Yalçın Akdoğan’ın aç tavuk rüyasıAKP Hükümeti psikolojik savaşla her şeyin halledileceğini sanıyor. Haksız konumunu haklı konuma getireceğini düşünüyor. En son Yalçın Akdoğan “Biz Kürt sorununu çözecektik, ama Kandil engelliyor” gibi kargaların güleceği laflar etmiş. Zaten haftalardır “gerilla silah bırakacak” algısı oluşturarak seçim öncesi bir propaganda malzemesi yaratmak istiyorlar. Her seçim öncesi Kürt sorununu çözeceği beklentisi […]
Yalçın Akdoğan’ın aç tavuk rüyasıAKP Hükümeti psikolojik savaşla her şeyin halledileceğini sanıyor. Haksız konumunu haklı konuma getireceğini düşünüyor. En son Yalçın Akdoğan “Biz Kürt sorununu çözecektik, ama Kandil engelliyor” gibi kargaların güleceği laflar etmiş. Zaten haftalardır “gerilla silah bırakacak” algısı oluşturarak seçim öncesi bir propaganda malzemesi yaratmak istiyorlar. Her seçim öncesi Kürt sorununu çözeceği beklentisi yaratarak seçim kazanmanın tadını almış olmalılar ki yine aynı yola başvuruyorlar.
Kürt Özgürlük Hareketi 1993 yılından bu yana 9 defa ateşkes yapmış ve çatışmasızlığı sağlamış. Tüm bunları devlete ve Hükümete çözüm şansı vermek için yapmış. Son olarak da 2013 yılının Newroz’unda 2012 yılı sonunda fiili yürütülen ateşkesi resmileştirmiştir. İki yıldan fazladır bu ateşkes sürmektedir. Hatta 2013 8 Mayıs’ında gerilla geri çekilme iradesi ortaya koyup yüzde 40 civarında Türkiye sınırları dışına çıkmasına rağmen Hükümet hiçbir adım atmamıştır. Tüm bu tarihi adımlar AKP’nin Kürt sorununun çözümünde adım atması için yapılmıştır. Yoksa herkes de bilir ki böyle tarihi adımlar karşılıksız atılamaz. Ancak AKP için ateşkesin olması yeterli olduğu için gerillanın geri çekilmesi karşılığında kılını bile kıpırdatmamıştır. AKP tanınan şansı kullanmayarak, sadece çözüm süreci devam ediyor demagojisiyle iki yılı çarçur etmiştir. Şimdi ise hem ateşkesin sürmesini sağlamak, hem de seçim öncesi yeni bir propaganda malzemesi yaratmak için gerillanın silah bırakacağı algısı yaratmaya çalışıyor. Kürt Halk Önderinin silah bırakma çağrısı yapacağını söylüyor. Dünyada bu kadar basit ve kurnaz bir politika olamaz. Kur’an’ın bir yerinde şu durumda namaz kılmayın denilir. Birisi de cümlenin ilk bölümünü bir tarafa atıp “Kur’an’da namaz kılmayın” denildiğini söyler. AKP’liler de tam böyle yapıyor. Kürt sorunu çözüldüğünde silah bırakma iradesinin beyan edilmesini böyle yansıtmaya çalışıyor. Kürt Halk Önderi de, Kürt Özgürlük Hareketi de eğer Kürt sorununun çözümü gerçekleşirse Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi durduracağını defalarca beyan etmiştir. Ancak hiçbir zaman Kürt sorunu çözülmeden silahlı mücadelenin bırakılacağını söylememiştir. Öyle ki, Kürt Halk Önderi, Osman Baydemir ve Selahattin Demirtaş’ın silahlı mücadelenin bırakılacağına dair sözlerine tepki göstermiş, herkesin kendi sorumluluk alanıyla ilgilenmesini istemiştir. Kürt Halk Önderinin Kasım ayında hem devlete hem de Kürt Özgürlük Hareketi’ne sunduğu müzakere taslağında on başlıkta müzakere yapılır ve mutabakata varılırsa kendisinin Meclis önünde silahlı mücadelenin bırakılacağını deklere edeceğini belirtmiş ve bunun resmileşmesi için de PKK’nin kongresini toplayabileceğini söylemiştir. Zaten Halk Savunma Merkezi Komutanı Murat Karayılan “Eğer Kürt sorunu çözülürse PKK’nin Nisan ayında silahlı mücadeleyi bırakma kararı almak için toplanacağını” belirtmiştir.
Tabii ki Hükümet 15 Şubat’a kadar müzakereye oturup mutabakat sağlandığında bu yönlü adımlar atılacaktı. AKP Hükümeti 15 Şubat’a kadar adımlar atmadığı gibi, hala da müzakereye oturmuş, bir başlıkta dahi olsa mutabakat sağlanmış değildir. Kaldı ki on başlık bir bütündür; biri olmadığı takdirde diğeri de olmamış sayılır. AKP Hükümeti hiçbir adım atılmamışken İmralı’da Kürt Halk Önderinin silah bırakma kararı aldığını, PKK’nin ise buna uymadığı sözü yalan ve demagoji olduğu gibi, toplumu aldatmaya yöneliktir. AKP Hükümetine “Sen iki yılda ne yaptın, Kürt Halk Önderinin müzakere taslağında ortaya koyduğu hangi adımları attın, müzakerenin hangi koşullarını yarattın” diye sorarlar. Hiçbir şey yapmayacaksın, ama kırk yıldır Kürt Özgürlük Hareketi’ne dayatılan silah bırak dayatmasını tekrarlayacaksın! Bu kadarına da göz açıklık derler. Bu yaklaşımdan daha seviyesiz ve basit bir durum olamaz. Kürt halkı da, Kürt Özgürlük Hareketi de çocuk yerine konuluyor. AKP’liler bilmeli ki, Kürt sorununun çözümünde adım atılmazsa, Kürt sorununun çözümü gerçekleşmezse gerilla silah bırakmaz. Hiç kimse hayal kurmasın. Kuşkusuz sorun çözüldüğü andan itibaren de Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi bırakma hemen gerçekleşir. Kürt sorununun çözümsüzlüğü gerilla direnişini ortaya çıkardığına göre, çözüm gerçekleştiğinde bu direniş gerekçesi de ortadan kalkar. Kurnazlık yapan, aldatan, oyalayan ve bunu bir tarz haline getiren AKP Hükümetidir. Ne müzakere ne de çözüm için adım atıyor, ama büyük bir demagojiyle PKK Önderi ile PKK’nin ayrı düştüğünü söylüyor. Kırk yıldır Türk devletinin yürüttüğü psikolojik savaşı seçim öncesi yeniden piyasaya sürüyor. PKK’nin çok parçalı olduğu, PKK Önderliğiyle PKK’nin ayrı düştüğü propagandası yaparak yaratmak istediği algıyı güçlendirmek istiyor. Silah bırakılacakmış, ama PKK diretiyormuş! Ne diyelim, aç tavuk rüyasında kendisini darı ambarında görürmüş. AKP Hükümetine şu denmelidir: Sen şu şu temelde Kürt sorununu çözeceğini açıkla, taahhüt et, PKK de silahlı direnişi bırakacağını taahhüt etsin. Türk devleti taahhütlerini yerine getirirse PKK de taahhüdünü yerine getirir.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.