Bayrak diye ağlayın, din diye dövünün, vatan diye bağırın, ahlak diye kendinizi parçalayın zulümlerle, ayrımcılıklarla, dayatmalarla kuşatılmış bizim ellerde; varlığınız efendilere ve patronlara armağan olsun! Para biriktirmeyi marifet bilin metal işçileri grevdeyken… Mal mülk edinmenin derdine düşün şiddet meşrulaştırılıp bir de kutsanırken üstüne. Saraylılara, cemaatlere, tarikatlara biat edin; HES’leri, nükleer santralleri protesto etmek de neymiş! […]
Bayrak diye ağlayın, din diye dövünün, vatan diye bağırın, ahlak diye kendinizi parçalayın zulümlerle, ayrımcılıklarla, dayatmalarla kuşatılmış bizim ellerde; varlığınız efendilere ve patronlara armağan olsun!
Para biriktirmeyi marifet bilin metal işçileri grevdeyken…
Mal mülk edinmenin derdine düşün şiddet meşrulaştırılıp bir de kutsanırken üstüne.
Saraylılara, cemaatlere, tarikatlara biat edin; HES’leri, nükleer santralleri protesto etmek de neymiş!
Kin tutun cebinde ıslığıyla gezenlere, dans edenlere, şarap içenlere; din dediğiniz korku kültürüne esir olmayan kim varsa kin tutun.
Arabanızı değiştirin, mobilyanızı, cep telefonunuzu; polis devletinde yurttaş olarak yapmanız gereken bunlardır çünkü!
Eylemlerde, direnişlerde cam çerçeveye ilişsin gözünüz; legal coplara, helal kurşunlara, kıyılan canlara değil!
Dereler, ormanlar, nehirler yerine taş ocaklarını, altın şirketlerini, inşaat firmalarını bilin milli servet diye.
Kadınlar ötekileştirilirken, pedofili onaylanırken, çocuklara dinsel dogmalar dayatılırken başkanlık sistemini savunun mesela!
LGBT’leri değil, devleti can belleyin; madencilere değil, patronlara kıymet verin.
Emek sömürülerini, işçi cinayetlerini, nefret suçlarını niye sorgulayasınız ki; ulaşabileceğiniz bir türbe, dua edebileceğiniz bir tanrı, şikayet mercii kutsanmış bir ölü illa ki vardır.
Kobanê özgürleşirken lanet yağdırın Kürtlere; size yakışanı yapıyorsunuz nihayetinde!
Mahpuslardaki çocuklarımız, genceciklerimiz, hasta tutsaklarımız için sesiniz çıkmasın e mi? Ahmet Şahbaz sizin için var bu üç günlük dünyada; Mehmet Ağar, Kenan Evren, MİT, Hizbullah ve daha nicesi sizin için!
Bayrak diye ağlayın, din diye dövünün, vatan diye bağırın, ahlak diye kendinizi parçalayın zulümlerle, ayrımcılıklarla, dayatmalarla kuşatılmış bizim ellerde; varlığınız efendilere ve patronlara armağan olsun!
Zor bizim ellerde can olmak; tepeden tırnağa sulha dolanmak, vicdana durmak zor iki gözüm.
Ezilenlerce, sömürülenlerce, ötekileştirilenlerce ötekileştirilmek, yaftalanmak, kınanmak dayanılır gibi olmasa da, direnmek, emek vermek, mücadele etmek yaraşıyor bize.
Kalp her zaman soldan atar; sol yanımız devrime inandı bir kere, özgürlüğe adandı! Yoldaşlığa, dayanışmaya, imeceye büyüdükçe biz bir avuç, yığınlar halklara, halklar direnişe, direniş de devrime dönüşecektir bizim ellerde iki gözüm.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.