Kırım Yarımadasını, “Kerç Boğazı” üzerinden Rusya’ya bağlayacak uzunluğu 19 kilometreyi bulacak olan köprünün yapımına başlandı. Köprü geçişine kadar olan bölgeye 42 kilometrelik iki yönlü demiryolu ve 40 kilometrelik otoyol projesi de devlet denetiminden geçti. Böylece köprü yılda 100 milyon ton yük taşıma kapasitesine sahip olacak. Rusya Ulaştırma Bakanı Maksim Solov, köprünün inşa edildiği arazide II. Dünya Savaşı’ndan […]
Kırım Yarımadasını, “Kerç Boğazı” üzerinden Rusya’ya bağlayacak uzunluğu 19 kilometreyi bulacak olan köprünün yapımına başlandı. Köprü geçişine kadar olan bölgeye 42 kilometrelik iki yönlü demiryolu ve 40 kilometrelik otoyol projesi de devlet denetiminden geçti. Böylece köprü yılda 100 milyon ton yük taşıma kapasitesine sahip olacak. Rusya Ulaştırma Bakanı Maksim Solov, köprünün inşa edildiği arazide II. Dünya Savaşı’ndan kalan mayınların temizlenmesine başlandığını, köprünün de 2018 yılında bitirileceğini söyledi.
Köprü inşası ile ilgili, BBC Türkçe haberi şöyle verdi: “Rusya’yı geçen yıl ilhak ettiği Kırım ile birleştirecek köprünün inşaatı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yakın dostu, çocukluk arkadaşı ve judo partneri Arkady Rotenberg’in şirketine verildi”.
Kırım Cumhuriyeti ve Sivastopol Rusya’ya bağlandıktan sonra Avrupa ve ABD’nin yaptırım uyguladığı ilk Rus iş adamlarından biri olan Rotenberg, bu kez de köprü inşasını başlayınca! Neden Putin ile bağlantısı, karalama politikasına dönüştü!
Köprü ile başka hangi bağlantılı konular var?
Şubat 2014’de Haydarpaşa-Sivastopol limanları arasında düzenli RO-RO seferleri, başlatılmıştı. Nedeni de Sivatopol Limanlarının hızlı gümrükleme yapabilmesi ve Ukrayna Ro-Ro Limanlarından daha Güneyde olması nedeniyle olumsuz hava koşullarından en az seviyede etkileneceklerdi. Fakat kısa bir süre (Mart ayı gibi) sonra Sivastopal seferleri, Ukrayna’nın İlyiçevsk limanına kaydırıldı. Sivastopol – Haydarpaşa seferleri, daha hızlı ve güvenli olmasına rağmen, Ukrayna’ ya kaydırılması da aslında Moskova’ ya Avrupa’nın bozulan ilişkileri için bir yaptırımı olarak düşündürüyor.
Sözleşmeler…
Ayrıca Sivastopol’da Rusya’nın Karadeniz filosu bulunuyor. Bu “Deniz Üssü” nün kullanım süresinin uzatılması Rusya’nın öncelikli hedeflerinde biri idi ve bu konu da Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev ile Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’ in imzaladıkları anlaşma ile çözüme ulaşmıştı.
Fakat daha sonra; Çoğunluğu Rus kökenli olan Kırım ve Sivastopol bölgeleri, Mart 2011’de bağımsızlığını ilan etti. 16 Mart’ta yapılan referandum ile de Rusya ile birleşme kararı almıştı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de 18 Mart’ta Kırım’ın Rusya’ ya bağlanması ile ilgili anlaşmayı imzalamıştı.
Durum böyle olunca da Rusya “Deniz Üssü” için öngörülen 2042 yılına kadar kullanım sözleşmesinin iptaline karşılık Ukrayna’nın “Doğal gaz” da indirimi kabul ederek “Deniz Üssü” sözleşmesini iptal etti.
