Evde, işte, sokakta, okulda, yolda, bakkalda, manavda, pazarda aklın aldığı her yerde erkek şiddetine maruz kalıyoruz biz kadınlar. Sadece babadan, abiden, kocadan değil, yaşayan tüm erkeklerden tanıyalım ya da tanımayalım. Bilinçli ya da bilinçsiz, şiddet görüyoruz. Çoğunu fark etmeden hayatımıza devam ediyoruz. Ve bir gün bir kadın geliyor ‘Ama bazı kadınlar da şiddeti hak ediyor, […]
Evde, işte, sokakta, okulda, yolda, bakkalda, manavda, pazarda aklın aldığı her yerde erkek şiddetine maruz kalıyoruz biz kadınlar. Sadece babadan, abiden, kocadan değil, yaşayan tüm erkeklerden tanıyalım ya da tanımayalım. Bilinçli ya da bilinçsiz, şiddet görüyoruz. Çoğunu fark etmeden hayatımıza devam ediyoruz.
Ve bir gün bir kadın geliyor ‘Ama bazı kadınlar da şiddeti hak ediyor, çok dır dır yapıyorlar’ deyiveriyor.
Kadınlar da bunu söyler mi dememeli, söyler. Gün gelir bir kadın çıkar ve bu cümleyi kurar.
Erkek egemen dünya sadece erkeklerin sırtında yükselmiyor çünkü. Kadınlar taşıyor bu ağırlığı bugünlere.
Bu yüzden kadın öncülüğünde yükselecek bu özgürlük mücadelesinde kadın dayanışması, bu yüzden kadın farkındalığı diyoruz.
Gel gelelim ‘dır dır’ etmiyoruz. Mücadele veriyoruz. Siyaset, ekonomi, eğitim, sağlık, hukuk, ev, iş, sokak, okul, sendika, dışlandığımız tüm alanlarda mücadele araçlarından mahrum bırakılıp erkek egemenliğine teslim edilmek istendiğimiz bir dünyada ‘dır dır’ etmek dedikleri bizlerin mücadele aracı hem de biricik ve yegane.
Bizi sokaklarımızdan, özgürlüğümüzden, kendi bedenimiz ve hayatımız hakkında almak istediğimiz kararlardan mahrum bırakmak isteyen bu eril dünyada belki de en güçlü mücadele aracımız.
Şiddet ve baskı araçlarına karşı meşru mücadele hakkımız bile bize şiddetin gerekçesi olarak kabul ettirilmeye çalışılıyor. Her sesimiz yükseldiğinde iktidar gücünü kaybetme korkusuyla saldıracaklar bizlere, iktidarı vermek istemeyecekler. Benzer bir mücadeleyi beraber verdik, her eylemde her protestomuzda. Taş atmanın şiddetin doğrudan uygulayıcısına karşı meşru mücadele hakkımız olduğunu savunduk. İşte tam da bu yüzden daha çok çıkmalı sesimiz, ‘dır dır’ yapmalıyız, bağırmalı, haykırmalıyız.
Bu nedenle ‘dır dır’ ediyoruz çünkü mücadele ediyoruz, ‘dır dır’ ediyoruz çünkü iletişim kurmaya çalışıyoruz, ‘dır dır’ ediyoruz çünkü şiddetin haklı gerekçesi yoktur diyoruz, ‘dır dır’ ediyoruz çünkü sadece şiddet uygulayan değil seyirci kalanların da şiddetin bir parçası olduğunu biliyoruz, ‘dır dır’ ediyoruz çünkü erkek egemenliğinin olduğu tüm alanlarda cinsiyet eşitsizliği yok olana kadar mücadele etmeye devam edeceğimizi haykırıyoruz…
Bunun da bir şiddet olduğunu bildiğimiz ve bu düşünceye kattığımız kadınlarla yükselecek mücadelemiz.
Kadınları karşı karşıya getirmeye çalışan eril baskıya karşı da kadın dayanışması ve yaşasın kadın mücadelesi.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.