MST-Topraksızlar’la toprak işgal etmeye gidiyorduk. Geceydi, uzun ve keskin machetalar, ortada görünmeyen birkaç küçük silah, evleri hemen yapmak için siyah naylon ve yeni bir yaşama başlayacak 80 kadar aile vardı. Pek kimse konuşmuyordu. Havada heyecandan kelimelere yer kalmamıştı. Bir koca çit parçaladı machetalar. Küçük silahlar gereksiz ortada dolaşmadılar. Çitin parçalanmış mülkiyetine aktı insanlar. Çocuklar kucaklarda […]
MST-Topraksızlar’la toprak işgal etmeye gidiyorduk. Geceydi, uzun ve keskin machetalar, ortada görünmeyen birkaç küçük silah, evleri hemen yapmak için siyah naylon ve yeni bir yaşama başlayacak 80 kadar aile vardı. Pek kimse konuşmuyordu. Havada heyecandan kelimelere yer kalmamıştı. Bir koca çit parçaladı machetalar. Küçük silahlar gereksiz ortada dolaşmadılar. Çitin parçalanmış mülkiyetine aktı insanlar. Çocuklar kucaklarda uyuyor ya da uyku sersemi yeni toprakta koşuyordu. Ateşler yakıldı. Kamyonlardan eşyalar inmeye başladı. Yataklar, yorganlar, irili ufaklı tencereler, birbirlerine bacakları dolanmış sandalyeler, karınları yarılmış koltuklar ve hatta birkaç tane daha önce yemek odalarını süsleyen büfe bile vardı. Hava aydınlandı. Parçalanmış çitin yanında bir tabela vardı. “Hidroelektrik Santrali İnşaat Alanı” yazıyordu.
MST bu işgalle bir taşla iki kuş vuruyordu. Bir yandan topraksız aileler toprak sahibi olurken, öte yandan doğanın en büyük yıkımlarından birinin nedeni olan bir hidroelektrik santralinin inşasına karşı mücadele güçleniyordu.
Kobanê ve Dikmen birbirinden çok uzak olmasına rağmen işte böyle bir “Bir Taşla İki Kuş”tur. Bir yandan Kobanê’nin yeniden inşa tartışması Başkent’te (!) bir pratiğe kavuşabilir, öte yandan demokratik mimari, Komünal ekonominin bir dinamiği olarak yapı inşası, ekolojik kent (!) gibi Kobanê’nin direnişi ile öne çıkardığı düşüncelerin yaşama geçirilme şansı doğar. Daha önce defalarca değindiğimiz üzere, bugün ABD’de Baltimore’da yine yaşanan “ırk, sınıf ve devletin üst üste bindiği” bütün dünya, Ortadoğulaşan dünya kentlerine karşı bu yaşam biçiminin inşasından başka şey değil bunlar. Ancak iki farklı yıkıma maruz kalmış Kobanê ve Dikmen’in “Yeni Bir Gecekondu Hareketi”yle insanlaştırılabilmesi, “Kentsel Dönüşüm”e ya da kronik bir saldırganlığa maruz bırakılacak olan Kobanê’de bir hayatı sürekli kalabilir. Yani yeniden barınma hakkı için toprak işgalleri, terk edilmiş mahallelere yeniden insanların yerleşmesi, evlerin yeniden kolektif inşası. Yani, iki, üç daha fazla Kobanê…
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.