Deniz Üssü Kuvvetleniyor…
Kırım – Sivastopol’ da,18 yıl önce terk ettiği deniz üssünü Rusya modernize ederek aktif hale getirdi. Hatta üssün yeni komutanı da, daha önce Deniz Kuvvetleri Akdeniz Harekat Birliği komutanlığını yapan Deniz Albay Yuri Zenskiy oldu.
Karadeniz Filosunu 2015 yılında; “Amiral Grigoroviç”, “Amiral Essen” ve “Amiral Makarov” firkateynleri ile de takviye yapacaklar.
Rusya kuvvetlenince, zor durumda kalanlar “Karalama-Oyunlar” ına başladı…!
A Haber’in Hürriyet Gazetesi’nden alıntı ile yayınladığı haberde; “Pentagon bünyesinde çalışan bir düşünce kuruluşu, Rusya Devlet Başkanı Putin’de otistik bozukluk olduğunu öne sürdü. 2008 tarihli araştırmanın sonuçları, Putin’in tüm kararlarını etkileyen “Asperger Sendromu”ndan mustarip olduğunu ortaya koyuyor.” Haberin devamında ancak; “Araştırma ekibi, Putin’in beyni üzerinde bir çalışma yapma fırsatı bulamadığı için teorilerini kanıtlama olanağından henüz yoksun.” yazıyordu.
Siyasi trafik…
ABD, Dışişleri Bakanı John Kerry de, Ukrayna Başbakanını Arseniy Yatsenyuk ile 5.Şubat’ta Kiev’ de yapmış oldukları görüşme ile Rusya konusunda Avrupa’yı desteklediğini göstermiş oldu.
Haberde: Suudi Arabistan’ın Rusya yönetimi ile petrol fiyatları ve Suriye konusunda bir gizli görüşme yaptığı ve bu görüşmede, Rusya’nın petrol fiyatlarının yükselmesine ihtiyacı olduğu, Riyad’ın ise Suriye’de barışı istediği ve bunun için Putin ile bir anlaşma yapmaya hazır oldukları öne sürülürken; Suudi Arabistan’ın, Kremlin’in Suriye Devlet Başkanı Beşar el Essad’ı desteklemeyi durdurursa da petrol üretimini azaltacağına yönelik söz verdiğini yazdı.
Siyasi trafik hızlanırken! 5 Şubat sabahı Şam’a roket ve havan toplarının yağdırılmasının anlamı düşündürmez mi!
Siyasi trafiği hızlandıran en önemli konulardan bir diğeri de; Rusya, Çin ve Hindistan’dan “Yeni İpek Yolu Projesi”. Hafta içinde Pekin’de yapılan zirvede üç ülke mutabakata vardı.
Bu zirvede Çin Dış İşleri Bakanı Wang Yi: Uluslararası siyasette solo değil, koro ile söylenen şarkılar dinlemek istediklerini fakat bu koroyu Ukrayna, Suriye, Afganistan ve diğer ülkelerdeki çatışmaların bozduğunu söyledi.
Kerç Boğazı’nda yapımı başlayan köprünün de, “İpek Yolu”nun Türkiye’den Sivastopol Ro-Ro seferleri, Rusya’nın Karadeniz bağlantısını sağlayacağı ticaret için çok önemli oluşu Avrupa ve ABD’yi bir hayli güç durumda bırakmış görünüyor. Eğer doğru ise; Suudi Arabistan’ın Putin ile teması da, İsrail’ in de “Karalar bağlamış” olduğunun göstergesi olur mu?
Merkel ve Hollande’nin Rusya görüşmesinde asıl konunun “İpek Yolu Projesi” olduğunu düşündüğümden, “Yi”nin sözünü ettiği “Koro”ya katılabilmek için çırpınan, ABD ve Avrupa’nın “Pazarlık” “Yaptırım Gücü” bir hayli zayıf görünüyor…!
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.