Rize Fındıklı’da Fındıklı Derelerini Koruma Platformu’nda örgütlenen, yıllardır derelerini ve doğayı korumak için HESçi şirketlere karşı verdikleri mücadele ile vadilerine HES yaptırtmayan Fındıklılılarla konuştuk. 2012 yılında mücadele ettikleri bir HES projesi yeniden ısıtılarak karşılarına çıkarılan Fındıklılılar dün olduğu gibi bugün de “Fındıklı için, doğamız, deremiz ve yaşam alanlarımız için ne gerekiyorsa onu yapacağız” diyorlar. Fındıklı […]
Rize Fındıklı’da Fındıklı Derelerini Koruma Platformu’nda örgütlenen, yıllardır derelerini ve doğayı korumak için HESçi şirketlere karşı verdikleri mücadele ile vadilerine HES yaptırtmayan Fındıklılılarla konuştuk. 2012 yılında mücadele ettikleri bir HES projesi yeniden ısıtılarak karşılarına çıkarılan Fındıklılılar dün olduğu gibi bugün de “Fındıklı için, doğamız, deremiz ve yaşam alanlarımız için ne gerekiyorsa onu yapacağız” diyorlar. Fındıklı Derelerini Koruma Platformu’ndan Sendika.Org’ye konuşan Avni Ertaş, Mehmet Gürkan, Şenol Terzioğlu, Hüseyin Acar yenilenen HES projesiyle ilgili ÇED süreci kapsamında 17 Şubat 2015 tarihinde yapılacak “halkı bilgilendirme toplantısı” sırasında Fındıklı halkının toplantıda değil toplantıyı protesto eyleminde Fındıklı Halk Eğitim Salonu önünde olacağını söylüyor. Fındıklı Derelerini Koruma Platformu’na göre ÇED’in açılımı “Çevresel Etki Değerlendirme” değil “Çevresel tepki değerlendirme”. Söz Fındıklılıların…
Yeni HES Projesi ile ilgili süreci aktarır mısınız ?
Avni Ertaş: Yeni proje değil, yeniden tasarlanan bir proje. 2012’de Fındıklı’da bu proje ile ilgili bir ÇED toplantısı yapılmak istenmişti ve ısırgan otu ile karşılanmıştı. O süreçte şirket yasal mevzuatı yerine getiremediği için dosya yanmıştı. 2 Ekim 2014 tarihinde ön lisansın onaylanmasıyla birlikte yeniden ÇAYEN şirketi adına ÇED süreci başlatılmış oldu. Projeyle ilgili 17 Şubat 2015 tarihinde halk eğitim salonunda halkı bilgilendirme toplantısı yapılmak isteniyor.
Mehmet Gürkan: HES’lerle Fındıklı’nın cehennemi yaratılmak isteniyor. Yeni HES projesiyle de Fındıklıyı cehenneme çevirmek istiyorlar. Ama Fındıklı halkı olarak biz de inatla doğamızı ve yaşam alanlarımızı savunuyoruz. Hangi proje ile gelirlerse gelsinler, ne satılık suyumuz var ne de sermaye sahiplerine teslim edecek doğamız ve yaşam alanlarımız var. Sadece HES projesi değil, taş Ocağı, dere ıslahı, Yeşil Yol gibi projelerde mücadele edilmesi gereken projeler ve biz bu projelere karşı da kitlesel olarak mücadele ediyoruz.
Peki siz bu ÇED sürecine nasıl bakıyorsunuz ve nasıl hazırlanıyorsunuz ?
Avni Ertaş: Önümüzdeki günlerde projenin muhatabı olan köyde, köy halkıyla birlikte bir halk toplantısı yapacağız. Oradan çıkan karar , görüş ve önerilerle birlikte ilçe merkezlerinde geniş katılımlı, muhtar, demokratik kitle örgütü ve partilerin katılacağı toplantı ile yapılacak olan bilgilendirme toplantısına karşı tavrımızı netleştireceğiz. Tabi bugüne kadar HES için ilçemize gelenleri nasıl karşıladıysak bugün de bir şey değişmedi. Fındıklı için, doğamız ve yaşam alanlarımız için nasıl bir tavır almamız gerekiyorsa onu yapacağız.
