Özgecan’a siyaset meydanlarında ağıt düzen güç sahipleri, siz Özgecan’ı 45 sene evvel kovaladıydınız, yordunuz ve şimdi öldürdünüz Bu türküyü bu ülkenin her yurttaşı ezbere bilir. “Ağladığın Duyulmasın, Aldırma Gönül Aldırma” “Aldırma” derken nasıl da canını yakar insanın, nasıl da parçalar yürekleri. Başın öne eğilmesin sözü; Dik dur, dik otur, öğün, çalış, güven gibidir. Kurşun ata […]
Özgecan’a siyaset meydanlarında ağıt düzen güç sahipleri, siz Özgecan’ı 45 sene evvel kovaladıydınız, yordunuz ve şimdi öldürdünüz
Bu türküyü bu ülkenin her yurttaşı ezbere bilir.
“Ağladığın Duyulmasın, Aldırma Gönül Aldırma”
“Aldırma” derken nasıl da canını yakar insanın, nasıl da parçalar yürekleri.
Başın öne eğilmesin sözü; Dik dur, dik otur, öğün, çalış, güven gibidir.
Kurşun ata ata biter, Yollar gide gide biter, Ceza yata yata biter.
Aldırma derken “Sayının azlığına, düşmanın çokluğuna, yolların zorluğuna bakmadan, bıkmadan, kalmamışsa kurşunun, kırılmışsa sopan, yüreğini fırlat at düşmana” demektedir.
Sarmışsa çepeçevre kara bulutlar; dayan kitap ile, dayan iş ile, umut ile, sevda ile, düş ile, tırnak ile, diş ile dayan, rezil rüsva etme beni.
Acı çeken insan meydanlarda nutuk atmaz, acı çeken insan sadece acır.
Özgecan’a siyaset meydanlarında ağıt düzen güç sahipleri, siz Özgecan’ı 45 sene evvel kovaladıydınız, yordunuz ve şimdi öldürdünüz.
Çünkü tanrı kadını size emanet etti. Kadın siz erkeklerin süsü! Kadın zaten şeytanın rol arkadaşı!
Özgecan ilk mi?
Özgecan son mu olacak?
Bunun için ya dininizi değiştireceksiniz ya erkekliğinizden vazgeçeceksiniz.
Yapamazsınız bunları, yapamazsınız. İktidarınızı uzun şeylere borçlusunuz.
Adamın uzunluğuna şehvetli şiir yazan toplumun insanları Özgecan’ın yakılmasını anlayamaz.
Anlayamadığınız şeyleri anlatmaya çalışmak aptalca biliyorum.
Utanmasızlığınızı olgunlukla karşılayamıyorum.
“Kadını yaratan şeytanı neden yaratmış” kültürünün insanlarına bir haykırıştır, “Dertlerin kalkınca şaha, bir sitem yolla Allah’a” bağırışı.
Özgecan’ı 45 sene evvel kovaladınız, yordunuz ve yaktınız.
Şenay 45 yıl evvel köyün en zeki kızı olarak Maraş İlköğretmen okuluna alındı.
Şenay, Ülkücüydü. Ülküleri vardı, ülkesine insanlarına, annesinin ezilmişliğine, kardeşlerinin kaderine ülküleri vardı. 16 yaşındaydı.
Babası belediye başkanıydı Adalet Partisi’nden, abisinin düğününde sahneye fırladı.
Mikrofonu kaptığı gibi başladı, “Aldırma gönül aldırma.”
Salon türküye katıldı, salon hep beraber söylüyor.
“Başın öne eğilmesin, görecek günler var daha, dertlerin kalkınca şaha, aldırma gönül aldırma.”
Salon yıkılıyor “dertlerin kalkınca şaha”
Babam kıpkızıl gözleriyle annemin ve bizim oturduğumuz yere geldi “Nerede bu kominis oruspu, o benim kızım olamaz, öldüreceğim.”
Şenay nasıl ve nereye kaçtı bilmem.
Şehirden köye geldiğimizde babam hala Şenay’ı arıyordu.
Elinde kocaman ışıl ışıl birde silah vardı. Şenay’ı saklamışlar anlaşılan. Babam vuramadı.
Şenay yorulmuş anlaşılan. Baksana baba oğul eninde sonunda yakmışlar.
Bu cinayet geç kalmış. Özgecan öleli 45 yıl oldu.
Aldırma gönül aldırma.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.