Birleşik Haziran Hareketi sürece yönelik politik değerlendirmesini yaparken madalyonun her iki yüzünü de değerlendirmiş, ülkenin içine girdiği ekonomik ve siyasal krizin ana sorumlusu olarak AKP’yi gösterirken, madalyonun diğer yüzünde buna karşı muhalefetin “etkin, kararlı ve birleşik mücadele yürütememesi” gerçeğini de dile getirmiştir. Ancak şu da bir gerçektir ki böyle bir tahlili yapmak kimseyi aklamaz paklamaz. […]
Birleşik Haziran Hareketi sürece yönelik politik değerlendirmesini yaparken madalyonun her iki yüzünü de değerlendirmiş, ülkenin içine girdiği ekonomik ve siyasal krizin ana sorumlusu olarak AKP’yi gösterirken, madalyonun diğer yüzünde buna karşı muhalefetin “etkin, kararlı ve birleşik mücadele yürütememesi” gerçeğini de dile getirmiştir. Ancak şu da bir gerçektir ki böyle bir tahlili yapmak kimseyi aklamaz paklamaz. Söz konusu birleşik mücadelenin yollarını ve somut birliktelik çabalarını ve davranışlarını gerçekleştirmedikçe bu tahliller laftan öte para etmezler.
Birleşik Haziran Hareketi “Gezi Direnişi” sonrası ortaya çıkmış bir harekettir. Beslendiği ana damar “Gezi Direnişi” bileşenleri olmakla birlikte Birleşik Haziran Hareketi’nin bu bileşenlerin tamamından müteşekkil olmadığı da ayrı bir gerçektir. Türkiye’deki sol bileşenler iki çatı-hareket-parti ile seçime gitmektedir. Bu iki çatı-parti-hareket’in toplamı “Haziran Direnişi”nin ana unsurlarını ve büyük bir çoğunluğunu oluşturmaktadır. Her iki birliktelik de kendi içinde çoklu bağımsız örgütlenmeleri barındırmaktadır. Farklı iki çatının oluşması elbet anlaşılabilir bir durumdur, anlaşılamayacak olan bu iki çatının birlikte seçim ittifakı yapma iradesini gösterememesidir. Her iki çatıyı (BHH ve HDP) oluşturan unsurlar kendi birlikteliği içinde kendi bağımsızlıklarını kaybetme kaygısı taşımazken, BHH’nin HDP ile ittifak yapmaktan kaçınması ve bu kaçınmayı BHH’nin bağımsızlığı ve bu bağımsızlığın devamına vurgu yapması ile açıklaması hiçbir şeyi açıklamayan, asıl nedeni saklamanın çabalarından başka bir şey değildir!
Birleşik Haziran Hareketi “Başta seçim barajı olmak üzere, seçim sandığı üzerine düşen gölgeler halk iradesinin sandıkta ifade bulmasını imkânsız hale getirmiştir. İktidarın işleyiş ve karar alma iradesinin parlamento dışında şekillendiği her geçen gün biraz daha açık hale gelmektedir. Bu nedenle seçime yönelik mücadelenin AKP iktidarını durdurmanın tek yolu olmadığını bir kez daha vurgulama ihtiyacı duyuyoruz. Bununla birlikte, seçimlerin AKP’ye karşı verilen mücadelenin bir parçası olduğunu da görüyor, önemsiyoruz” derken de hem bir şey diyor hem de dediği şeyi yanlışlıyor! Bunun dışında BHH sokağa, mücadeleye vurgu yaparken sanki biri diğerinin alternatifi gibi kurgulamaktadır. Birinin diğerinin alternatifi olmadığı teorik ve pratik olarak gün gibi aşikârdır. Sokağı ve meclisi en aktif bir şekilde kullanan HDP gerçeği ortada iken yeniden bir şeyleri keşfetmenin ve lafı evirip çevirmenin bir anlamı da yoktur. Birleşik Haziran Hareketi, AKP iktidarını yıkmanın ana hattının sokaktan geçtiğini belirtirken, sokağı örgütleyecek arka planın zayıflığının ve bu zayıflık içinde örgütlenmeyi genişletmenin ve toplumu hareketlendirmenin yolunun da birleşik mücadele etmekten geçtiğini bilmekle birlikte HDP ile birlikte yürümekten bilinçli bir şekilde kendini alıkoyuyor.
Ve nihayetinde Birleşik Haziran Hareketi seçim gündemine yönelik topladığı yerel meclislerinden gelen eğilimler doğrultusunda sürece yönelik politik değerlendirmesini ve seçimlerdeki tavrı şudur: “Birleşik Haziran Hareketi, seçim süreci ve sonrasında bu konumunu korumak konusunda kararlıdır. Ancak bu bağımsız duruşun bir gereği olarak, altını çizdiğimiz toplumsal talepleri inandırıcı biçimde sahiplenen güçlerle seçim sürecinde dayanışma içinde olacağımızı da kamuoyu ile paylaşıyoruz.” Söz konusu talepler ise yine aynı metinde “AKP’yi durdurmak neoliberal-piyasacılık karşısında halkçı/kamucu ekonomik politikaları, gericilik karşısında özgürlükçü ve laik yaşamı, otoriterlik ve faşizm karşısında demokrasi, açıklık ve halk iradesini, emperyalizme karşı bağımsızlığı, mezhepçilik ve milliyetçiliğe karşı Kürt ve Alevi yurttaşların eşitliğini savunan bir siyasal hattın kurulmasını gerektirmektedir” şeklinde ifade edilirken bu talepleri paylaşan kesimlerle “seçim sürecinde dayanışma içinde olacağını” belirtirken yine aynı metinde “Birleşik Haziran Hareketi’nin seçimlere yönelik, başta CHP ve HDP olmak üzere, hiçbir kesimle parlamentoda temsiliyet kaygısı üzerinden bir müzakeresi söz konusu değildir” demektedir. Bu açıklamaları yan yana okuduğumuz zaman Birleşik Haziran Hareketi’nin açıktan ne diyemediğini ve demek istediği şeyin ne kadar tutarsızlıklar içinde olduğunu ve asıl demek istediğini demediğini de anlamaktayız. Biz ne anladığımızı söyleyelim de Birleşik Haziran Hareketi açık bir şekilde anlasın. Verilen mesaj seçim sürecinde sol muhalif taraflarla birlikte hareket edileceği ve “devrimci-demokrat” adayların seçimde destekleneceği. Buradaki belirsizlik “devrimci-demokrat” adayların adresinin açık bir şekilde gösterilmemesi ki bu da HDP ile ittifak ya da açıktan destek verilmesinden kaçınma kaygıları veya HDP ile yan yana durmaktan kaçınmak ve alttan alta CHP’nin “devrimci-demokrat” adaylarının yer yer destekleneceği anlamını taşımaktadır.
Ve bunları derken BHH’nin açıklamasının görünen yüzünü ve bunun olası sonuçlarını eleştirmekle birlikte Kürt Hareketinin -bileşenlerinin- geçmişte ve bugündeki hatalarına yönelik eleştirilerimizi ve gelecekte ortaya çıkabilecek durumlarla ilgili eleştiri hakkımızı saklı tutarak bu söylemleri içinde yaşadığımız coğrafyada ve zamandaki halkların ve işçi sınıfının dönemsel ve taktiksel çıkarları uğruna dediğimizi belirterek yazımı sonlandırıyorum.
* Dr. Egemen Cevahir
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.