Mehmet Gürkan: Her zaman olduğu gibi en geniş katılımı sağlayarak, Fındıklı halkıyla beraber bir mücadele yolu oluşturacağız.
Hüseyin Acar: Değişen bir şey yok. Onlar doğamızı ve yaşam alanlarımızı talan etmeye çalışıyorlar. Biz de halk olarak talana karşı direniyoruz. Herkes işini yapıyor aslında. Sermaye sahipleri daha çok kar etmek yağmada ısrar ediyor. Halk da kendi yaşam alanlarını savunuyor.
Bilgilendirme toplantısında da bütün Türkiye’nin HES’lere karşı direnişle adını duyduğu Fındıklı halkı yine doğamız ve yaşam alanlarımız için ne gerekiyorsa onu yapacak. Fındıklı halkı bugüne kadar yeterince bilgilendirildi zaten. Biz bu toplantıları çevresel etki değerlendirme toplantıları olarak değil; çevresel tepki değerlendirme toplantıları olarak görüyoruz. Bu tepkiyi de 17 Şubat’ta halk eğitim önünde toplanan Fındıklı halkı gösterecek.
Şenol Terzioğlu: Yıllar önce önümüze koyulan projeler yeniden ısıtılarak önümüze koyuluyor. Fındıklı halkı bu tuzağı çok net bir biçimde görüyor ve 17 Şubat’ta yaşam alanlarımızı savunmak için üzerimize düşen görev ne ise onu yapacağız.
Ancak son süreçte bir de Yeşil Yol projesiyle karşı karşıyayız. Bu proje konusunda bir bilgi kirliliği vardı. Ama daha sonra Yeşil Yol’un da neye hizmet ettiğini herkes gördü ve bu projeye karşı da mücadele edeceğiz. Hangi proje olursa olsun eğer niyetleri yaşam alanlarımızı talan etmekse eğer; biz bu talana izin vermeyeceğiz.
HESçiler bir müddet Fındıklı’ya müdahaleden vazgeçmişti. Bu halkta bir rehavet yarattı mı sizce?
Avni Ertaş: Böyle bir rehavet olması mümkün değil çünkü artık önümüzde sadece bir HES meselesi yok, işin boyutu HES’leri çoktan aştı. Artık sadece suyumuzu istemiyorlar. Yaşam alanlarımızı bir bütün olarak ele geçirmek istiyorlar. Biz her ay burada birilerini yakalıyoruz. Kimi yılan topluyor, kimi çiçek örnekleri, kimi böcek örnekleri topluyorlar. Biz de ne için yaşam alanlarımıza geldikleri belli olmayan, niyetlerinden kuşku duyduğumuz bu kişileri yaşam alanlarımızdan uzaklaştırıyoruz. Kuşku duymamızın geçerli nedenleri de var. Çünkü bu kişilerden mülki amirlerin ya da ilgili kurumların bile haberi olmuyor. Halkın zaten hiç haberi yok bu kişilerden. Şimdi bir de yeşil yol var.
Yeşil Yol demişken Fındıklı’da bu süreç nasıl işliyor ?
Avni Ertaş: Buralarda daha çok “yayla yolları yapılıyor” söylemi ile süreç başladı. Bu yüzden yaylacılık yapan insanlarımız, muhtarlarımız projeye sıcak bakıyordu. Ama şimdi herkes gördü ki yaylalarda yapılan yollar aynı zamanda HES için yapılan yollar.
Yeşil Yol ile ilgili bir çalışmanız oldu mu?
Avni Ertaş: Kaymakamlık’ta; Platform ve demokratik kitle örgütleri ile bir toplantı yaptık. Daha sonra da muhtarlarımızla toplantı yaptık ve Yeşil Yol’a dair düşüncelerimizi tartıştık ve önümüzdeki süreçte HES karşıtı mücadelelerin yanında Yeşil Yol da bir mücadele başlığı olarak önümüzde olacak.
Sendika.Org
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.