkiye’de başlamadı ama en büyük mücadelenin Türkiye’de yapıldığı tartışmasızdır
1 Mayıs mücadelesi belki Türkiye’de başlamadı ama en büyük mücadelenin Türkiye’de yapıldığı tartışmasızdır
Anlaşılan o ki, ileride araştırmacılar 1 Mayıs ile ilgili olarak, özellikle Türkiye’deki mücadeleyi inceleyeceklerdir.
Baskıcı, gerici, rantçı, insan hayatını hiçe sayan iktidar; kendisine karşı doğrudan muhalefetin en etkili buluşması olan 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasını engellemek için yaptıkları ile iyice batağa saplandı.
*İktidarın önleme baskıları yüzünden, bir gün kutlanacak 1 Mayıs, haftalarca öncesinden açıklamalarla başlamakta; 1 Mayıs günü tüm dünya Türkiye’yi izlemekte, sonrasında da düzenleyicilere, katılanlara açılan davalarla birlikte aylarca gündemde kalmaktadır.
*Sendikalar, meslek örgütleri, devrimciler ve toplumun özgürlükçü muhalefeti, kadınlar, gençlerin yanı sıra, iktidarın baskısıyla açılan davalarda karar veren yargı da mücadeleye dahil olmuştur.
Yargının bu konudaki kararları iktidarı hayal kırıklığına uğrattı.
*Yıllardan beri iktidar düzenleyici komiteyi kamuoyuna suç işliyor gibi göstermek için haklarında suç duyurusunda bulundu ancak suç duyuruları takipsizlikle sonuçlandı.
*2014 yılında da 1 Mayıs için düzenleyicilere; kanuna aykırı davranmaya teşvik suçlamasıyla, katılanlara da; emniyet güçlerine karşı direnme, kamu malına zarar suçlamalarıyla davalar açıldı. Ancak davalar iktidarın istediğinin tersine beraatle sonuçlandı. Kararların gerekçeleri de incelemeye değer.
*Yargı 1 Mayıs’a çağrıyı hak kullanımı olarak tespit edip beraat kararı verirken, bir taraftan da iktidarın yasaklamasını mahkum etmiş oldu.
2012 yılındaki İHAM, DİSK & KESK kararından sonra, ülkemiz mahkemelerinden verilen kararlarla da Taksim’de 1 Mayıs kutlanmasının ifade özgürlüğü kapsamında hak olduğu, aslında hep iktidarın ileri sürdüğü gibi 2911 sy. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri yasasına da aykırı olmadığı hükmolunmuştur.
Mahkeme kararında, 1 Mayıs kutlamalarını oldukça ayrıntılı olarak incelemiş, uluslararası işçi örgütlerinin 1890 yılından başlamak üzere 1 Mayıs’ın Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü olarak kabul ettiğini, ülkemizde de yapılan örgütlü mücadeleler sonunda 22 Nisan 2009 gün 5892 sy. kanun ile Emek ve Dayanışma Günü olarak resmi tatil ilan edildiğini belirtmiştir. Zaten Taksim’de hacı kafilesi karşılamasından, şampiyonluk kutlamalarına, iftar yemeklerine kadar birçok etkinliğin düzenlendiğini, sadece emekçilere yasaklandığını kabul etmiştir.
Aynı zamanda, 1 Mayıs çağrıcısı emek örgütlerinin, çağrılarının barışçıl nitelikte olduğunu, türkülerle, halaylarla 1 Mayıs’ı kutlayacaklarını, karanfillerle mücadelede kaybettikleri arkadaşlarını anacaklarını belirttiklerini tespit etmiştir.
*Yargı kararında, yasaklamak için alınan önlemlerin olaylar çıkmasını engelleyemediğini de tespit etmiştir.
Tüm bunlara rağmen kutlamanın yasaklandığını, engellemek için 39.000 polisin görevlendirildiğini, yine de 5 farklı ilçede 20 ayrı semtte olaylar meydana geldiğini, bunların önlenemediği belirtmiştir.
(Gerçekten önceki yıllarda (2010, 2011, 2012’de) 100.000 kişinin katıldığı yasaklanmayan 1 Mayıs kutlamalarında kimsenin burnu kanamamıştı.)
1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasının hak olduğu, yasaklayan hiçbir ulusal ve uluslararası kanun, düzenleme olmadığı, çağrıcı kurumların ve katılımcıların barışçıl çağrıda bulundukları ve bu yaklaşımlarını bozmadıkları, güvenlik güçleri tarafından kitleye gaz fişeği atılması üzerine olayların başladığı tespit edilmiştir.
Emekçilerin 1 Mayıs’ı istedikleri yerde ve Taksim’de kutlamaları için daha kaç mahkeme kararı gerekmektedir?
*İktidar Taksim yerine cami yanındaki otoparkta 1 Mayıs kutlaması öneriyor.
İktidar bir türlü susturamadığı, satın alamadığı emekçileri ve devrimci örgütleri, sendikaları görünmez kılabilmek için Taksim’den uzaklaştırmaya çalışıyor.
Önceki sene metro hafriyatından çıkan toprakla doldurulan, fiziksel olarak güvensiz Yenikapı ve Maltepe alanları önerilirken bu sene daha fazla alan seçenek olarak sunuluyor.
17 Nisan tarihinde Vali’nin yaptığı açıklamada Taksim Meydanı yerine önerilen alanlar şöyle sıralanıyor.
Anadolu Yakası’nda Kartal Meydanı (Çeçenistan Parkı), Kadıköy Yeni Salı Pazarı, Pendik Cumartesi Halk Pazarı .
Avrupa Yakası’nda: “Bakırköy Cumhuriyet Meydanı, Bakırköy Cumartesi Pazar Alanı, Beylikdüzü Fatih Sultan Mehmet Camii önündeki otopark alanı.”
Galiba iktidar 1 Mayıs Mitingi için Cuma hutbesi ile anma öneriyor da, ancak bu kadar söyleyebiliyor.
*1 Mayıs tüm ülkeler için emekçilerin, devrimcilerin ülke yönetimine ilişkin sözlerini, itirazlarını doğrudan ilettikleri en önemli buluşmadır. Ne engellenebilir ne de etkisizleştirilebilir.
Hem ulusal mahkeme kararında, hem de İHAM DİSK&KESK kararında yer aldığı gibi, senede bir gün muhalefetin söyleyeceklerine ortam hazırlamak, onlara kolaylık sağlamak kamu düzeninin bozulması değildir. Toplantıya katılanlar kadar, izleyenler için de söylenenleri duymak, ifade özgürlüğü kullanımıdır. Tüm ülkelerde olduğu gibi kentin en merkezi meydanlarında kutlanmalı, toplum tarafından görünmeli; izlenebilmelidir.
İşte bu yüzden de Taksim 1 Mayıs Alanıdır ve 1 Mayıs, Taksim’de kutlanmalıdır.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.