Dil büyülü bir varlık olduğu gibi, değişken canlı bir varlıktır da. Özellikle dilin bu durumunu sözcüklerin tarihsel süreç içinde morfolojik ve semantik açıdan geçirmiş oldukları değişimlerinde rahatlıkla görebiliriz. Kürtçenin Kurmanci lehçesinde bugün Türkçe karşılığı ayakkabı olan “sol”, anlam kaybına uğrayan böyle bir sözcüktür. Eş anlamlısı olan pêlav kelimesiyle birlikte yaygın bir şekilde kullanılan “sol”un pek […]
Dil büyülü bir varlık olduğu gibi, değişken canlı bir varlıktır da. Özellikle dilin bu durumunu sözcüklerin tarihsel süreç içinde morfolojik ve semantik açıdan geçirmiş oldukları değişimlerinde rahatlıkla görebiliriz.
Kürtçenin Kurmanci lehçesinde bugün Türkçe karşılığı ayakkabı olan “sol”, anlam kaybına uğrayan böyle bir sözcüktür. Eş anlamlısı olan pêlav kelimesiyle birlikte yaygın bir şekilde kullanılan “sol”un pek bilinmeyen “nal” anlamına değineceğiz.
Hem foklorik eserlerimize hem de sözlüklere başvuracağız. Önce folklorumuzdan başlayalım. Sol ve solbend sözcükleri, nal ve nalbandın karşılığı olarak birçok folklorik eserde yer almıştır. Mesela sanatçı Hesen Şerîf’in söylediği “Nalbendo” adlı Behdinan yöresine ait anonim şarkıda, söz konusu iki sözcük birlikte ve nal ile nalbant anlamlarında kullanılmış:
Hey nalbendo, heyrano solbendo
Nala nalbendî ya mezin e
Sola solbendî ya mezin e
Te binê nalê dibêm asin e
Keçikê tu keç bûy, ev sale jin e
Zeriyê tu keç bûy, ev sale jin e
Hoy dey dey nalbendo,
Ho dey dey solbendo.
Bazı sözlüklerde de sol ve solbend kelimelerinin karşılığı nal ve nalbant olarak verilmiş. Örneğin Yusuf Ziyaeddin Paşa’nın El- Hediyyetü’l Hamidiye sözlüğünde, solbend, Celadet Alî Bedirxan’ın Ferheng Kurdî – Kurdî (Kürtçe-Kürtçe Sözlük) adlı çalışmasında ise sol ve solbend sözcükleri var ve Celadet Bedirxan aynı zamanda “min hespa xwe sol kir” (atımı nalladım) gibi örnek bir cümleye de yer vermiş sözlüğünde.
Gîwî Mukriyanî’nin Ferhengî Kurdistan sözlüğünde ise her iki sözcük “sola hespî” (at nalı) ve solbend şeklinde mevcut iken Kamêran Botî Ferheng Kurdî-Kurdî sözlüğünde yalnızca solbend sözcüğünü ayakkabıcı ve nalbant şeklinde açıklamıştır. Mehmet Tanrıkulu da Türkçe-Kürtçe Sözlüğü’nde nalbandın karşılığı olarak nalbend ile birlikte solbend ve nallamak fiilinin karşılığı olarak da “nal kirin” ve “sol kirin” fiillerini vermiş.
Ben de her üç sözlüğümde (Türkçe-Kürtçe Büyük Sözlük, Ferhenga Mezin a Kurdî – Tirkî ve Ferhenga Kurdî-Tirkî Tirkî-Kurdî) nal ve nalbant kelimelerinin Kürtçe karşılıkları olarak sol ve solbend sözcüklerini verdim. Ayrıca tespit etmiş olduğum “sole” (nal) sözcüğünü de sözlüklerimde kullandım. Konumuzla yakından alakalı olan “sole”ye, aşağıda ayrıca değineceğim.
Kürtçede, tıpkı Türkçede olduğu gibi, Arapçadan alınan nal kelimesi daha çok kullanılıyor. Halihazırda yük hayvanların toynaklarına nal çakan kimseye Kürtçede solbend’ten ziyade neredeyse herkes nalbend sözcüğünü kullanıyor. Buradaki /-bend/ Türkçesiyle /-bant/ soneki ise Kürtçe ve Farsçada müşterek olup bağ, bağlama anlamına geliyor. Zaten Kürtçede “bend” sözcüğünün ip, iplik, bağ ve taşlarla örülmüş bahçe duvarı (örü, barı) gibi anlamları mevcut. Bununla beraber, Kürtçede sonek görevini de gören bu “bend”le sazbend (çalgıcı), hevalbend (müttefik) ve sêrebend (büyücü) gibi birçok sözcük türetilmiştir.
Şimdi “sole” kelimesine gelelim. “Sol” ile eş anlamlı olan bu sözcük, İngilizcedeki taban, yani ayak tabanı anlamına gelen “sole” sözcüğünü akla getiriyor. Kürtçedeki “sol” ve “sole” sözcükleri bugün her ne kadar nal anlamında kullanılıyorsa da yine ayak tabanıyla ilişkilidirler. Dil dediğimiz bu canlı organizma zaten böyle bir şey. Durağan değil, hem canlıdır. Bu özelliğinden dolayı da sürekli bir değişim içinde oluyor. Onun için dildeki bazı sözcüklerin anlamları süreçle genişlemeye bazen de daralmaya yüz tutarken, bazılarının anlamları ise tamamen değişerek yeni anlamlar kazanabiliyor. Sonuç olarak dilin bu değişkenlik durumundan hareketle, “sol” sözcüğünün zamanla anlam kaymasına uğrayarak ayakkabı anlamını kazandığını düşünüyorum açıkçası.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.